Başbakan Davutoğlu, "Biz tarihimizle gurur duyuyoruz" diyerek, Türkiye aleyhinde karar açıklayanların soykırım sonucu Anadolu’ya gelenlerin hesabını vermeleri gerektiğini söyledi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Dedelerimizin savaştığı Yeni Zelandalıları, Avustralyalıları, İngilizleri Çanakkale’de ağırlarken birileri de birtakım başkentlerde milletimize tuzak kurmaya kalktılar, milletimize hakaret etmeye kalktılar. Onun için güzel bir tevafuk, Erzurum Kongresi’nin huzurundayız işte. Erzurum Kongresi burada, on binlerce Erzurumlu burada. İster Papa ister başkentlerinde tuzak kuranlara, buradan, Erzurum meydanından haykırmaya var mısın? İşte biz haykırıyoruz; biz tarihimizle, ecdadımızla gurur duyduk, gurur duyuyoruz" dedi.
İLK MİTİNG ERZURUM’DAYDI
AK Parti'nin seçim kampanyası kapsamında ilk mitingi Erzurum İstasyon Meydanı'nda gerçekleştirildi.
Başbakan Davutoğlu, mitingdeki konuşmasına, "Kar şehri, bar şehri, yar şehri Erzurum’a selam olsun. Vatanımızın, medeniyetimizin, hakimiyetimizin kale şehri Erzurum’a selam olsun. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerine, Alvarlı Efe Hazretlerine, Ömer Nasuhi Bilmen Hoca Efendi'ye, Erzurum’un ulemasına, şühedasına selam olsun" sözleriyle başladı.
ŞÜHEDAYA SELAM
Erzurum’un işgalden kurtuluşu için şehit düşen Erzurumluları da selamlayan Davutoğlu, "Gün gelip Anadolu’ya düşman ayağı bastığında, 'Bu vatan bir bütündür ve bölünemez', 'Manda ve himaye kabul edilemez' diye Erzurum’dan haykıran, Erzurum Kongresi’nin azalarına, o yiğit insanlara selam olsun. Erzurum'un yiğit dadaşlarına selam olsun. Bugün bu mahşeri kalabalığı burada sizlerle birlikte görürken, inanın, Aziziye'nin, Hamidiye'nin, Mecidiye'nin ayağa kalktığını görüyorum. Hepinize minnetlerimi, şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
"ÖNCE BİSMİLLAH DEMEYE GELDİK"
Erzurum’un ilçelerinin isimlerini de tek tek sayarak selamlarını gönderen Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Erzurum’dan, Anadolu’nun 81 vilayetine selam olsun. Erzurum'dan, Balkanlara, Kafkaslara, Orta Asya’ya, Filistin’e, Gazze’ye, Somali’ye selam olsun. Aziz dadaşlar, bugün sizlerle özel bir günde beraberiz. Hasbihal etmeye geldik ama önce 'Bismillah' demeye geldik. Bismillah. 7 Haziran’a doğru yürürken ilk adımı nereden atalım diye düşündük, nereden atılır diye sorulduğunda, 'Mülki İslam'ın kilidinden atılır' dedik. Alvarlı Efe Hazretlerinin dediği gibi 'Erzurum kilidi mülki İslam'ın, Mevlam'a emanet olsun Erzurum. Erzurum derbendi mülki İslam'ın, Mevlam'a emanet olsun Erzurum'. Ey Erzurum, bugün burada bizi mahşeri kalabalıkla karşılayan Erzurum, özellikle bu kalabalığın en arkasında duran ama en önde duran gibi bizi heyecanla karşılayan Erzurum, sizinle, 'Bismillah’ dedik. Dediler ki, 'Nisanda kar olabilir'. ‘Erzurum'un şanı kar' dedik. Dediler ki 'Soğuk olabilir'. Dedik ki 'Kar da olsa soğuk da olsa Erzurum'a meydana çık dediğinde, sağına soluna bakmaz, meydana çıkar' dedik ve Erzurum bizi yanıltmadı. Allah Erzurum’dan razı olsun. Erzurum, Allah’a emanet, vatan Erzurum’a emanet. İşte bu al bayraklar bunun şahididir. Aziz Erzurumlular, 'Bismillah' dedik, 'Hayırlar feth ola, şerler def ola' dedik ve siyasetimizi hayırları fethetmek, için şerleri defetmek için dizayn ettik.”
Davutoğlu, bugünden itibaren 7 Haziran’a kadar 70'i aşkın ilde miting yapacaklarını belirterek, "Buradan bütün partilere ve vatandaşlarımıza sesleniyorum; bu kampanyaların tam barış içinde olmasını diliyorum, kazasız belasız olmasını, bütün partiler için kazasız belasız olmasını diliyorum. Allah vatanımızı, milletimizi, demokrasimizi korusun" diye konuştu.
