ERZURUM (İHA) - Yaklaşık 12 yıl kaldığı terör örgütü PKK'dan geçtiğimiz yıl kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan itirafçı, verdiği 32 sayfalık itiraf metninde PKK gerçeğini gözler önüne serdi. İtiraflarında örgüt içerisinde büyük moralsizlik olduğunu, patlayıcıların Iraklı peşmergelerden satın alındığını, ilişkiye girmeyen genç kızların infaz edildiğine yer veren zanlı, ailelerinin PKK'lıları kamplarda ziyaret ettiğini söyledi.
Lise öğrenimi görürken 1998'de kandırılarak 7 arkadaşıyla birlikte PKK saflarına katılan U.B. (37), Ağrı Dağı üzerinden İran'ın Dambat kampına götürüldü. Burada bir süre eğitim gördükten sonra Kandil'e giderek uzun yıllar Kuzey Irak ve Suriye kamplarında eğitim faaliyetlerinde bulunan, örgütte 'Bahri' kod adını alan U.B., geçtiğimiz yıl 19 Eylül'de örgütten kaçarak kaleşnikof silahıya birlikte Gürbulak Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim oldu. 18 ayrı silahsız eyleme katıldığı ancak bu eylemlerle
geri planda PKK'ya hizmet veren U.B., silahlı çatışmalarda yer almadığı tespit edildiği için Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından etkin pişmanlık yasasından yararlandırılarak serbest bırakıldı. U.B, teslim olduktan sonra güvenlik güçlerine 32 sayfalık ifade verip PKK ile ilgili itiraflarda bulundu.
"AİLELERİ PKK'LILARI KAMPLARDA ZİYARETE GİDİYOR"
U.B.'nin itirafları arasında en çarpıcı olan bölümlerden biri ise PKK'lı teröristlerin ailelerinin PKK kamplarında yakınlarını ziyarete gittiği bilgisi. U.B., "Kamplara örgüt mensuplarının aileleri gelmektedir. İzin almak koşulu ile görüşmeler yapılmaktadır. Ancak yeni katılan örgüt mensuplarının aileleri ile görüştürülmeleri bir süre yasaktır" dedi.
Teröristlerin askeri eğitimi konusunda da bilgiler veren U.B., "Askeri eğitimde genelde gerilla taktikleri veriliyor. Kuzey Irak ve Kandil'de yanaşık düzen, saldırı, sobataj, savunma, mayınlama ve tuzaklamalar ve silah eğitimleri gibi konularda eğitimler veriliyor" dedi.
Üst düzey örgüt mensupları arasında fikir ayrılığı olduğunu, alt kademedeki örgüt üyelerine yansıdığını belirten U.B., "Örgüt içinde genelde fikir ayrılıkları konusunda üst düzey yetkili 'Cemal' kod adlı Murat Karayılan Kürt sorunun silahlı mücadele ile çözüleceğini düşünüyor. 'Abbas' kod adlı Duran Kalkan'ın ise bu meselenin siyasi olarak çözülebileceğini savunduğunu biliyorum. Bu fikir ayrılıkları alt kademedeki örgüt mensuplarına yansımaktadır" itirafında bulundu.
U.B. "Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra örgüt büyük yara aldı. Savaşçılar (teröristler) artık başarılı olamayacaklarını düşünmektedirler. Örgütte halen bir liderlik sorunu yaşanmaktadır" diye konuştu.
"İLİŞKİYE GİRMEYEN KIZ İNFAZ EDİLİYOR"
Üniversite mezunu teröristlerle ilgili bilgilerde veren U.B., "Genelde örgüt içinde üniversite mezunlarına karargah işlerinde veya örgütte eski olanlarına üst düzey komutanlık görevi verilmektedir. Genellikle Mahmur kampında tutulduklarını biliyorum. Ancak rahatsızlanan üst düzey örgüt mensupları, sahte kimlik ve pasaport aracılığı ile tedavi edilmek üzere Avrupa ülkelerine gönderilmektedir" dedi.
