Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş, yayımladığı mesajla, yaklaşmakta olan Kadir Gecesi’nin dil-din ilişkisi açısından da değerlendirilmesi için büyük bir fırsat olduğunu dile getirerek, Kadir Gecesi’nin Kuran dilinin iktidarı olduğunu söyledi.
Kelâm ve kalem gecesi olan Kadir Gecesi’nin aynı zamanda insanlığın kader gecesi olduğuna dikkat çeken Ertaş, İslamiyet’in bayraktarlığını asırlarca yapan Türk milletinin dilinin Kuran terbiyesiyle kemâle erdiğini belirttiği mesajında Ramazan’ın son günlerinde dil duyarlılığına dikkat çekti.
TDED Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş, “Her yıl bize Kuran'ımızı yeniden getiren, bize bizi hatırlatmaya gelen, bize Rabbimizi hatırlatmaya gelen Ramazan’ın son günlerindeyiz. Ramazan’ın son günleri müminler için Rabbimizin “Kadir” suresinde belirttiği gibi bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin muştucusudur. Kadir Gecesi Allah’ın; kulu, resulü ve nebisi (elçisi ve son haber vereni) Hazreti Muhammed (s.a.v.) vesilesiyle var oluş gayemizi, yaratılışımızın hikmetini, kâinatı, Kuran şefkatini, Kuran hakikatini, bize insan olmayı ve Rabbimizi hatırlatıp öğrettiği, Kuran’ın kalplerin semasına inmeye başladığı gecedir. Kadir Gecesi, Rabbimizin insanlığa ilk mesajının “Oku” olduğunu ilan eden gecedir. Bu kutlu gece, insanlığın okumaya başladığı, Allah’ın insan ile muhatap olması nedeniyle insanın vicdani ve ruhi kapasitesinin zirveye ulaştığı gecedir. İnsanı, insanın eylemlerini, düşüncelerini yönlendiren ilahi metinlerin inmeye başladığı gecedir.Kadir gecesi kan pıhtısından yaratılan insanın; yaratan Rabbi adıyla, sonsuz kerem sahibi olup kalemle insana yazmayı, bilmediği şeyleri öğreten terbiye edicinin, Allah’ın adıyla okumaya başladığı ilk mektep günüdür. İnsanlığın ve kâinatın dilinin çözüldüğü gece” dedi.
Kadir gecesinin kelâm ve kalem gecesi olduğunu ifade eden TDED Erzurum Şube Başkanı Ertaş, “Kudret kaleminin insana yazdığı kelâm-ı kibardır. Kadir gecesi insanın kader gecesidir. İnsanın kalbiyle ve zihniyle idrak etmesi beklenen yepyeni bir hayata, Allah’ın açtığı yüce söz saltanatının kapılarından kullarının girmesini beklediği gecedir. Hazreti Adem’e olduğu gibi Resulullah (s.a.v.)’a ilk öğretilen, kelimelerdir. Kadir gecesi Kuran dilinin iktidar muştusudur. Dil konusunda verilen zirve takdirdir, hükümdür. Dil ve ruh üzerinde Yaratan’ın tasavvurudur, mukadder olmasıdır. Bu gecede kalbi gibi insanoğlunun dili de Kuran katına çıkmıştır. Kadir gecesinde inen “Oku!” emriyle bireyin, cemiyetin, medeniyetin topyekûn vicdanî ve irfanî terbiyesi başlamıştır. Duygu ve düşüncenin, mekân ve zamanın yepyeni bir dil ile mukayyet olduğunun muştucusudur Kadir Gecesi. Dil ki, insanın eşyaya, hadiselere ve hayatın tüm şubelerine bakış açısını belirleyen en önemli unsurdur. Bir milletin dili madem onun kültürüne, inancına, düşüncesine ve değer ölçülerine giydirilen elbisedir, o milletin başka kültürlerin işgaline karşı en güçlü koruyucusu, bekçisi elbette ki dildir. O halde; İslam’la şereflendikten sonra mekân ve zaman karşısında mâna ve estetik olarak kendisini biçimlendiren, zenginleştiren ve yücelten Türkçe için Kadir gecesi en hakiki manada bir dil bayramıdır. Asırlarca İslamiyetin bayraktarlığını yapmış, küfrün ve batılın karşısında her haliyle dimdik ayakta durmuş ve ortaya bir medeniyet inşa etmiş Türklerin; avamdan havasa, sokaktan saraya, köyden şehire kullandığı kelimelerin, topyekûn dilinin Kuran ile sıkı bir bağı var. Hem Kuran’da geçen aynı telaffuzlu kelime olarak, hem kelime köken ilgisi olarak” diye konuştu.
Başkan Murat Ertaş açıklamalarına şöyle devam etti:
“Kadir Gecesi’nde inen “Oku!” emri madem hayatı kuşatıyor, hayatını İslam’ın kelimeleriyle kuşatanların dili, Kuran dilidir bir bakıma. Bu anlamda dilimiz mana derinliği ve estetiğiyle dinimizdir, namusumuzdur. Dilin nâmusunu korumak dini korumakla paralellik arz etmektedir. Millet olarak dilimizi koruyarak dinimizin terbiye ettiği kültürümüzü, irfanımızı ve vicdanımızı korumuş oluruz. Vatanımıza ve gelecek nesillerimize karşı en önemli sorumluluğumuz budur. Bu vesileyle içinde Kadir Gecesi’ni barındıran Ramazan’ın son günlerini dil ve din ilişkisi açısından değerlendirmemiz, bu günlerde hakiki manada bir dil bayramı yaşadığımızı idrak etmemiz gerekmektedir. Ramazan boyunca yaşanan uhrevî hava, okunan Kuranlar, hayatı saran tevazu işte bu dilin kuşattığı hayatın neticeleridir, dilin iktidarıdır, Türkçemizin.”