"ERZURUM KONGRESİ'NDEN BAŞLADI HER ŞEY"
Son bir hafta içinde 3 hayırlı gün yaşandığını, bunların arasında 3 ayların müjdecisi Regaib Kandili ile TBMM'nin açılmasının 95 yıl dönümünün bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, "Erzurum Kongresi’nden başladı her şey. O kongreye gelen, o yüce insanlar var ya eğer bugün buradaysak, al bayraklarla bu meydanda ayaktaysak, izzetimizle, onurumuzla buradaysak Erzurum Kongresi’nin o yiğit insanlarına borçluyuz" dedi.
TBMM'nin dualarla, niyazlarla, tekbirlerle açıldığını hatırlatan Davutoğlu, "Allah bu topraklardan tekbirleri eksik etmesin. Al bayrağı eksik etmesin. Milletimizin onurunu, her zaman ayakta tutmayı bize nasip etsin" ifadesini kullandı.
AK Parti olarak, 7 Haziran'a giderken, "Hakimiyet kayıtsız şartız milletindir" şiarıyla yola çıktıklarını vurgulayarak, hakimiyetin Türkiye’nin her bir köşesindeki 78 milyon vatandaşa ait olduğunu vurguladı.
Davutoğlu, bir diğer hayırlı olayın da dün Çanakkale'de yaşandığını belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımızla, 105 ülkenin temsilcisiyle, Çanakkale’de 100. yıl törenlerinde, bir barış mesajı verdik. Hep beraber dünyaya seslendik. Biz Türkler savaş meydanına çıktık mı, civanmertçe savaşırız ama barış yaptık mı da mertçe barış yaparız. Savaştıklarımızla barışmayıda biliriz. Siz kale şehirsiniz. Kale düşmezse vatan düşmez. Kale düşmezse milli hakimiyet düşmez. Dedik ya hayırları feth ola, şerler de def ola" ifadesini kullandı.
"BİRTAKIM BAŞKENTLERDE MİLLETİMİZE TUZAK KURMAYA KALKTILAR"
Son bir haftada Türkiye için kurulan tuzaklara da değinmek istediğini belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Dedelerimizin savaştığı Yeni Zelandalıları, Avustralyalıları, İngilizleri Çanakkale'de ağırlarken birileri de birtakım başkentlerde milletimize tuzak kurmaya kalktılar, milletimize hakaret etmeye kalktılar. Onun için güzel bir tevafuk, Erzurum Kongresi’nin huzurundayız işte. Erzurum Kongresi burada, on binlerce Erzurumlu burada. Şimdi Erzurumlular, soruyorum; bu milletin izzetini korumaya var mısın? Al bayrağın izzetini, son nefese kadar korumaya var mısın? İster Papa ister başkentlerinde tuzak kuranlara, buradan, Erzurum meydanından haykırmaya var mısın? İşte biz haykırıyoruz; biz tarihimizle, ecdadımızla gurur duyduk, gurur duyuyoruz."
"BAŞKENTLERİNDE OTURUP TÜRKİYE ALEYHİNDE KARAR AÇIKLAYANLAR"
"Papa, Endülüs’te katledilen Müslümanların, Yahudilerin hesabını versin" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:"Başkentlerinde oturup Türkiye aleyhinde karar açıklayanlar, Kafkasya'da tehcire, soykırıma maruz kalan, kaçıp Anadolu'ya gelmek zorunda kalan Abazaların, Çeçenlerin, Ahıskalıların, Gürcülerin hesabını versin. Bir gece yarısı trenlere bindirilip, Ahıska’dan, o güzel yurtlarından alınıp, götürülüp Sibirya'ya sürülenlerin hesabını versin, Tatarların hesabını versin. Balkanlarda, daha çok kısa süre önce, Srebrenitsa'da işlenen soykırımın hesabını versin. Hocalı’daki soykırımın hesabını versin. Biz her zaman söyledik, tarihimizle yüzleşiriz, tarihimizle konuşuruz. Arşivlerimizi açarız. Kim bizimle konuşmak isterse konuşuruz ama bir hafta içinde söylediğimiz gibi bizimle konuşmak isteyen, şöyle göz hizasından konuşacak, göz hizasından. Tepeden kibirle bize bakana, kibir sadakadır, biz kibre onunla cevap veririz. Çanakkale’de olduğu gibi, dediğimiz gibi baş veririz baş eğmeyiz.”