ERZURUM (İHA) - Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘dört kapılı şehir’ diye tanıladığı Erzurum’un kaybolan kapılarına artık sahip çıkılıyor. Tarihi süreç içerisinde önemi kaybolan, yıllarca kaderine terk edilmiş İstanbul Kapı, yeniden hayata dönüyor. İstanbul Kapı, uzun yıllar sarhoş, tinerci ve başıbozuk mekanı olmuş, insanoğlu ve yılların acımasızlığıyla baş başa kalmıştı. İstanbul Kapı için proje uygulayan Yakutiye Belediyesi önceki ve son halinden görüntüleri kamuoyuna sunarak değişimi gözler önüne serdi.
Başkan Korkut, tarihi mirası yarınlara taşımanın şehrin kimliği açısından önemli olduğu kadar ekonomik hayatın gelişimi içinde elzem olduğunu söylüyor. Korkut, “Ahmet Hamdi Tanpınar, Erzurum için 'dört kapılı şehir' diyor, meşhur 'Beş Şehir'inde. Eski çağlarda ve Ortaçağ ile Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde Erzurum'u düşman işgaline karşı koruyan surlar toprak tabyalar ile şehre 4 ana yönden giriş ve çıkışları sağlayan kapılar, tarih boyunca düşman yağmasından korunmasına rağmen, çarpık yapılaşmadan kendisini kurtaramadı. Erzurum, bünyesinde barındırdığı yüzlerce tarihi mekanın yanında kapılarıyla da tarihe ışık tutuyor. Bu kapılar içerisinde en ünlü olan 7 kapıdan, günümüze kalan 3 tanesi ilgisizlik yüzünden yıkılıp yok olmak üzereydi. İstanbul Kapı’yı bir proje ile yarınlara taşımayı başardık” dedi.
Bakımsızlık ilgisizlik yüzünden şu ana kadar tarihi kalıntı görünümü veren İstanbul Kapı artık sarhoş ve tinerci mekanı olmayacak. Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut, projenin geldiği nokta hakkında bilgi verirken “İstanbul Kapı olarak bilinen yapı Osmanlı Dönemi eseridir. Fosfor Mustafa Paşa tarafından 1876-1877 yıllarında, şehrin güvenliği amacıyla yaptırılmıştır. Tarihi eser kurtarıldı. Kamuoyu eserin nereden geldiğini görebilsin diye öncesi ve sonrasını bir seri olarak sunuyorum. Aradaki büyük değişimi gözlemleyebilmeniz için. Ömür oldukça, görevim devam ettikçe tarihi eserlerin gün yüzüne çıkması için çalışacağım” şeklinde konuştu.