Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) ve Atatürk Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi işbirliğinde bölge illerinin geleceğinin kurgulandığı gelişim senaryoları, Bayburt, Erzurum ve Erzincan’da gerçekleştirilen çalıştaylarda tartışıldı.
Atatürk Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyeleri koordinasyonunda, geleceğin plancıları tarafından her üç ilin farklı özelliklerine, sektörlere ve önceliklerine odaklanarak geliştirilen senaryoların sunulduğu çalıştayların ilki Bayburt’ta gerçekleştirildi. Bayburt Üniversitesi Konukevi Konferans Salonu'ndaki programa Bayburt Valisi İsmail Ustaoğlu, Belediye Başkanı Mete Memiş, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, KUDAKA Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Demirdöğen’in yanı sıra kurum ve kuruluşların yetkilileri ve akademisyenler katıldı.
Palan Otel’de gerçekleştirilen Erzurum’a yönelik gelişim senaryoları çalıştayına Vali Yardımcısı Muharrem Eligül, Atatürk Üniversitesi Rektör Yrd. Ayhan Çelik, Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Rekabet Edebilirlik Dairesi Başkanı Serkan Valandova, KUDAKA Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Demirdöğen ve pek çok kurum amiri, STK temsilcisi ve akademisyen katıldı.
Son olarak Erzincan gelişim senaryoları Grand Simay Otel’de gerçekleştirilen program ile yerel paydaşlarla paylaşıldı. Programa Vali Ali Arslantaş, Vali Yardımcısı Dede Musa Baştürk, Belediye Başkan Yardımcısı Karabey Atıcı, KUDAKA Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Demirdöğen, kamu kurumu yetkilileri ve akademisyenler katıldı.
Çalıştayların açılış konuşmalarında söz alan KUDAKA Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Demirdöğen; Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı ve Atatürk Üniversitesi işbirliği ile hazırlanan bu çalışmaların bir başlangıç çalışması olduğunu, şehirlerin kalkınmasına yönelik her paydaşın ortak noktada buluşması için değişik senaryoların oluşturulduğunu ve katılımcıların görüşlerine sunulduğunu belirtti. Bundan sonraki aşamada farklı senaryoların katılımcıların görüşleri doğrultusunda şekillendirileceğini ve illerimize en uygun gelişim planlarının tespit edileceğini söyledi.
Bayburt’ta düzenlenen çalıştayda konuşma yapan Vali İsmail Ustaoğlu; gelişim senaryoları çalışmalarının Türkiye’nin geleceği açısından önem arz ettiğini ifade ederek, şehirlerin inşa aşamasında ilgili bireylere de bu bakımdan önemli sorumluluklar düştüğünü belirtti.
Çarpık yapılaşmanın Türkiye’ye acı bedeller ödettiğini dile getiren Vali Ustaoğlu, “Çarpık kentleşmenin vardığı boyut zaman zaman bizi derin üzüntülere düşüren sonuçları da beraberinde getirdi. Yaşadığımız doğal felaketlerin beraberinde getirdiği yıkım bizim gelişim planlarımızın istenen düzeyde olmamasının bir sonucu. Bu da gerek maddi gerekse manevi anlamda bizlere oldukça pahalıya mal oluyor.” dedi.
Vali İsmail Ustaoğlu şehirlerin bir kimliğe ve ruha sahip olduklarını anlatarak, bu kimliğin oluşmasında etkili olan faktörlerin ilk sırasında şehri inşa edenlerin geldiğini söyledi. Bu kimliğin kimi zaman kentin geçmiş kültürünün planlamaya yansıtılmasıyla kimi zaman da tarım, turizm gibi farklı alanlarda yapılan çalışmaların kentle bütünleştirilmesiyle oluştuğuna dikkat çekti. İl Gelişim Senaryolarının bu anlamda çok önemli olduğuna vurgu yapan Vali Ustaoğlu, “Hazırlamış olduğunuz bu senaryolar bir araya getirildiğinde o şehrin kimliğini, kişiliğini, ruhunu oluşturacaktır. Bu açıdan bu çalışmalar çok önemli. Başta ilimiz olmak üzere, ülkemizin de buna oldukça ihtiyacı var” ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.
Erzincan İl Gelişim Senaryoları çalıştayında konuşan Vali Ali Arslantaş; “Kentleşme, kentler, şehirler aslında büyük vizyon istiyor ve bu çok önemli bir mesele. İnanıyorum ki, bu toplantıda tartışılacak konular şehrimizin daha güzelleşmesine daha iyi bir şekilde gelişmesine katkı sağlayacaktır. Coğrafi mekânın en temel unsurlarından biri olan kent, mekânsal bir olgu olarak değil, barındırdığı nüfusun kültürel yapısı ve kapsamlı bir bütün olarak düşünülmesi gerekir. Sosyal ve ekonomik özellikleri, üretim ve tüketim yapısı ile kentsel mekân zaman içerisinde değişim göstererek farklı özellikleri kazanmaktadır. Kentsel koruma ve geliştirmenin temel amacı bu bütünün bir bölümünün yaşatılması ile kent kültürünün ve kimliğinin devamlılığının sağlanması ile ortaya çıkar. Uzun zaman sürecinde, kolektif emek ve katılımın ürünü olarak meydana gelen şehirler, kasaba ve köylere göre daha fazla nüfusun yaşadığı kalabalık yerleşim birimleridir. Sayısız faaliyetin yürütüldüğü ve sınırsız ihtiyaçların karşılandığı şehirlerde, ekonomik faaliyetler ağırlıklı olarak ticaret sanayi ve hizmet sektörlerinden oluşur. İnsanları yönetme ve toplumsal düzeni sağlama düşüncesi şehirlerde doğmuştur. Şehirlerde kamu otoritesi daha güçlüdür. Bu otoritenin hukuka dayalı düzenlemeleri ile eğitim seviyesi yükselir, insanların bilgi ve becerisi gelişir, mal ve hizmetler çoğalır ve daha kaliteli hale gelirler. Kentsel bin yıl olarak tanımlanan üçüncü binyıl da özellikle Erzincan gibi kadim kentlerin sahip oldukları kültür mirasına ilişkin, yerel kimlik değerlerinin sürdürülebilir korunması ve geliştirilmesi yaşanabilir bir kent özlemini hisseden bizlerin konunun muhatabı yerel yönetimlerden talep ettiğimiz önemli sorunları arasındadır. Bu nedenle tarihin en köklü ve uzun ömürlü kültür ve medeniyetleri daima şehirlerde doğmuştur. Tüm medeniyetlerde şehirleşme, ticaret, imalat ve eğitimi örgütleyen yönetimlerin öncülüğünde devam etmektedir. Sivil toplum örgütlerimizin, katılımcılarımızın buradan aldıkları notları proje fikirlerini önümüzdeki 20 yıla nasıl taşıyacaklarını, önümüzdeki yılın perspektifinin onlar açısından ne olacağını göreceğimiz bu toplantının Erzincan’ımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.
Çalıştaylarda daha sonra Atatürk Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama öğrencilerinin bölge illeri için hazırladığı gelişim senaryolarının sunumları yapıl