Terör örgütü PKK’dan kaçıp Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığına sığınan iki teröristin anlattıkları örgütün iç yüzünü ortaya çıkardı. Bir terörist, güvenlik güçlerine yönelik 16 tonluk patlayıcı yüklü bombalı araç saldırısına iki gün kala örgütten kaçtığını anlatırken, diğer terörist de Cemil Bayık, Duran Kalkan ve Murat Karayılan’ın yanlarında 30 kızla dolaştığını, kadınlara tecavüz edildiğini ve cinsel istismara maruz bırakıldığını birçok kişinin de infaz edildiğini söyledi. Teröristler HDP önünde eylem yapan annelerin bu direnişini desteklediklerini, doğru bulduklarını ve bütün annelerin bu eyleme katılmasını canı gönülden istediklerini söyledi.
Terör örgütü PKK’ya katıldıktan sonra pişman olup Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı ekiplerine sığınan iki terörist, örgütün içinde yaşanan kirli oyunları gözler önüne serdi. Güvenlik güçlerine teslim olan teröristlerden K.G., terör örgütüne katılmasında HDP üyesi kız arkadaşının büyük rolünün olduğunu söyledi. Kız arkadaşının HDP’ye üye olduğunu, orada çalıştığını bildiğini belirten K.G., “Beni örgüte kazandırmak için sözde ‘ben dağa çıkacağım, sen de gelir misin’ dedi. Burada beni kullandı, sevgisini kullandı. Bu da HDP’nin gerçek yüzü, kızları kullanıp gençlere karşı kullandırıp, sözde kendilerine aşık ve sevgi üzerine kurup kırsala göndermek. Kız arkadaşım günü ve saati söyledi, dağa çıkacağını söyledi. Bununla ilgili ben de tedirgin oldum, benim için örgüt boş zaten, terör hareketi olduğunu biliyordum. Gittiğim il ve ilçelerde HDP binası içerisine giriyordum. Sonra, çıkacağını söyledi, örgüte katılacağını söyledi, sende gelir misin dedi, duygularımı düşüncelerimi bildiği için burada benim duygumu kullandı. Ve dedi ki, bugün bu saatte örgüte katılacağım dedi ve sen de gel araba bizi bekliyor gideceğiz dedi. Onu sevdiğim için örgüte katıldım, zorunlu bir isteğim oldu. Kızın beni sevdiğini ve ciddi olduğunu düşündüm ama sonra öğrendiğim kadarı ile kızın tek amacı, HDP’den her bir kitleden gençlere karşı, erkek olsun, kız olsun kızları, ya da erkekleri kullanıp kandırma amacı ile kendilerine aşık edip zorunlu bir duygusal yönle, dağa kırsala yönlendiriyorlar. Gittim ve örgüt içerisinde anladım kız arkadaşımın beni kandırdığını, katılacağım deyip de katılmadığını. Bunu öğrendikten sonra örgüt mensupları ile konuştum, paylaştım, iki gün içerisinde ben yapamıyorum dedim. Dediler ki, sen örgüte elini verirsin kolun gider, kolun gider bedenin kalır, örgüt böyle bir şey dedi. Örgüte katılmak kolay, çıkmak ölümdür dedi. Üçüncü gün sonra kaçmayı denedim, örgüt mensubu tarafından yakalandım. Kolumda plastik madde yakıldı, hala izi de var” dedi.