U.B.'nin en çarpıcı itiraflarından biri ise PKK içinde kadınlara yönelik tecavüzler. U.B., "Terör örgütü PKK içerisinde 'aşk' ve 'cinsellik' yasak olmasına ve 'yoz ilişki' olarak nitelendirilmesine rağmen, bugüne kadar üst düzey örgüt liderleri zorla ilişkiye girmeyen yaşları 17-20 arasında değişen çok sayıda gönüllü Kürt genç kızları kurşunlayarak infaz ettiler. Örgüt içerisindeki kaçışları engellemek için sürekli toplantı yapan takım komutanları, 'T.C. örgütten kaçan gerillaya elektrik vererek işkence
yaptırıyor' diyerek propaganda yapıyor. Ben teslim olduğumda pantolonumdan ayakkabıma kadar tişörtüm üzerime giydirilerek önüme sıcak aş yemeğinin konulduğuna şahit oldum" dedi.
"PATLAYICI MADDELER PEŞMERGELERDEN SATIN ALINIYOR"
U.B., "Bildiğim kadarıyla Kuzey Irak'ta Peşmergeler ve Kürt köyleri, 3-5 bin dolar karşılığında, patlayıcı madde ve mayın satıyor. Eylem öncesi patlayıcı maddeler PKK grup komutanlarına teslim ediliyor. Ses getirici eylemlerde kullanılan patlayıcı maddeler, Peşmerge askerlerinden alınıyor. Türk güvenlik güçlerinin sınırdaki faaliyetlerini, cephe görevini yürüten örgüt mensuplarından, kaçakçılık amacı ile İran ve Irak'a giden vatandaşlardan, milislerden ve sınıra yakın İran-Irak bölgesindeki halktan bilgi
alıyoruz. Gümrük noktalarından geçen kaçakçılardan geçirdikleri malın değerinin yüzde 3'ü oranında dolar olarak gümrük vergisi adı altında para alıyorduk. Toplanan paraları, alan sorumlusuna teslim diyorduk" diye konuştu.
"BAYIK VE KARAYILAN, PKK'LILARI KENDİ ÇIKARLARI İÇİN KULLANIYOR"
U.B. itiraflarında şunlara yer verdi:"Bizim eğitim sorumlumuz o dönemlerde 'Abbas' kod adlı Duran Kalkan'dı. Daha sonra 'Cuma' kod adlı Cemil Bayık ve 'Cemal' kod adlı Murat Karayılan benimle bire bir özel olarak İran ve Kuzey Irak'taki kamplarda görüştü. Ben bu süreçte örgütten soğumaya başladım. Özellikle Murat Karayılan ve Cemil Bayık ile yaptığım görüşmeden sonra, onların içinde bulunduğu lüks ve güvenli yaşam ile savaşçıların tehlikeli ve sıkıntılı yaşantıları arasında büyük fark vardı. Üst düzey örgüt mensuplarının savaşçıları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaları, beni olumsuz yönde etkiledi. Bel fıtığım rahatsızlığım nedeniyle takım komutanlığından ayrılarak nöbet kontrol sorumluluğuna getirildim. Kamplarda bulunan büyük telsizlerle irtibat sağlanıyor. Telsiz konuşmaları T.C. askerine yakalanmamak için kısıtlı olarak yapılıyor. Telsizlerin asker tarafından dinlenildiği için çatışma çıkmadan önce kesinlikle konuşulmuyor. Konuşan kişiler 5 günlük hücre cezası ile takım komutanı tarafından cezalandırıyor."
Kandil'de kaldığı süre içerisinde gördüğü PKK faaliyetlerini de anlatan U.B., "Benim örgüt içerisinde bulunduğum sürede sığ "İLİŞKİYE GİRMEYEN KIZ İNFAZ EDİLİYOR"
ınak ve çadır yoktu. Genelde açık arazide kalıyorduk. Kışın ise ağaç ve naylonlardan genelde 10'ar kişililik barınaklar hazırlıyorduk. Sınıra yakın kamplarda özellikle Kandil bölgesinde güçlü sığınaklar hazırlanıyordu. Bu sığınaklarda örgütün üst düzey yetkilileri kalıyordu. Kamplarda kara ve hava harekâtına karşı 24 saat esasına göre nöbet tutuluyordu. Özellilikle hava harekatına karşı bazı kamplarda yüksek tepelere füzeler, doçkalar, makineli tüfekler ve roketatarlar yerleştiriliyordu. Kuzey Irak
Bölgesi'ndeki Mahmur Kampı'nda genelde Türkiye'den kaçan Mardin, Siirt, Hakkari ve Şırnak halkı yer alıyordu. Örgütten ayrılan, artık örgüt adına faaliyet yürütemeyen yaralı, yaşlı, hasta, örgüt mensupları bu kampta kalıyordu. Örgütten kaçan kişiler, Mahmur'da barınamıyordu" diye konuştu.
