Gıda Tarım ve Hayvancılık Erzurum İl Müdürü Osman Akar, ‘Erzurum’da koyun-keçi varlığı 768 Bin 198’e ulaştı. Bu yönde, destekleme ve çalışmalarımız devam ediyor.’ dedi.
Koyun hem gıda hem de ekonomik bakımdan büyük önem sahip. Yani insanoğlu, koyun-keçi ile tanıştığı günden bu tarafa, bereketin diğer bir adı oldu. Özellikle başta Erzurum olmak üzere Doğu illerinde küçükbaş ayrı bir yere sahip oldu. Ancak ülke genelinde olduğu gibi Erzurum’da da 2009 yılına kadar azalan koyun-keçi varlığı, 2010 yılından itibaren alınan bir kısım tedbirlerle birlikte yeniden yükselişe geçti.
800 BİNE YAKIN KÜÇÜKBAŞIMIZ VAR
Erzurum’da ki küçükbaş varlığı sayısal verilerini paylaşan Gıda Tarım ve Hayvancılık Erzurum İl Müdürü Osman Akar, Son 10 yıllık koyun varlığı hakkında bilgiler verdi. 2010 yılı itibariyle küçükbaş varlığının 496 Bin 350’ya düştüğünü ifade eden Akar, İl Müdürlüğünün çalışmaları ile koyun varlığının yükselişe geçtiğini belirtti. Akar, “Küçükbaş varlığı 2012’de 562 Bin 242, 2013’de 574 Bin 213’e, 2014’te 629 Bin 065’e, 2015 yılında ise 768 Bin 198’e yükseldi. Son yıllarda koyun varlığındaki azalmanın nedenleri arasında kırsaldan kente göç, sürü yöneticisi -çoban- bulunamaması, fiyat dalgalanmaları, göçer hayvancılıkta mera sorunları, tüketim alışkanlıkları, süt, yün ve deri gibi koyunculuk ürünlerinin ederinde değer bulamaması, erken kuzu kesimi vb. gibi birçok sebep sayılabilir. Ancak, büyükbaş etinde oluşan arz açığı ve maliyetinin yüksek oluşu, Bakanlığımızın küçükbaş hayvancılığına yönelik birçok başlıkta desteklemeleri, koyun eti tüketimine yönelik kamuoyunda olumlu algı dönüşümü, kamuda menülerde koyun eti bulundurulmaya başlanılması, artan nüfus, Erzurum iline ait coğrafi tescilli cağ kebabının yaygınlaşması gibi birçok gelişme, İlimizde de koyunculuk faaliyetine olan ilgiyi artırmıştır. Bunun neticesinde 2010 yılından itibaren küçükbaş hayvan varlığımız tekrar düzenli yükselişe geçmiştir.” şeklinde konuştu.
KÜÇÜKBAŞ YÜKSELİŞTE
Erzurum’un Doğu Anadolu’da en büyük hayvancılık potansiyeline sahip şehir olduğunu belirten Akar, Erzurum’da büyükbaş haricinde küçükbaş hayvancılığında geliştiğini ifade etti. Üreticilere verilen destek ve çalışmaların devam ettiğini belirten Akar, Erzurum’un koyunculuk alanında büyük gelişmelere sahne olduğunu da dile getirdi. Koyunculuğun Erzurum mevsimine ve meralara göre elverişli olduğunu aktaran Akar, “Anadolu’da ‘Buğday ile koyun, gerisi oyun’ sözü ile tarihsel süreçte, coğrafyamızın bize sunduğu yaşam realitesi, bugün bir kez daha kendini hatırlatmış bulunuyor. Bu coğrafyada süregelen yaşamda belki zorunlu, belki nimet, belki de bir bereket olan koyunculuk; sosyo-kültürel yaşamdaki hızlı ve acımasız değişim trendinden en olumsuz etkilenen sektörlerden biri olmuştur. 2009 yıllarına kadar sürekli bir düşüş yaşayan koyunculuk, bıraktığı boşlukla bedel ödetmeye başladı. Koyunculuk: yeri geldiğinde cep harçlığı, misafir ağırlamanın en latif ikramı, yatak-yorgan-çorap-keçe-süt-et oldu, kom-ağıl altlıkları yakacak oldu; ama daha da ötesi, insanoğluyla tanıştığı günden bu tarafa, bereketin diğer bir adı oldu. Ancak başlangıçta da arz edildiği üzere, ülke genelinde olduğu gibi Erzurum ilinde de 2009 yılına kadar azalan koyun-keçi varlığı, 2010 yılından itibaren alınan bir kısım tedbirlerle birlikte yeniden yükselişe geçti.” dedi.
‘ERZURUM KOYUN-KEÇİ YETİŞTİRİCİLİĞİNE ELVERİŞLİ’
Erzurum’un sahip olduğu iklim, toprak yapısı ve meraları ile koyun-keçi yetiştirilmesi hususunda büyük öneme sahip olduğunu dile getiren Akar, “Koyun, keçi gibi küçükbaş hayvanlar, büyükbaş hayvandan farklı olarak karla kaplı zaman dilimi hariç, yılın önemli bir döneminde hatta en kötü meralarda dahi beslenerek ek bir yemlemeye ihtiyaç duymazlar. Ülke mera varlığı içerisinde yaklaşık 1,6 milyon hektar alanla Erzurum ili önemli bir paya sahip ise de bölgede zayıf ve orta vasıflı mera yapısının fazla oluşu, koyunculuk faaliyetini bir zorunluluk haline dönüştürüyor. Ayrıca, büyükbaş hayvan üretiminin süre ve maliyet açısından olumsuzluğu nedeniyle, çok daha kısa sürede ve düşük maliyetle yapılan koyun yetiştiriciliği; kırmızı et üretiminde arz açığını karşılaması adına büyük önem arz etmektedir” ifadelerini kullandı.