Mısır'daki askeri yönetim karşıtı gösterilerin sembolü haline gelen Esma el-Bilteci'nin ailesi, şehit Esma'yı ve yaşadıkları acıyı anlattı.
ERDOĞAN'IN KIZIM İÇİN AĞLADIĞINI GÖRÜNCE
Eşi Muhammed el-Bilteci'nin kızı Esma'yı şehit olmadan üç gün önce rüyasında cennette gelinlikleriyle gördüğünü aktaran Anne Sena el-Bilteci, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Baba Bilteci'nin kızına yazdığı mektubu dinlerken gözyaşlarını tutamadığı görüntüleri izlerken duygulu anlar yaşadı.
Bilteci, "Darbeden bu yana karşılaştığımız felaket, insanlıktan uzak vahşetin yoğun olduğu bir ortamda, Başbakan Erdoğan'ın kızım için ağladığını gördüğümde, az da olsa yeryüzünde insanlığın kaldığını hissettim" şeklinde konuştu.
ESMA'NIN ŞEHADETİ EN AĞIR OLANIYDI
"Benim dört erkek, bir kız çocuğum vardı. Yıllardan beri birçok sıkıntı ve belalara maruz kaldık ancak bunlar içinde Esma'nın şehadeti en ağır olanıydı. Tek kızımı kaybettim. Erkek çocukların meşguliyetleri genellikle dışarıda oluyor malum, Esma'nın gidişinin ardından kendimi çok yalnız hissettim, sürekli beraberdik. Gidişinin ardından sanki kızımı değil, bana beslediği sevgiden dolayı sanki annemi kaybettim. Yanındayken kendimi güvende hissediyordum"
ISRARLA ABDEST ALDI VE GÖZÜMÜN ÖNÜNDE KAYBOLDU
Bilteci, kızının hayatını kaybettiği anları şöyle anlattı:
"Gaz bombalarının yoğunluğundan boğulacak duruma geliyorduk ve çevremizde insanların şehadete ulaştıklarına tanık oluyorduk. Esma'nın yüzüne bakıyordum henüz küçük yaşında olmasına rağmen kendisinin bunlar karşısında etkilenmeden sapasağlam durduğunu gördüm. Bilakis o beni cesaretlendiriyordu. Kurşunların ve gaz bombalarının yoğunluğunun altında olmamıza ve kimsenin hareket edecek gücünün olmamasına rağmen çantasından küçük bir su şişesi çıkartarak, abdest alma konusunda ısrar ederek su dökmemi istedi. Bu arada gazın etkisini azaltması için yüzümü sirkeyle yıkıyordu. Daha sonra Rabia'daki Sahra Hastanesi'ne gitme konusunda ısrar etti, 10 dakika kadar sonra telefonlarıma cevap vermiyordu. Ardından bulunduğum yere geri geldi, kendisine biraz çıkıştım 'Esma beni niye bıraktın, ne olacağını bilmiyoruz kızım birlikte olalım' dedim. Bana gülümseyerek baktı ve hiçbir şey demedi, sonra beni yanaklarımdan öptü ve gözümün önünden kayboldu gitti."
HASTANEDE YA RAB, YA ALLAH DİYORDU
Daha sonra oğlu Halid'in kendisine Esma'nın vurulduğunu aktardığını anlatan Bilteci, "Sahra Hastanesi'ne gittiğimde şehitler ve ağır yaralılarla karşılaştım. Esma'nın yanına gittiğimde sabırlı ve metanetliydi. 'Ya Rab, Ya Allah' diyordu. Anlayamadığım sözleri mırıldanıyordu. Yüzünü siliyordum ve kendisine 'Hayatım sabret, metanetli ol' derken bana 'Anneciğim ben iyiyim' diyordu. Beni rahatlatmak istiyordu. Ancak yatağın altından çok miktarda kanın aktığını görünce doktorlar acil kan nakli yaptılar fakat vücudu bunu kabul etmedi. Ameliyat odasına götürülürken ortalıkta birçok ceset ve ağır yaralı gördum. Her tarafta vahşetin izleri vardı. Onu ameliyat odasına bıraktım ve çıktım, birkaç dakika sonra şehit olduğu haberi geldi" şeklinde konuştu.
