IŞIK ÇAPANOĞLU
KARS (İHA) - Kars Stratejik Araştırmalar Merkezi (KSAM), Kars’ta depreme hazırlık stratejisinin geliştirilmesi, deprem risk analiz çalışmalarının başlatılması, Doğu Anadolu Fay Hattı Araştırma Merkezi Kurulması önerisinde bulundu.
Kars Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Kars’ın ikinci dereceden deprem kuşağı içersinde yer aldığı belirtildi.
İl, ilçe, kasaba ve köy alanlarına yönelik dört koldan depreme hazırlık stratejisi geliştirilmeli açıklaması yapan Kars Stratejik Araştırmalar Merkezi Uzmanları, “şehrin her türlü sorununa gösterilen duyarlılıktan daha fazlası Kars’ın depreme hazırlanması konusunda gösterilmelidir” dediler.
Kars’ın ciddi depremler geçirdiğini ve 1926 yılından bugüne Kars’ta 1716 kişinin depremde hayatını kaybettiğini belirten Kars Stratejik Araştırmalar Merkezi Uzmanları, Kars Çevre Durum Raporuna göre Kars’ta; 22 Ekim 1926 yılında 5,7 büyüklüğündeki bir depremde 355 ölü, 23 Mart 1936 yılında 6,2 büyüklüğündeki Digor depreminde 200 ölü, 23 Mart 1936 yılında 4,5 büyüklüğündeki Kötek depreminde 35 yaralı, 25 Mart 1975 yılında 5,1 büyüklüğündeki Susuz depreminde 2 ölü, 26 yaralı, 30 Ekim 1983 yılında 6,8 büyüklüğündeki Erzurum-Kars depreminde bin 155 ölü, bin 142 yaralı, 7 Aralık 1988 yılında 6,9 büyüklüğündeki Akyaka depreminde 4 ölü 11 yaralı ile sonuçlanan ciddi depremler yaşandığı belirtildi.
Kars’ın hareketli bir fay hattı üzerinde bulunduğundan, vatandaşlarımızın “deprem sigortası” yaptırmaları gerektiğine de vurgu yapan uzmanlar, şunları söylediler.
“Deprem risk analiz çalışmaları başlatılmalıdır. Doğu Anadolu Fay Hattı Araştırma Merkezi Kurulmalı ve bu hat üzerindeki mühendislik projelerinde (barajlar) sismik aktiviteleri ölçen aletler yerleştirilmelidir. Doğu Anadolu Fay hattı üzerindeki belediyeler plan revizyonlarına ivedilikle başlanmalıdır. 7269 Sayılı Afetler Yasası, 3194 Sayılı İmar Yasası başta olmak üzere yerleşimleri doğal afetlere karşı güvenli kılacak çalışmalara hız verilmeli bu yasalar akıl, bilim, mühendislik normlarını temel almak üzere, meslek odalarının görüşleri alınarak düzenlenmelidir. Yapı envanter çalışmaları yapılmalıdır. Bu envanter çalışmalarına göre bina tip ve önemleri sınıflandırılmalıdır. Yeni yerleşim yerleri tespitleri yapılarak arsa üretimi yapılmalıdır. Depreme dayanıklı projeler ve malzemelerin geliştirilmesi sağlanmalıdır. Yapılacak bilimsel ve mühendislik çalışmaları sonucu, gerekmesi durumunda depremler olmadan depreme karşı güçlendirme imalatları yapılmalıdır. Afet yönetim çalışmaları konusunda belediyeler, valilikler, meslek odaları gibi kurumları bir araya getiren düzenlemeler yapılmalıdır. “Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik” geliştirilmeli ve yönetmenliğin uygulanması takip edilmelidir. Denetim uygulamalarının geliştirilmesi için yetkin mühendislik yasası çıkartılarak uygulamaya konulmalıdır. Deprem bilimi başta olmak üzere meslek içi eğitim çalışmaları başlatılmalıdır. Deprem konusu sürekli gündemde tutulmalı ve yurttaşlarımız bilinçlendirilmelidir. Özellikle köylerde anlaşılır ve kolay eğitimler düzenlenmelidir.”