//HES TARTIŞMALARI
HES konusunda bölgede çok yönlü tartışmaların yapıldığını hatırlatan Coşkun Türkeli, sürekli HES'lerin bölge istihdamına yarar sağlayacağı görüşlerinin dillendirildiğini, oysa bunun mümkün olmadığını belirtti. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yapılacak olan HES'lerden bölgeye 4 milyar dolar para gireceğini söyleyen kesimlerin 'bilgi cahili' olmak bir yana 'hayalperest bile olamayacaklarını' kaydeden Türkeli, "Bu tür beyanlar sanal dünyada bile komiktir. Regülatör tipi HES'ler bölgeye ve ekonomiye hiçbir girdi sağlamayacaktır. Çünkü HES'lerde çalışacak personel sayısı bekçiler dahil 7 kişidir. Üretilecek enerjinin 49 yıl alım garantisi vardır. Üretime geçen HES'lerin halka ve bölgeye hiçbir katkısı olmuyor. Para şirketin hesaplarına aktarılıyor, bölgeye nasıl 4 milyar dolar katkısı olacak? Katkı bölge halkına değil, sermaye şirketlerine olacak" dedi.
//"BARAJ İLE HES FARKLIDIR"
Bu konuda açıklama yapanların 'baraj tipi HES ile regülatör tipi HES' arasındaki farkı bilmediğini ya da bilmezlikten geldiğini kaydeden Türkeli, "Yalnız Ordu'daki 63 adet yapılacak HES'in üreteceği güvenilir enerji, baraj tipi Topçam HES'in dörtte biridir. Bu HES'lerin maliyeti 2 milyar liraya ulaşmakta, fakat onlardan dört kat fazla elektrik enerjisi üretecek Topçam Barajı 270 milyon liraya mal olmaktadır. Bu nasıl bir katkıdır, yoksa soygun mudur?" diye konuştu.
//"AJAN DEĞİLİZ"
Bölgede HES'lere karşı olanların 'yabancı devletlerin güdümündeki kişiler' olarak yorumlanmasının yanlış olduğunu vurgulayan Türkeli, şöyle konuştu:
"HES'lere karşı duran ve halkı bilgilendiren, halkın anayasal yaşam hakkı, su kullanım hakkını savunan gönüllüler; Türkiye'de Artvin'den Hakkari'ye, Tunceli'ye, Muğla'ya, Antalya'ya, Kastamonu'ya, Sinop'a, Ordu'ya, Erzurum'a, Erzincan'a, Gümüşhane'ye, Rize'ye, Giresun'a kadar regülatör tipi HES yapılacak her yerde masumane platformlarla çevrenin talanını, köylünün karşılaşacağı mağduriyeti önlemeye çalışmaktadır. Bu gönüllü platformların arkasında eğer denildiği gibi bir dış destek veya para akışı varsa
bunu hemen kamuoyu ile paylaşmalıdırlar. Eğer ispat edemiyorlarsa hem tüm kamuoyundan özür dilemeli hem de konuyu öğrenip yanlışını düzeltmeli. Bu kişiler Melet havzasında kurutulan 7.5 km'lik ırmak yatağının canlı fosiller ile dolu olduğunu, yaşamın sona erdiğini görmelidir."