VURULDUĞUNDA KUR'AN OKUYORDU
"Allah onu bu dünyanın çirkinliklerinden kurtardı" diyen Bilteci, "Esma 4 ay önce Kur'an-ı Kerim hıfzını tamamlamıştı. Rabia meydanını, oradaki yaralıları Kur'an okuyarak korumaya gayret gösteriyordu. Tanık olanların anlattığı kadarıyla vurulduğu esnada Sahra Hastanesi'nin önünde elindeki mushaftan Kur'an okuyormuş. Arkadaşlarının uyarılarına rağmen bir elinde Kur'an'ı tuttuğu diğer eliyle de taş toplayıp gençlere verdiğini söylediler. O, zulme ve tuğyana karşı mücadele ederken şehit oldu" ifadelerini kullandı.
HASTANE ESMA'YI KABUL ETMEDİ
Bilteci ailesinin en büyük oğlu Ammar, kardeşi Esma'nın yanına hayatını kaybettikten sonra ulaşabildiğini belirterek, kardeşinin naaşını taşıdıkları anlarla ilgili şunları kaydetti:
"Cenazeyi oradan götürmeyi uygun gördük çünkü rejimin cesetlere neler yapabileceğine daha sonradan da tanık olduk. Hastane yetkilileri, kendilerine Rabia'dan hiçbir yaralı ve ölü kabul etmemeleri talimatı verildiğini bildirdi."
MEDYA ESMA'NIN ÖLÜM HABERİNİ YALANLADI
Mısır basınının, kardeşi Esma'nın ölüm haberini yalanlamasının bir önemi olmadığını belirten Ammar, "Başından beri isteyen inansın, isteyen yalanlasın dedik. Bu gerçek, bizim için tüm bu haberlerden çok daha önemli ve değerli. Yalanlayanlara cevap olsun diye çekim yapılması tekliflerini kabul etmedik. Buna rağmen şehit olmasının ardından bazı resimleri yayınlandı, bunun sorumluluğu bize ait değildir. Eve gelen arkadaşları ve akrabaların son bir kez görmeleri için ambulansın kapısını açıp insanların veda etmeleri için yüzünü görmelerine müsaade ettik" dedi.
ESMA'YI ÖZLEDİK, BÜYÜK BİR ACI DUYUYORUZ
Ammar Bilteci, "Kardeşine ve babana bir mesajın var mı " sorusunu, "Esma'nın benim mesajıma ihtiyacı yok. Ancak kendisini özledik büyük bir acı duyuyoruz. Onun şu an mutlu olduğunu hissediyoruz. Allah'tan bizi onun mertebesine ulaştırmasını diliyoruz. Babama ise şunu söylerim, 'Metin ol, bizler inşallah bu yolda sizlerin takipçisiyiz. Zalimler nasıl bir devrimle tersyüz olacaklarını görecekler" diye cevapladı.
Mısır makamları tarafından kakkında tutuklama kararı çıkarılan Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) yöneticilerinden Ezher Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammed el-Bilteci, El-Cezire televizyonunda dün yayınlanan video görüntüsünde, kızı Esma'nın öldürülmesi olayına ilişkin, "Allah, sesini kesmek için kurşunla öldürmek istedikleri o çiçek Esma'nın isminin ve resimlerinin tüm dünyada yüceltilmesini istedi. Herkes onu rahmetle anıyor, resimlerini Türkiye'de, Kabe'de ve Medine'de yükseklerde taşıyorlar. Bu da sadece Allah'ın istediğinin olacağını müjdeliyor" ifadelerini kullanmıştı.