Palandöken Gelişim Derneği tarafından organize edilen yazar Nizamettin Korucu’nun katılımıyla “ Dünden Bugüne Bugünden Yarına Erzurum “ konulu ilk söyleşi dernek binasında gerçekleşti.
ERZURUM SAHİPSİZLİK PSİKOLOJİNDEN KURTULMALI
Palandöken gelişim derneği tarafından düzenlenen “Dünden Bugüne Bugünden Yarına Erzurum” konulu sohbete, Erzurum’un tarihsel sürecini anlatarak başlayan Yazar Korucu, şehrin Türk tarihi kaynaklarına göre 4000 yıllık Türk şehri olduğuna vurguladı. Nizamettin Korucu, “ Şehir tarih boyunca defalarca el değiştirdi, büyük yıkım, savaş ve depremler yaşadı. 16.asrın sonlarından 18.asrın ortalarına kadar ticari ve gelişmişlik yönünden en parlak dönemlerini yaşadı. Geçmişten devraldığı tarihi dokusunu, su kaynaklarını, ticari önemini yanlış uygulanan kentsel dönüşüm ve göç sebebiyle koruyamadı” dedi.
EKSİĞİMİZ ÇOK
Erzurum’un büyük eksikliğin şehrin entelektüel birikimi ve aydınlarında olduğunu sözlerine ekleyen Korucu, “ Aydınlar arasında Erzurumluluk paydasında birlik ve beraberlik ruhunun tesisinin önemini vurgulayarak mevcut yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının bunda öncü rolü oynayabileceğini sözlerine ekledi. Bu meyanda yeni olmasına rağmen aksiyoner bir isime ve genç dinamik heyecanlı bir ekibe sahip Palandöken Gelişim Derneği’nin başarılı çalışmalar yapacağına inancını belirtti.
ERZURUM AÇIK HAVA MÜZESİ
Şehrin mevcut yeraltı kaynaklarının kullanılarak bunun yanı sıra 4000 yıllık tarihi ile adeta bir açık hava müzesi konumunun değerlendirilerek şehir sosyokültürel ve iktisadi kalkınmasına yol açılabileceğini vurguladı. Korucu, “ Erzurum’un sulak tarım arazilerini koruyarak ve tarımsal kullanıma açarak şehrin büyük oranda refaha kavuşturmanın imkânı olduğunu, sulak arazilerde mevsimlere göre zengin kuş çeşitliliğinin tabiat turizmi il ekonomisine büyük ölçüde katkıda bulunabileceğini belirtti. Erzurum ilçelerinin kendi özellikleri ile şehir kalkınmasına katkıda bulunabilecektir. İlçelerde turizm ve tarımsal ürünlerinin yanı sıra hayvancılığın önünün açılması için projeler üretilmesini ve bu projelerin hayatiyete geçirilmesi gerekmektedir. Erzurum’un betona boğulmaması, halkın huzurlu yaşayabileceği alanların başında yer alan sayfiye yerlerinin çoğaltılması, şehri merkezinde halk bahçelerinin tarihte olduğu gibi yeniden yapılması gerekmektedir. Korucu, “Bütün bunların yapılabilmesi için yerli sermayenin ve bölgeyi çok iyi bilen münevverlerin, idarecilerin aktif görev üstlenmesi gerekmektedir. Şehir ahalisinin sahipsizlik psikolojisinden çıkması gerektir. Bu hal ile şehri sahiplenenlerin yanlış uygulamalarının önüne geçilebilecektir. Mevcut Büyükşehir Belediyesinin aktif, çalışan ve yeniliğe açık çabalarının göz önüne alınarak şehrin dinamiklerinin harekete geçirilmesi gerekmektedir” dedi.