Erzurum Valisi Okay Memiş, 12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı.
Vali Memiş mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Türk Edebiyatı’nın büyük şairi Mehmet Akif Ersoy’un adı İstiklâl Marşı ile özdeşleşmiştir. ‘İstiklâl Marşı Şairi’ unvanı alan Mehmet Akif, var olma savaşı verilen günlerde, tarifsiz bir duygu yoğunluğu ile yazdığı marşla Türk Milletinin gönlünde taht kurmuştur. 1920 yılı sonlarında, Erkân-ı Harbiye Riyasetinin (Genel Kurmay Başkanlığı) “Bu savaşımızın manasını anlatacak, halka ve askere heyecan verecek ve diğer milletlerde bulunan milli marşlara denk olacak bir marş” yazılması şeklindeki isteği üzerine Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı yarışma için, para ödülü almamak şartıyla, Mehmet Akif’in yazdığı İstiklâl Marşı, Türk Milletinin, manzum Kurtuluş Savaşı Destanı niteliğindedir. Mehmet Akif böyle bir destanı yazabilecek bilgi ve inanca sahip olduğu izlenimini edebiyat çevrelerine yıllar önce vermiştir. Mehmet Akif, Balkan Harbi yıllarında, halkı edebiyat yoluyla aydınlatmak için aralarında Abdülhak Hâmid, Recâîzâde Mahmud Ekrem, Süleyman Nazif, Mehmed Emin ve bir grup edebiyatçının bulunduğu Hey’et-i Tenviriyye’nin genel kâtibi idi. Sülleyman Nazif, başkan Recâîzâde Mahmud Ekrem’in, milletin milli bir destana ihtiyacı olduğunu ve bunu ancak, Mehmet Âkif’in yazabileceğini söylediğini nakletmişti. Ömrünün büyük kısmı vatanın düşman işgalinden kurtuluşu ve milletin bağımsızlığı mücadelesiyle geçen Mehmet Âkif’in, sahip olduğu değerler arasında hürriyet kavramının önemli bir yeri vardır. Denebilir ki hürriyet, onun değerleri arasında, listesinin üst sıralarında yer almaktadır. Hürriyet, uğruna savaşılması gereken yüce bir değer, insan gibi yaşamanın olmazsa olmaz koşuludur. Mehmet Âkif, hür, hürriyet ve istiklâl sözcükleri ile ifade ettiği özgür yaşama biçiminin çocukluktan beri âşığıdır. Bu düşüncesini Zulmü Alkışlayamam adlı şiirinde açıkça ifade eder: Zulmü alkışlayamam, zâlimi aslâ sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdâdıma saldırdı mı, hatta boğarım Boğamazsın ki! Hîç olmazsa koğarım. Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam; Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle, Bana hîç tasmalık etmiş değil altın lâle. Bu şiir, Mehmet Âkif’in çocukluğundan beri özgürlüğe karşı beslediği aşırı sevginin yanında, geçmişine ve köklerine olan bağlılığın, değerbilirliğin ve vefâ duygusunun da somut bir belgesi, yere, zamana ve duruma göre davranan, menfaatleri için renkten renge giren ve bu uğurda her yolu mübah sayan tiplerin karşısında, örnek alınması gereken saygın bir duruşun resmidir. Şair, Zulmü alkışlayamam şiirinde özgürlüğe olan aşkının doğumundan itibâren başladığını söylese de milletimizin özgürlük aşkının başlangıcı çok eski çağlara uzanır. İstiklâl Marşı’nın mısralarında bu eski tarihe ulaşmak mümkündür.
İstiklâl Marşı’nın; Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım, Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
İstiklâl Marşı’ nın en güzel, en heyecanlı mısralarından biri de hürriyet kavramını ifâde eden bu dörtlüktür. Bu mısralar “Hürriyet” duygusunun insanlara verdiği üstün gücü, çok kuvvetli bir şekilde ifade ediyor. Maddî engeller, zincir, duvar, dağ, deniz, insanın içindeki “Hürriyet” arzusunu durduramamıştır. Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım, Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım. Bu mısrada şair, ezelden beri sürdürdüğü özgür yaşam tarzını bene indirgemiş olsa da, ben zamirini ırk, kavim ve halk kavramlarını karşılama maksadıyla, benim ırkım, benim kavmim, benim halkım manasında çokluk yerine zikredilmiş bir izlenim verir. Bu izlenim ise belleklerde Göktürk Hakanı Bilge Kağan’ın, adına dikilmiş yazıtta Türk halkına hitâben söylediği ölüm ve özgürlük ile ilgili cümleleri anımsatır. airin ve Türk Milletinin özgürlük aşkı, İstiklâl Marşı’nın son mısralarında tekrarlanır: Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilâl, Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl, Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklâl! İstiklâl Marşı’nın bu mısrası özgürlüğün Türk halkının yaşam biçimi ve hakkı olduğunu, özgürlüğün simgesi olan ve rengini şehitlerin kanından alan al yıldızlı bayrağa özgürce dalgalanmak yakışacağının ifadesidir. Bu mısralar, Türk milletinin özgürlüğü hiçbir şeye değişmeyeceğini de ima eder.
Mehmet Akif Ersoy un “Allah bir daha bu Millete İstiklal Marşı yazdırmasın” sözlerine tüm benliği ile inanan, bu uğurda canlarını feda ederek, bu toprakları bize vatan yapan Aziz Şehitlerimizi ve Gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.”