İrlanda Milli Marşı’nın yazarı olan ve Oxford’un antolojisinde Türk şairleri arasında yer verilen Mangan, Türkiye’ye, Türkçeye ve Türk Edebiyata olan hayranlığıyla tanınırken, kendisinin, bir kez bile görmemesine rağmen Anadolu’yu anlattığı şiirleri, İrlandalı aydınları bile şaşkına döndürüyor.
//ERZURUM MANGAN’IN ŞİİRLERİNDE
İrlandalı aydınlardan olan yazar Peter Hird’in; “Mangan’ın yazdığı şiirler, en az bir Türk tarafından bu kadar güzel yazılabilir.” şeklindeki yorumu dikkat çekici bulunurken, Şair Mangan’ın, kendisini bir Erzurumlu ve Doğulu olarak hissederek yazdığı “Karamanian Exile” (Karamanlı Sürgün) isimli şiiri ise, eserlerinin gözdesi olarak adlandırıyor. Konya Karaman’dan, Erzurum’a savaşmak için gönderilen bir gencin, Erzurum’dan sılaya duyduğu özlemin anlatıldığı şiir, yolu İrlanda’nın başkenti Dublin’e düşen ve onun Aziz Stephan Meydanı’ndaki heykelini gören her edebiyatçının aklına, Anadolu’yu ve Erzurum’u getiriyor.
//MANGAN KİMDİR?
İrlanda ulusal marşının yazarı James Clarence Mangan, 1 Mayıs 1803’te Dublin'de doğdu. 20 Haziran 1849'da aynı kentte yaşama veda etti. Mangan’a, ünlü ‘Oxford Antologie English Verse’te İrlandalı şairler arasında değil, Türk şairleri başlığı altında yer verilirken, İrlanda'da doğup büyümüş, 4 bin kilometre uzaklıktaki Türkiye'ye de hiç gelmemiş bir şair olan Mangan’ın, Türkiye’ye ve Türk edebiyatına duyduğu ilgi de aktarılıyor.
Boş vakitlerini İrlanda şapkasını başına geçirip uzun yürüyüşler yapmakla geçirdiği, bu gezintiler sırasında eline geçen lügatlerden yararlanarak Latince, Almanca ve Türkçe öğrendiği sanılan Şair James Clarence Mangan’ın, bir yakınına, Türkçe ve Türk şiiriyle Almanca bir tercüme sayesinde tanıştığını anlattığı belirtiliyor. Çalıştığı kütüphanedeki görevini ihmal etmek pahasına bütün gününü Türkçe öğrenmeye ve Türkiye'yle ilgili kitaplar okumaya ayırdığı belirtilen Mangan, University Magazin isimli bir dergide, Türkiye üzerine yazılar yazmaya başladığı kaydediliyor.
//TÜRK GİBİ ŞİİR
İrlandalı aydınlardan Peter Hird, Mangan’la ilgili düşüncelerini: “…Şüphe yok ki, Mangan’ın kendisini bir Türk yerine koyarak yazdığı eserler, İngiliz okuyucusunu şaşırtır. Çünkü bu şiirlerinde Mangan, İrlandalı vatandaşlarına değil, fakat Türk dostlarına hitap etmektedir. Bu bakımdan da okuyucusunu Türk Tarihi’ni biliyor kabul etmiş, Türkiye tarihine ait çeşitli telmihler yapmıştır. Mangan’ın yazdıklarını yazabilmek, hissettiklerini hissedebilmek e onun gibi düşünebilmek için kesinlikle bir Türk olmak gerekir…” şeklinde dile getiriyor.
Mangan’ın şiirlerinin gözdesi olarak nitelendirilen “Karamanian Exile” (Karamanlı Sürgün) isimli şiirinde, Karaman’dan Erzurum’a savaş için gönderilen bir gencin öyküsü, Türk edebiyatına ait bir tarzla anlatılıyor.
//MANGAN’IN ESERLERİ
“Kan, kemik ve boğazlanmış erkekler/ Murad-ı Ekber/ Seni daima rüyalarımda görürüm, Karaman!/ Senin yüzlerce tepeni, binlerce dereni…/ Karaman, Karaman!..” diye başlayan “Karamanian Exile” (Karamanlı Sürgün) adlı şiirinde; Erzurum’un soğuk gecelerinde sılaya duyulan özlemin yaktığı ateşi anlatan Mangan’ın, “Üç Kalender” adlı şiiri ise, İrlandalı şairin Müslüman olmuş olabileceğini düşündürüyor. Söz konusu şiirde “Lâ ilâhe, illallah!, Boğaziçi, Emrah, Osman, şarap ve gül” gibi bu topraklara ait sesler ve motifler ustalıkla işlenirken, Mangan’ın bu şiiri kaleme alırken kendini bir Türk’ün yerine koyduğu anlaşılıyor. İşte Mangan’ın o şiiri: “Lâ ilâhe, illallah!.. Kuşlar gibi neşeli uçtuk/ Biz: Emrâh, Osman, Perizâd;/ Güldük, şakalaştık ve seyrettik./ Şarap, güller, neşe, türkü söyledik./ Bütün şöhretlerden vazgeçtik. Altın ve mücevhere değer vermedik hiç./ Lâ ilâhe, illallah!/ Boğaziçi, Boğaziçi Bize engel olmadı hiç/ Her gün neş’e içinde/ Yeşil Boğaziçi’ni bir yelkenliyle geçtik…”