"TELSİZ MALZEMELERİ AVRUPA ÜLKELERİNDEN GÖNDERİLİYOR"
"Şu anda terör örgütü KDP ve KYP arasında bir çatışma ortamı yoktur" diyen U.B., "Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) PKK Terör Örgütünü bir Kürt oluşumu olarak kabul etmekte ancak, faaliyetlerini onaylamamaktadır. Kuzey Irak kamplarında siyasi ve askeri eğitim verilmektedir. HPG'nin önemli bir faaliyet alnı bulunmaktadır. Yaylalara çıkan Iraklı Kürtlere karşı propaganda faaliyetleri yürütülmektedir. Benim kırsalda olduğum süre içinde kullanılan telsiz malzemeleri, Avrupa ülkelerinden gönderiliyordu. Güç
kaynağı ve bataryalar yine aynı şekilde gönderiliyordu. Şarj etme imkânımız yoktu. Pillerden yapılan güç kaynağı ile kullanılıyordu. Genelde yedek batarya yoktu. İran'da örgütün Kelareş, Şehidan, Esendere ve Dambat bölgelerinde PKK'nın kampları bulunuyordu. İran istihbaratı ile ilişkiler çok iyi seviyedeydi. Hatta bire bir yardımcı olarak bize araç bile tahsis ediliyordu" diye konuştu.
"ÖRGÜT İÇİNDE MORALSİZLİK HAKİM"
U.B., "Karayılan ve Bayık, örgütün başarısızlığını hazmedemiyor. Örgütte şu an büyük bir moralsizlik olduğunu düşünüyorum. Artık herkesin bu işin çözüme kavuşmasını istediğini biliyorum. T.C. tarafından yapılacak bir genel af ile birçok örgüt mensubunun örgütten kopacağını düşünüyorum. Kuzey Irak'taki üstlerde yaşayan üyeler, başta ROJ TV kanalını izlemektedirler. Örgüt mensupları sürekli radyo dinleyebiliyor. Genelde dağ kadrosunun morali bozuk. Türkiye'ye teslim olanlara nasıl davranıldığınındağdakilere gösterilmesinin yeterli olacağına inanıyorum. Genel af olduğunda, örgütten kopmaların çok olacağını düşünüyorum" dedi.
Saldırı öncesi ve sonrası ile ilgili de itiraflarda bulunan U.B., "İki-üç kişilik öncü grupla birlikte intikal öncesi keşif yapılarak bölgenin temiz olup olmadığı kontrol edilir. Türkiye topraklarında gündüz intikaller genellikle yasaktır. İntikaller genelde gece yapılmaktadır. Benim kaldığım dönemlerde Ağrı Tendürek Dağı'nda faaliyet gösterirken 'Aslan' kod adlı Şehmuz isimli örgüt mensubu ajan suçlamasıyla herkesin gözleri önünde kurşuna dizilerek öldürüldü. Örgüt içerisinde kıs mende olsa hemşericilik yapılmaktadır. Bundan dolayı bir anlaşmazlık ortamı vardır" diye konuştu.
"KANDIRILDIĞIMI GEÇ ANLADIM, PİŞMANIM"
Topluma faydalı bir birey olmak için PKK kamplarından kaçtığını anlatan U.B., "Davaya inanmadığım için örgütten ayrıldım. Örgütte yürüttüğüm faaliyet süresince çok pişmanlık duydum. O dönemlerde lise çağında olduğum için kandırıldığımı düşünüyorum. Hatamı anladım. Örgütten ayrıldıktan sonra kendime yeni bir hayatı kurmak için karar verdim. Artık can korkusu ile yaşamak istemiyorum. Yakınlarımla huzurlu bir yaşam sürdürmeyi düşünüyorum. Pişmanlık Yasasından faydalanarak topluma faydalı bir fert olarak hayatımı sürdürme kararlığındayım" diye konuştu.