ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
'Kerkük'te Türk varlığına darbe girişimi'
'Kerkük'te Türk varlığına darbe girişimi'
Kahraman: ‘Erzurum’a ayrı bir önem vermekteyiz’
Kahraman: ‘Erzurum’a ayrı bir önem vermekteyiz’
Batman’da Erzurum Mutfağı tanıtıldı
Batman’da Erzurum Mutfağı tanıtıldı
Bir evden 97 kişi çıktı
Bir evden 97 kişi çıktı
Geleceğin yetenekli pedalları aranıyor
Geleceğin yetenekli pedalları aranıyor
HABERLER>KÜLTÜR-SANAT
7 Haziran 2024 Cuma - 11:00

Kadıoğlu: ‘Türkü, Türklere özgü’

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kadıoğlu, türkülerde kullanılan dilin milletimizin duygu ve düşünce dünyasından şekillenen en saf, berrak ve samimi sözlerden örüldüğünü ifade etti.

Kadıoğlu: ‘Türkü, Türklere özgü’

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kadıoğlu, türkülerde kullanılan dilin milletimizin duygu ve düşünce dünyasından şekillenen en saf, berrak ve samimi sözlerden örüldüğünü ifade etti.
Dilin kişioğlunun zeka ve düşüncesini aynı zamanda ölçüsünü de gösteren bir ürün olduğunu vurgulayan araştırmacı ve kültür adamı Prof. Dr. Hakan Kadıoğlu, “İçe, kendisine ve dışa, çevresine iyi bakan iki yüzü vardır. Kişinin içinde yaşadığı somut ve soyut ortamdan kendisine doğru olan uyaranların zihin ve dünya yapısında meydana çıkardığı sonuçları ifade edebilmesinin en iyi yansıtma ve aktarma aracı dildir. Dil hem kişisel hem de toplumsal gelişime bağlı olarak zenginleşir, güçlenir. Her kişinin kendisi, ailesi ve toplumu içinde zaman içerisinde durmaksızın ilerleyen dil somut kavramları anlatımından daha çok soyut olanları anlattığı ölçüde zengin kabul edilmektedir. Düşünce ve duygu sisteminin ürünü olan dilin duygu ve düşünce birlikteliği de olmalıdır. Dilin yapısında bu düşünce ve duygu kendisini açık biçimde gösterir.” şeklinde konuştu.
“Ancak anlatılınca, aktarılınca anlam kazanıyor”
Kişinin kullandığı söz ve söylemin onun düşünce ve duygularının cisimleşmiş şekli olduğunu vurgulayan Kadıoğlu, “Dilin zenginlik, erginlik ve etkililiği oranında kişisel düşünce ve duygu da genişlik ve derinlik kazanır. Kişinin düşünce ve duygularının zengin olması ancak anlatılınca, aktarılınca anlam kazanacağından ve bunun en önemli ve kapsamlı aracıda dil olduğundan bir dilin zenginlik ve mükemmelliğinin dil, duygu ve düşünce yapısıyla önemli derecede bağlantılı olduğu anlaşılır. İki yönlü biçimde şunu söyleyebiliriz. Mükemmel, kapsamlı, doyurucu, düşünce ve duygu dünyasının vücut bulması uzun bir zamanın birikimi sonucunda kazanılır ve ancak kazanılmış böyle bir dil ile derin, engin duygu ve düşünceler ifade edilebilir. Aksi halde kişinin düşündüğü ve duyumsadığı “ birçok hal” kendinde kalır. Ya da doğru düzgün anlatılamaz, uygun ve yeterli biçimde aktarılamaz. Eskilerin “ Üslubu beyan aynıyla insandır” özlü deyişi bu düşünceye boyut kazandırır.” dedi.
“Türklere özgü anlamına geliyor”
Türkü kelimesinin aslının Türki olduğu ve Türklere özgü anlamına geldiği üzerinde fikir birliği edildiğini ifade eden Prof. Dr. Hakan Kadıoğlu, sözlerine şöyle devam etti, “Türkü, Türk halk şiirinde kendine özgü bir ezgiyle söylenen, kavuştaklı nazım biçimidir. Diğer milletlerin folklorunda da “ballad, folk song, folksong, vs.” denilen benzer biçimler vardır. Ancak halk şarkılarının millet adıyla ifadesi yalnızca Türkü’de bulunmaktadır. Dilde olduğu kadar olmasa da düşünce ile duygu arasında bulunan sıkı bağın yansıma biçimlerinden bir diğeri musikidir. Dil kadar millete sıkı bağı olmadığı düşünülse de musikinin dilden ayrılması mümkün değildir. Musiki kişinin duygularının ve belki düşünce süzgecinden de geçirdiği en küçük ses biriminden eserin bütününe kadar seslerin anlamlı biçimde örülmesi sonucunda ortaya çıkar. Ve belki milletlere özgü kimi çalgı ve ezgilerin olması da bu yüzdendir. Bu düşünceyle türküler, ana kaynağını dilin oluşturduğu toplumsal/ulusal kültür kimliği olarak görülebilir.”
“Yüzyıllar sonra bile anlaşılırlığını korumuştur”
Türkülerde kullanılan dilin milletimizin duygu ve düşünce dünyasından şekillenen en saf, berrak ve samimi sözlerden örüldüğünü anlatan Kadıoğlu, “Türkülerin dili zamanının her yaş ve kültür katmanında anlaşılabildiği gibi yüzyıllar sonra bile anlaşılırlığını korumuştur. Toplumsal, siyasal gelişmeler ve büyük üzüntü ya da sevince yol açan olguların da takip edilebildiği türkülerimiz bu büyük olayları taze biçimde aktara gelmektedir. Türkülerdeki dil örgüsü kelime seçiminde özeni zorunlu olan aynı zamanlı olarak duygu ve düşünce ekseninde gerekli kılar. Böyle bir yapıya sahip olması bünyesindeki kelimelerin yeni duygular ve yapıya sahip olması bünyesindeki kelimelerin yeni duygular ve düşünceleri hem çağrıştırır, hem de uyarır. Bu nedenle türküler dillendirildikçe sadece söyleyenin düşünce ve duygularını aktarmakla kalmaz, söyleyen kadar dinleyeni de söz ve ezgi ile hem o an sarar sarmalar hem yüreğinde bulunanına dokunur.” diye konuştu.
“Bir millet olmanın kanıtı olduğu kadar gereğidir”
Türkülerin kültürel kalıtımsal paydaşları arasında her fırsatta doğup büyüyebilme yeteneği, Türkçenin doğal özelliğinden kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Hakan Kadıoğlu, sözlerine şöyle devam etti “Türkçenin zamanın derinliklerinden, ilk dönemlerinden bu yana süzülerek, işlenerek ve kültürel genlerine kodlanarak gelen yapısal unsurları türkülerdeki katmanlı, genişleyebilen, yeni anlam doğurucu ve uyarıcı niteliğini kazandırır. Türkülerde kullanılan kelime ve söylemlerin bu nedenle birden fazla yüzü olabilmektedir. Bir kelime ya da söylemin sözlük anlamının yanında imgesel anlam da taşıyabilmesi düşünsel ve duygusal enginliğini artırmakta ve sonuçta türkülere edebi nitelik kazandırmaktadır. Max Muller’in vurgusuyla söylersek, Türk dili insan zekasının bir mucizesidir. Dil ile duygu arasında sıkı bağ vardır. Milli bir duygunun oluşumu milli ve zengin bir dil ile mümkündür. Türk milletinin duygularının en ince biçimde varlık bulduğu türkülerimiz sadece Erzurum yöresinde değil, Türkiye’nin her tarafının türküleri ile aynı dil, duygu, düşünce ve yapı zenginlik ve benzerliğine sahiptir. Türkçe konuşulan diğer yerler ile de ortak özellik ve ögeleri paylaşmaları söz konusudur. Bütün bunlar bir millet olmanın kanıtı olduğu kadar gereğini de ortaya koymaktadır.”