HDP’Lİ YÖNETİCİLER, ŞAHSI TESLİM ETTİKTEN SONRA PKK’LILARDAN PARA ALMIŞ
Bölgeye gittiklerinde HDP’liler tarafından örgüt mensuplarına teslim edildiğini kaydeden K.G., “Örgüt mensupları beni onlara getirdikleri, aracı oldukları için HDP çalışanlarına 15 bin lira verdi, buna kendi gözlerimle şahit oldum, verdiler. HDP’nin özellikle gençleri kandırdığını, gerçek yüzünü sakladığını tek amacı gençleri sadece parayla satıp kullandıklarını kendi oğulları Amerika’da farklı yerlerde üniversite bitirip farklı bir yere gelirken günahsız ve fakir insanların çocuklarını kullandıklarına ben de şahit oldum. Burada hiç kimsenin ne örgütün propagandasına ne de bu HDP’nin sahte politikasını kesinlikle benimsemesinler. Çünkü bence Kürt halkının değil, onların yanında değil sadece Kürt gençlerine yapılan bir hainliktir. Fakir fukarının çocuklarını evlatlarını götürüp ölüme terk ediyorlar ve buna şahidiz. Şu an HDP binasının önünde 40-50 aile var ve burada gerçekten ailelerin ne kadar üzüldüğünü, çocuklarını istediğini görmekteyiz. Ama HDP ne yapıyor, HDP kendini haklı çıkarmaya çalışıyor. Çünkü HDP kendini, çünkü örgütün biraz da bir parçası olduğu için örgüte çalıştığı için, halkı sömürmeye çalışıyor hem de o ailelerin çocuklarını örgüte satıyorlar. HDP’nin gerçek yüzü budur. Aileler sahip çıksın, çocukları kandırılıp dağda olan ailelerin gelip şu an Diyarbakır HDP binası önündeki eyleme katılmasını canı gönülden isterim. Eylemi ben de destekliyorum, çok doğru buluyorum. İnşallah kandırılan gençlerin ailelerine dönerler. Bunu temenni ediyorum. Artık bu yalan dolan politika ve katliamı, artık HDP’nin ve PKK’nın gerçek yüzünü artık görmeleri ve Kürt halkının özellikle bilmesi gerekiyor. Özellikle örgüt ve HDP’yi destekleyen kişilere seslenmek istiyorum, artık bu zulme dur demeleri gerekiyor. Kırsalda olan kim olursa olsun gelip devletine sığınmaları en büyük temennimdir” diye konuştu.
GÜVENLİK GÜÇLERİNE 16 TON PATLAYICI YÜKLÜ ARAÇLA SALDIRI PLANI
Sevdiği kızın kendisini kandırdığı için örgütten çıkma isteğini ilettiğini aktaran K.G., şöyle devam etti:
“Örgütten çıkma isteğim olduğu için örgütle bir bağım olmadığı ve bunu örgüt bildiği için de bana işkence ettiler ve benden umutları kalmadı. Bunun için de beni bir canlı bomba eylemi için düşündüler, fedai eylem. Bana böyle bir öneride bulundular, karakolun, devletin bir kamunun ya da güvenlik güçlerinin kaldığı bir toplulukta araç içerisinde 16 ton TNT bomba, C-4 ile seni götürüp orada fedai eylem yapacaksın ve sözde örgütün en değerli şehidi olacaksın dedi. Hem benden umutları yoktu, umutları olmadığı halde bile beni bir maşa olarak kullanıp, paramparça etme ile bunu hem örgütü yüceltmeye hem de beni sözde bir şehit gibi fedai gibi kahraman gibi göstermelerine şahit oldum, zorla. Hayır dediğimde, ben yapamam dediğimde biz seni zorla oraya götürüp olmasa bile aracın içerisine götürüp güvenlik güçlerini arayacağız sözde biri burada diye, gelip aldıklarında seni uzaktan kumanda ile patlatacağız, böyle bir önerisi de oldu. Zaten öleceğimi biliyordum patlama zamanından iki gün önce, orada bir fırsatını bulup kaçtım yoksa örgütün istediği, şunu diyebiliriz, örgütün istediği beni orada paramparça olmamdı. Örgütün tek isteği Kürt gençlerinin ölmesi ya da oradaki gençlerin imha edilmesi. Onun içinde katılmak isteyen kız olsun erkek olsun, bütün gençlere söylüyorum, örgütün artık gerçek yüzünü görün.”
“BENİ ARAYAN AİLEM HDP’DEN BASKI GÖRDÜ”
Terör örgütü PKK mensuplarından kaçıp Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı ekiplerine sığınan diğer terörist M.T., 2012 yılında HDP aracılığıyla PKK terör örgütünü tanıdığını söyledi. M.T., “İlk önce HDP il binalarında gençlik çalışmalarında çalışmamı istediler. Daha sonra dağa katılmamı istediler. Bunu da HDP aracılığıyla, orada çalışan Gençlik Kolları ve il yöneticileri tarafından dağa gönderildim. Bu çalışmayı yürütenler çocukları kandırıp dağa gönderenler ailemi tehdit edip bu çocuğun peşini bırak, artık o sizin evladınız değil, artık o bizim evladımız, bizim için savaşacak. Aileye bu tür yaklaşımlarda bulunmuşlar, aileyi yıpratmaya dönük çalışmalar içerisine girmişler. Ailemle daha sonra bağlantıya geçtim, aynen bunları söyledi, işte HDP’den baskı gördüklerini, sadece çocukları değil aynı zamanda çocukları dağa gönderdiklerimiz kişilerle kendi tabanımızı bu aileler tarafından oluşturmaya çalışıyoruz şeklinde açıklamaları aileme bulundular. Örgüt tarafından bana hiçbir şey söylenilmedi, zaten söylenilmiyor, çünkü söylenildiği zaman örgütten kopup gideceğimi, kaçıp gideceğimi, aileme yetişeceğimi zaten örgüt biliyor. Bunu herkes de çok iyi biliyor ki PKK terör örgütü HDP aracılığıyla o tür çalışmaları yürütüyor. Benim aileme de gidip artık bu şahsın size dönmeyeceğini, sanki ben söylemişim gibi gidip aileme bunları söylüyorlar. Kendisi gelmeyecek, istemiyor, burada kendi davası için mücadele edecek, savaşacak bu tür beyanlarda bulunuyor, aileme gidip bunları bizzat söylemişler. Bu tür çalışmaları da HDP üzerinden, zaten herkes biliyor, bu tür çalışmaları yürütüyorlar. PKK terör örgütüne hiçbir şekilde yönelmemeleri gerekiyor ki onun uzantısı olan HDP’ye özellikle hiç yaklaşılmaması gerekiyor. Çünkü legal anlamda tüm çalışmaları HDP üzerinden yürütülüyor” şeklinde konuştu.
“SAVAŞA GİRME YÖNÜNDE İLAÇLAR VERİLDİĞİNİ BİLİYORUM”
Kendisinin terör örgütüne ilk katıldığı zaman Kuzey Irak’a gönderildiğini aktaran M.T., şöyle konuştu: “İlk katıldığım zaman beni Kuzey Irak’a gönderdiler. Orada yeni savaşçı eğitimi verdikleri zaman iki defa kaçmaya çalıştım. Kaçmaya çalıştığım zaman hiçbir tarafı bilmediğimden dolayı yine yakalandım. 3 ay uğraşıyorlar, insanın beynini yıkamaya çalışıyorlar. PKK terör örgütü içerisinde bire bir ilaç verme gibi bir şey yok, ancak yemek içerisinde veya işte hastalandığın zaman, tedavi yerleri var, oraya götürdükleri zaman farklı ilaçlar veriyorlar. Kişinin kendisini rahatlatabilmesi için, orada kalabilmesi için, düşünce olarak fikir olarak onun terör örgütü benimseyebilmesi için özellikle savaş yönünde, askeri yönünde savaşa girme yönünde bu tür ilaçların verildiğini biliyorum ben.”
“BİRÇOK İNFAZ VE TECAVÜZ OLAYINA ŞAHİT OLDUM”
PKK terör örgütünde kaldığı süre içerisinde birçok infaz ve tecavüz olaylarına şahit olduğunu vurgulayan M.T., şu ifadeleri kullandı: “İnfazlar çok yaşandı, kaçmaya çalışanlar, iki insan arasında duygusal bir bağ oluştuğu zaman bunları direkt, sorgusuz sualsiz adamları infaz ediyor. Diyarbakır’da 2017 yılında PKK terör örgütü içerisinde tecavüz olayına şahit oldum. 