Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Saliha Koday, “Oltu Çayı Havzasının Coğrafyasından Kaynaklanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu konferansta, Oltu havzasında toprak erozyonun had safhada olduğunu söyledi.
Atatürk Üniversitesi Oltu Yerbilimleri Fakültesi’nde konuşan Koday, Oltu Çayı Havzasının fiziki ve beşeri coğrafik özelliklerini ve bu özelliklerden kaynaklanan sorunlarını anlattı.
ORMAN TAHRİBİ
Oltu çevresinde asırlar boyu süregelen orman tahribi yanlış arazi kullanımı ve aşırı hayvan otlatma sonucu toprakların aşınmasına ve ana kayanın yüzeye çıkmasına neden olduğunu anlatan Koday, “Başka bir deyişle; eğimin kuvvetli olması toprak oluşumunu engellemiştir. Doğal bitki örtüsünün aşağı yukarı dörtte üçünün tahrip ve dejenere edilmesi havzada erozyonu hat safhaya ulaştırmıştır” dedi.
EROZYON TEHDİTİ
“Erozyon, başta sahanın doğal potansiyelinin ifade edilemeyecek derecede düşmesine ve buna bağlı olarak da sosyoekonomik bazı sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur” diyen Koday, şöyle devam etti:“Kapalı ekonominin bir sonucu olarak, havza sakinleri, ister istemez, yapacak ve yakacak ihtiyaçlarını bulundukları sahadaki ormanları aşırı derecede tahrip etmek suretiyle karşılamışlardır. Havzanın otlak, orman ve tarımsal potansiyeli giderek artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamaya yetmemiştir. Bunun sonucu olarak tüm doğal kaynaklar aşırı derecede zorlanmış ve doğal denge bozulmuştur. Oltu Çayı Havzasını çevreleyen tüm sahalar ormanlarla örtülü durumdayken, şiddetli orman tahribatı sonucu bu alanlardaki ormanlar, bazı küçük sarıçam toplulukları istisna edilirse, tamamen yok edilmiştir.”
NÜFUS KAYBI
Koday, Oltu çayı havzasında ciddi nüfus kaybının ortaya çıktığını, bunu önlemek için yapılması gerekenleri ise şu şekilde ifade etti.
“Havzadan olan göçleri önlemek amacıyla öncelikle havza insanının temel geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık geliştirilerek birim alana ve hayvan başına verim yükseltilebilir.
Havza okuma yazma oranının en yüksek olduğu yerler arasındadır. Ayrıca Atatürk Üniversitesi Oltu Yer Bilimler Fakültesi ve Oltu Meslek Yüksek Okulu, Narman Meslek Yüksek Okulu, Şenkaya Meslek Yüksek Okulu gibi yüksek eğitim kurumları sayesinde havzanın eğitimle ilgili fazla sorunu olmadığını söyleyebiliriz. Bu anlamda Oltu, havzanın eğitim ve kültür merkezliğini üstlenmiştir. Havzada Oltu taşı ve Oltu zümrüdü olarak bilinen süs eşyası yapımında kullanılan taşların çıkarımı ve işlemeciliği daha ekonomik hale getirilmelidir. Havza el sanatları açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Oltu taşı işlemeciliği dışında halı ve kilim dokumacılığı, Olur ilçesi Ormanağzı köyüne ait, bayanların başlarına örtü olarak kullandıkları bezlerin dokumacılığı geliştirilebilir.
Özellikle Bardız kilimi olarak bilinen kilim dokumacılığı Şenkaya ve Olur ilçelerinde dokunmaktadır. Giderek kaybolmaya yüz tutmuş bu el sanatlarının canlandırılması gerekir. Turistik açıdan değer taşıyan el sanatlarına pazar oluşturarak hem havza insanına ekonomik bakımdan yarar sağlamış olacak, hem de ülkemizin tanıtımına katkısı olan bu değerlerin unutulması yok olmasına engel olunacaktır. Oltu Çayı Havzasında turistik çekicilikler oldukça fazladır. Bilhassa havza çok eski bir tarihe sahip olduğundan çok sayıda kale, kule, kilise, cami gibi birçok tarihi eseri barındırmaktadır. Bu kültürel miras değerlendirilebilir.”