Büyükşehir Belediyesi’nin “Ramazan Sohbetleri” programı büyük bir hızla devam ediyor. Birbirinden farklı konu ve konuklarıyla Yakutiye Meydanı’na her gün ayrı bir renk katan etkinlikler kapsamında dün de Erzurum’un camileri ele alındı. Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, konuşmacı olarak katıldığı “Ramazan Sohbetleri” programında Erzurum’daki camileri anlattı. Erzurum’un, yerli ve yabancı pek çok seyyahın ziyaret ettiğinde en fazla camileri ile dikkat çeken bir şehir olduğunu anlatan Küçükuğurlu, “Erzurum’a uzaktan bakıldığında tıpkı İstanbul’a bakıldığı gibi minareler ön plana çıkmaktadır. Tarih boyunca hep böyle olmuştur. Bu gün o minareleri göremezsek dahi şehrin içerisinde Osmanlı’dan bu güne kadar pek çok caminin var olduğunu bilmekteyiz” dedi.
ERZURUM CAMİLERİ İLK KEZ KİTAPLAŞIYOR
Erzurum’un camileriyle ünlü olduğunu ama buna karşın Erzurum camilerini anlatan bir kitabın bulunmadığını kaydeden Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, “Bu büyük bir eksiklikti. Biz de eksikliği gidermek üzere Erzurum Camileri adlı bir kitap hazırlamaktayız. Yakın bir zamanda Erzurum Teknik Üniversitesi’nin yayınları arasında Erzurum Camileri adlı kitap Erzurum’la buluşacak” diye konuştu.
ERZURUM’DA “52 MAHALLE, 52 CAMİ” YANILGISI
Erzurum’ da Osmanlı tarihi boyunca 52’den fazla caminin var olduğunun bilindiğini kaydeden Küçükuğurlu, “Tarihte Erzurum’la ilgili ‘52 mahalle, 52 cami’ ifadesi vardır. Kısmen doğrudur ama bu ifadenin tam da gerçeği yansıtmadığı ortadadır. Bir de Osmanlı öncesi var Erzurum’un. Erzurum 600’lü yıllardan itibaren İslam toprağıdır. Maalesef Osmanlı öncesi devletlerimiz döneminden yapılmış camiler hakkında çok fazla bilgimiz yoktur. Bunun sebebi bahsettiğimiz dönem ile Osmanlı dönemi arasında Erzurum’un fetret dönemi olmasıdır. Yani Erzurum Saltuklu’dan, Selçuklu’dan sonra bir fetret dönemi yaşamış, bu dönem uzun bir dönem olarak tarihe geçmiş ve bu dönemde şehirde büyük yıkımlar gerçekleşmiştir” ifadelerini kullandı.
OSMANLI ÖNCESİ DÖNEMDEKİ CAMİ MESCİDLER
Yakutiye Medresesi, Çifte Minareli Medrese, kısmen Kale ve Ulu Camii’nin o dönemden kalan ender eserlerden olduğunu dile getiren Küçükuğurlu, “Yaptığımız incelemeler ve tespitlerde Osmanlı’dan önce 7-8 tane daha cami mescit olduğunu görüyoruz. Gürcüpaşa Camii’nin yerinde Saltukiye Camii vardı. Yine Esatpaşa Camii Karacabey Mescidi üzerine inşa edilmişti. Hacı Cuma Camii’nin yerinde eski bir mescit vardı. Sığırcık Camii, Mehdi Abbas Mescidi üzerine inşa edilmişti. Aşağı Habip Efendi Camii Gazi Gıyasettin Dede Mescid’i üzerine inşa edilmişti. Ayrıca Abdurrahman Şerif Beygu‘ya göre Erzurum’un Çırçır, Emirşeyh, Eski Gez Camii, Hacı Cuma, İhmal, Karaköse, Kemhan, Kırmacı, Mahmudiye, Eski şeyhler, Taşmescit, Veyisefendi, Yukarı Mumcu ve Kırkçeşme gibi bugün var olmayan pek çok tahta minareli mescidi vardı” şeklinde konuştu.
ÇOK SAYIDA CAMİ GÜNÜMÜZE KADAR ULAŞAMADI
Osmanlı’nın ilk zamanlarında mahallelerin zaviyeler etrafında şekillendiğini anlatan Prof. Dr. Küçükuğurlu, “Osmanlı’ya baktığımızda ise mahallelerin genelde camilerin etrafında şekillendiğini görmekteyiz. Bizim tespitlerimize göre Osmanlı dönemi boyunca Erzurum’da yaklaşık 80 cami bulunmaktaydı. Bunların 52’si Osmanlı sonrasına ulaşmıştır. Demek ki yaklaşık 30 cami çeşitli nedenlerden dolayı maalesef ortadan kaybolmuştur. Biz 80 cami diyoruz ama Erzurum’a gelen yabancı seyyahlara göre Erzurum’da daha fazla cami vardır. Dikkat edilirse cami sayısının 17 ve 18’inci yüzyıllarda bu anlamda daha fazla olduğunu söyleyebiliriz” dedi.