 
Müftü Başkapan’a torunlarından vefa
 
Etkili Hutbe finalistleri belli oldu
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Müftü Başkapan’a torunlarından vefa
Birinci Cihan Savaşı’nda İspir Müdafaası kitabını yeniden gözden geçiren ...
Erbaş: 'Hac, vahyin rehberliğinde iman ile diriliştir'
Erbaş, Mekke'de düzenlediği basın toplantısında, “Filistin'in, Gazze'nin ...
Aşkale HEM’den yıl sonu sergisi
Aşkale Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından el emeği göz nuru sergisi açıldı.
 
Çat İslam Eserleri Müzesi onarıma muhtaç
İslam Eserleri Müzesini 25 yıllığına Çat Belediyesi’nden devralan bakanlığın ...
‘Hayat Boyu Öğrenme Haftası’ başladı
“Hayat Boyu Öğrenme Haftası” münasebetiyle Çifte Minareli Medrese’de etkinlik düzenlendi.
Oltu HEM’den yılsonu sergisi
Oltu Halk Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen el emeği göz nuru ürünlerin yılsonu sergisi açıldı.
 
Aziziye Tabyasında 93 ruhuna sadakat
Atatürk Üniversitesi (A.Ü) İlahiyat Fakültesi öğrencileri, 147 yıl önce ...
Oltu’da ‘Öğretmenlerin gözünden Türkiye’
Oltu’da iki öğretmen ülkemizin dört bir tarafından çektikleri fotoğrafları ...
Din görevlileri Ezanı en güzel okumak için yarıştı
Erzurum'da din görevlileri ezanı en güzel şekilde okumak için yarıştı
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Onurun 41. Yılı
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Hırsızlığa ‘zulüm’ dedikleri yerden buyurun!
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Peki bu işleri kim yapsın?
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Bevval-i Ceh-i Zemzem: FETÖ ve İblis..
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Hitabetin İhtişamı ve Hikâyenin Gücü
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Ehramlı kadınlar çiftçi olamaz mı yani?
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva