ERZURUM gazetesi
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Günay Kaya insan vücudunun 15 tonluk bir atmosfer basıncı altında yaşamını sürdürdüğünü söyledi.
Kültür Merkezi’nde verdiği konferansta Kaya, Atmosferik Özelliklerin Yaşamsal Faaliyetler Üzerindeki Etkisi’ni anlattı. Kaya, atmosferin, yeryuvarlağını çeviren gazların mekanik bir karışımı olduğunu belirterek, “Bu gazlar yerçekimi etkisiyle bir küre halinde yeri kuşatırlar ve çekim etkisi altında oldukları için bunların bir ağırlığı vardır. Normal bir insan vücudu 1,5 metrekarelik bir yüzeye sahiptir. Vücut üzerindeki atmosfer basıncı da 15 ton 490 kilodur,” dedi.
//ATMOSFER BASINCI
Doçent Kaya, bu basınca insan vücudunun rahatlıkla dayanabildiğini, çünkü vücut içindeki boşlukların havayla dolu olduğunu ifade etti. Aynı zamanda hücrelerimizde ve kan damarlarımızda karşı bir basınç olduğunu anımsatan Kaya, bu nedenle çok yükseklere çıkıldığı zaman dışarıdaki hava basıncı düştüğünden, vücudun iç basıncının fazla geldiğini, akut dağ hastalığı, yüksek rakım beyin ödemi, yüksek rakım akciğer ödemi, kronik dağ hastalığı gibi sorunların ortaya çıktığını ve önlem alınmadığı takdirde ölümler meydana geldiğini, söyledi.
Söz konusu hastalıkların ortaya çıkmasında birçok faktörün etkisinin söz konusu olmasına rağmen temel belirleyicinin oksijen azalması olduğu vurgulayan Kaya, şöyle devam etti:
“Yüksek seviyelerde havadaki oksijen basıncı önemli ölçüde seyrelmekte, oksijenin akciğerde hava keseciklerinden kılcal damarlara geçişi için gerekli itici güç de bir azalma olmaktadır. Nitekim yerden 9 kilometreden sonra solunuma yetecek kadar oksijen kalmaz.”
//YÜKSEK RAKIMIN ETKİLERİ
Yüksek rakımlarda yaşamanın bir riski var mı? sorusuna da yanıt arayan Kaya, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2400-2500 metrelerden sonra sağlık problemleri ortaya çıkmaya başlıyor. Hatta İnsan vücudunun ortama belli bir oranda adapte olabilmesi nedeniyle 2000 metreye kadar sürekli bu yükseltilerde yaşayanlarda genelde belirli bir problem gözükmüyor. Ancak özellikle kısa süreli ve hızlı bir şekilde söz konusu yükseltilere ulaşan insanlarda ise bir takım sağlık problemleri ortaya çıkabiliyor.”
Sporcuların yüksek rakımlarda yaptıkları antrenmanlarda kandaki akyuvar sayısının az olan oksijeni daha verimli kullanabilmek için arttığını ve dolayısıyla oksijenin bol olduğu düşük rakımlı ortamlarda yapılan müsabakalarda sporcuların performanslarının daha da yükseldiğini vurgulayan Kaya, Erzurum’a bu yönde yapılacak spor tesisi yatırımlarının ciddi talep yaratacağını da sözlerine ekledi.