2017 yılında genç bir kıza tecavüz edildi. Tecavüz edildikten sonra kadın intihar etti, bir grup kadın bu kızı gömdü. Ailesine veya yakınına örgüt tarafından herhangi bir bilgi verilmedi. PKK terör örgütü içerisinde bu tür olaylar çok oluyor. Özellikle genç kızlara cinsel istismar ve tecavüz olayları örgütün bulunduğu yerde çok yaşanılıyor. İntihar olayı PKK terör örgütünde farklı bir şekilde anlatıldı. İntihar değil, tecavüz olayı olmamış gibi bunu yansıtmaya çalıştılar. Bu tür olaylar olduğu zaman, tecavüz olayları, intihar vak'aları, diğer örgüt mensupları etkilenmesin diye veya kaçmasınlar diye bunu yansıtmıyorlar. Örgüt içerisinde kaldığım sürede birçok defa küfre hakarete maruz kaldım, baskıya maruz kaldım. Birçok defa tehdit edildim, daha sonra birçok defa kaçmaya çalıştım, kaçmayı başaramadım, yakalandığım zaman beni tecrit altına aldılar. Tüm bunları artık hazmedemeyip, PKK terör örgütünün iç yüzünü gördükten sonra kaçmaya karar verdim. Yeni katılmıştım, yeni savaşçı eğitimlerinde iki defa kaçmaya çalışmıştım, yeni gittiğimden dolayı sadece işte kaçıp gidip ne yapacaksın, burada kal gibi birçok vaatte bulundular. PKK’nın zaten bir tek amacı var halkla devletin arasını açmak bunun için de gençleri kandırıp dağa götürüp devlete karşı savaştırmak, tek amacı budur. PKK terör örgütünün iç yüzünü çok iyi bilsinler, amacını gayesini bilip bir an önce gelip ailelerine devlete sığınsınlar. PKK terör örgütünün onlara verebileceği hiçbir şey yok ölümden başka. PKK terör örgütü anlatıldığı gibi devlet değil, devletin şefkatli kollarına gelip kendilerini teslim etsinler. Bahsedildiği gibi, söylenildiği gibi devlette herhangi bir şeye maruz kalma durumu söz konusu değil. Ceza alma söz konusu değil, gelip teslim olsun, devletine yardımcı olsun, devlet ona karşın bırakıyor, çünkü kendi hür iradesi ile oraya gidip katılmamış, savaşmamış PKK zoru ile yaşanmış bir şeydir. Özellikle kadınlar PKK terör örgütü içerisinde tecavüze cinsel istismara maruz kalmamaları için bir bütünen PKK terör örgütünden kopuşu gerçekleştirmeleri gerekir. Bu hem onlara hem de ailelerine çok büyük zarar verir, PKK terör örgütünde kaldıkları süre içerisinde vahamete, işkenceye tecavüze cinsel istismara maruz kalacaklar. Bir an önce gelip ailelerine devlete sığınsınlar.”
SÖZDE ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİN YANINDA 30 KIZ VAR
Aileleri özellikle kız çocuklarına sahip çıkması konusunda uyaran M.T., şöyle devam etti:
“13-14 yaşındaki kız çocukları özellikle PKK terör örgütü içerisinde cinsel istismara maruz kalıyorlar. 13-14 yaşındaki kız çocuğu kaçmaya çalışsa da kaçamaz, yolu bilemez, yakalandığı zaman da yine cinsel istismara tacize maruz bırakılıyor PKK terör örgütü içerisinde. PKK terör örgütü içerisinde birçok sorun ve ilişkiler çıkıyor, bu ilişkiler çıktığı zaman üst düzey yöneticiler tarafından bu şahıslar infaz ediliyor. Ancak bakıldığı zaman da bu üst düzey yöneticiler özellikle yanlarına 15-30 arasında genç kızlar var. Bunlar da tecavüze cinsel istismara maruz kalıyor. Ancak onlar üst düzey yöneticilerin yanlarında kaldıkları ve korktukları için hiçbir şey yapamıyorlar. Bu üst düzey yöneticiler tarafından öldürüleceklerini bildiklerinden dolayı korktukları için sessiz kalıyorlar. Kuzey Irak’ta bulunan PKK’nın üst düzey yöneticileri Cemil Bayık, Duran Kalkan, Murat Karayılan’ın yanında 30 tane genç kız var. Bunları bizzat ben gördüm, şahit oldum. Bunların yanında 20, kiminin yanında 30 kız var. Gördüm, bunlara tecavüz ediliyor, cinsel istismarda bulunuluyor. Ancak bu kızlar korkularından dolayı hiçbir şey yapamıyorlar. Farklı bir arayış içerisine giremiyorlar öldürüleceklerini bildikleri için. Bu tür durumlar yaşandığı zaman cinsel istismar olduğu zaman hemen üst yöneticiler tarafından bu şahıslar öldürülüyor.”