CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bayburt'taki mitingde Başbakan Erdoğan'a ve hükümete yüklendi. Dün sabah karayoluyla Erzurum'dan Bayburt'a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hükümet Meydanı'nda vatandaşlara seslendi. Bayburtlulardan 12 Eylül'deki referandumda 'Hayır' oyu kullanmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "Sözünü tutmayana yiğit ve erkek adam denir mi? Denmez. O zaman sözünü tutmayana gereken cevabı verin" dedi.
//VATANDAŞ SİYASETÇİ İLİŞKİSİ
Zaman zaman sözü sloganlar ve alkışlarla kesilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, siyasete girerken halka hiçbir zaman yalan söylemeyeceğine dair kendine söz verdiğini söyledi. Halka her zaman doğruları söyleyerek güven bağını kuracağı konusunda söz verdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, böylece milletin kendilerine güveneceğini kaydetti. Halkın siyasetçiye güvenmediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Buraya hiç gelmedik, sizi dinlemedik. Ve siz de bize oy vermediniz. Kabahat sizde değil bizde. Önce suçumuzu itiraf edelim. Ama size söz veriyorum. Siyasette sizin için çalışacak, cebimizi değil halkı düşüneceğiz. Bunu niye söylüyorum biliyor musunuz? Siyasete atıldıktan sonra ve genel başkan olduktan sonra belki bir açık bulabilirler ümidiyle geçmişimi araştırıyorlar. Yedi sülalemi değil 77 sülalemi araştırmazsanız namertsiniz. Neden söylüyorum biliyor musunuz? Benim ben kendime güveniyorum. Babam derdi ki sen doğru dur, eğri belasını bulur. Ben doğru duracağım. Boğazımdan aşağı haram lokma inmedi. Ozaman neden korkayım çekineyim. Benim tek güvencem ve dayanağım halktır" diye konuştu.
//SORUNLARINIZI DİLE GETİREN VAR MI?
Meydandaki kalabalığa, "AK Parti'ye oy verdiniz milletvekili çıkarıp parlamentoya gönderdiniz. Siz hiçbir milletvekilinizin çıkıp da Meclis kürsüsünde Bayburt'un bir soruna var dediğini duydunuz mu" diye soran Kılıçdaroğlu, vatandaşların 'Hayır' yanıtı üzerine, "Ankara'dan bakınca diyoruz ki Bayburt'un sorunu yok. Halbuki Bayburt'ta hayvancılık, tarım bitti, sanayi zaten yok. Sekiz yıllık AK Parti iktidarında gördüğü zulmü Bayburt Bayburt olalı hiçbir dönem görmedi. Bunu yüreğim yanarak söylüyorum" ifadelerini kullandı.
//İNANÇ SÖMÜRÜSÜ İDDİASI
Kılıçdaroğlu, "Sizin en temiz duygularınızı, inançlarınızı sömürdüler. Böyle bir anlayış olur mu? CHP iktidarında inanç sömürücüğlüne son vereceğiz. İnsan inançlarında Allah'la baş başadır ve başımızın tacıdır. Eğer izin verirseniz CHP'nin iktidarında yani sizin iktidarınızda ben özgürce ibadetimi yerine getiremiyorum diyen kimse olmayacak. Kim böyle derse gelsin kardeşiniz Kemal'i bulsun. Önüne düşüp sonuna kadar hakkını arayacağım. Her yerde her ortamda inançlara saygılı olacağız. İnançlar siyasetin konusu olmaz. İnançla siyaset başka başka şeyler. Allah'la kulun arasına kimse giremez ama din tüccarları böyle yapıyor" diye konuştu.
//KILIÇDAROĞLU’NDAN SİYASET VE SİYASETÇİ TANIMI
Kimliklerin de siyasetin konusu olmadığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "İnsanlar anne-babalarını seçme özgürlüğüne sahip değildir. Ve insanlar anne-babalarıyla gurur duyar. Siyaset halka hizmet etmek, halk için çalışmak, Türkiye'yi ayağa kaldırmak, işsizliği sona erdirmek için vardır, Meclis'e gittikten sonra cebini düşünmek değil. 12 Eylül'de önünüze anayasa değişikliği gelecek. Sandığa gideceksiniz. Ama ben size bir soru sorayım. Siz TBMM'de hayali ihracatçı, ihaleyle fesat karıştıran, halkı değil cebini
düşünen iş takipçiliği yapan milletvekili ister misiniz" diye sordu.
//DOKUNULMAZLIK SORUNU
CHP'nin iktidarında önce dokunulmazlıkları kaldıracaklarının sözünü veren Genel Başkan Kılıçdaroğlu, "Bu anayasa değişikliğinde dokunulmazlığı kaldıran bir madde var mı? Bunu onlara niye sormuyorsunuz. Boğazından haram lokma gitmediyse kaldırsana dokunulmazlıkları. Ama kaldıramazsın. Bizim iktidarımızda herkes hesap verecek. Bunlar din, iman, ahlak, peygamber deyip milletin en temiz duygularını sömürürler. Bir bakmışsınız köşeyi dönmüşler. Ben buna izin vermeceğim siz de vermeyin. Yiğit adam, sözünde
duran halkı için çalışan adam önce dokunulmazlıkları kaldırır. 'Halk gibi olacağım, boğazımdan haram lokma inmedi ben de halk gibi yaşacağım' der. Peki dokunulmazlığı kaldıracağım diye miting meydanlarında söz verdiler. Şimdi niye kaldırmıyorlar. Sözünü tutmayan adama ne denir? Bir siyasetçinin ülkesi, halk için verdiği sözün arkasında durması lazım. Böyle davranan adama yiğit, erkek denir. Bu adam söz verdi tutmuyor. Öyle kabadayılıkla olmaz" şeklinde konuştu.
//BAŞBAKAN’IN ÇOCUKLARI ABD OKUYOR
Emeklilerin durumunun her geçen gün daha da kötüye gittiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "'Başbakan her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir kural yok' diyor. Üniversitede çocuğu okuyan veya üniversiteyi bitirip iş bulamayan Bayburtlulara sesleniyorum. Siz onları zorla okutmuyor musunuz? Recep Bey'in çocukları Amerikalar'da okuyor. Senin çocuklarınla Bayburtlu emeklinin çocuğu aynı imkanlara mı sahip? Önünüze gelecek sandıkta gereken dersi verin. Bu dersi vermek sizin göreviniz. Ama sayın Başbakan diyebilir ki ben o lafı etmedim. Eğer derse o lafı Anadolu Ajansı'ndan bulur O'nun yakasına
iliştiririm. Bayburtlu AK Parti'ye milletvekili verdi, onlar size işsizlik yoksulluk verdi. Besiciliği öldürdü. İş ve istihdam vermedi. Özelleştirme yaparak milleti işsiz bıraktılar. Yani siz onları iktidar yaptınız onlar sizi kümeye düşürdü. Siz de onları kümeye düşürün."
Türkiye'nin komşusu Irak'ın işgal altında olduğunu, demokrasi adına binlerce insanın öldüğünü, binlerce Müslüman kadına tecavüz edildiğini camilerin yıkıldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Büyük Orta Doğu Projesi'nin eş başkanı Recep Tayyip Erdoğan. Ve Recep Bey ne dedi biliyor musunuz? Amerikan askerlerine başarılar diliyorum. Onu size şikayet ediyorum. Eğer diyorsa ki böyle bir şey demedim. O lafın hem Türkçesi'ni hem de İngilizcesi'ni ona göstereceğim. Bu ülkede her gün şehitler veriliyor. İnsanlar
evlatlarını toprağa veriyor. Bir Başbakan da kalkıp şehitler için kelle ifadesini kullanıyor. Şehitlere kelle dedi bir şehit yakınAyasetin konusu olmaz. İnançla siyaset başka başka şeyler. Alı gitti dava açtı 3 kuruşa mahkum ettirdi. Bu cezayı veren hakime soruşturma açtılar. Şehitlere kelle diyen bir Başbakan'a 'Arkadaş sen ne güzel yaptın. Referanduma evet diyeceğim mi diyeceksiniz?' Biz bu iktidar gibi uzaktan kumandalı bir hükümet olmayacağız. Bizim tek desteğimiz halktır. Emri de halktan alacağız. AmaAK Parti diyor ki Bayburt'a hizmet niye götüreyim? Bayburt'a hizmet götürmesem de çantada keklik. Bayburt çantada keklik mi? Eğer Bayburtlu yine AK Parti'ye oy verirse Recep Bey'in dediği doğru çıkar" dedi.
//HAYIRSIZA HAYIR DEYİN
AK Parti hükümetinin ülkeye hayrının dokunmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Hayırsıza hayır demek bizim inançlarımızla örtüşür. Hayırlıysa evet, hayırsızsa hayır deyin. Karar size ait. Ben halka inanıyor, güveniyorum. Bizim kitabımızda, inancımızda siyasi anlayışımızda önce vatandaşı düşünmek gelir. Siyasette zenginleşmeyecek, havuzlu villalarda oturmayacak halk gibi yaşayacağız. Öyle fakir fukara edabiyatı, yapıp köşeyi dönüp, Üsküdar'da etrafı duvarlarla örtülü villada oturmayacağız. Mobilyaları İtalya'dan getirteceksin sonra ben halktanım diyeceksin. Genç onları. Üç aydır
havuzlu villalar konusunda söylüyorum ama ses çıkmadı. Sayın Başbakan 2004'te aldığı emekli alylığıyla geçinemediğini söyledi. Emekli aylığı ne kadar? 10 bin lira, normaldir. Taksiye, uçağa, yiyeceğe para vermezsin çocukların Amerika'da okudu masraf yapmadın. Elini vicdanınıza koyun, ey Sayın Başbakan. Sen 10 bin lirayla geçinemiyorsun da bu emekli üç kuruş parayla nasıl geçinsin. Hiç mi vicdanın sızlamıyor. Sonra da bununla ilgili bir şey söyledik mi reçeten varsa söyle diyor. Sen yoksulluğu sömürüyorsun,insanların onurlarıyla oynuyorsun, hala reçete arıyorsun. Öyleyse orada ne işin var? Siz Türkiye'nin gerçeklerini biliyorsunuz. Bunun için sandıkta gereken cevabı verin."