Erzurum Bölge İdare Mahkemesi ile Stockholm İdari İstinaf Mahkemesi arasında kardeş mahkeme sistemi kuruldu.Adalet Bakanlığı, İsveç Ulusal Mahkemesi ve Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü tarafından düzenlenen “İdari Yargıda İstinaf” konulu uluslararası sempozyumda hukuk eğitimi ve uygulamaları ile istinaf mahkemelerinin çalışma yöntemleri konuları ele alındı.
//KARDEŞ MAHKEME PROJESİ
Sempozyumun açılış konuşmasını Erzurum Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Yılmaz Akçil yaptı.Akçil, konuşmasında, 2005 yılında "İsveç Ulusal Mahkemeler İdaresi" tarafından Adalet Bakanlığı’na ikili işbirliği önerisi iletildiğini ve yapılan çalışma toplantıları sonucu beş alanda ortak çalışma yürütülmesi hususunda anlaşmaya varıldığını hatırlattı. Akçil, ortak çalışma konulardan birinin de idari yargıda mevcut yapının revize edilerek istinaf sisteminin kurulması ve Bölge İdare Mahkemeleri’ne istinaf fonksiyonu verilmesi olduğunu hatırlattı.
//STOCKHOLM İDARİ İSTİNAF MAHKEMESİ
“Bu proje kapsamında 27 Ekim 2008 tarihinde Antalya`da yapılan Üçüncü Yürütme Kurulu toplantısında Erzurum Bölge İdare Mahkemesi ile Stockholm İdari İstinaf Mahkemesi arasında bir ‘kardeş mahkeme sisteminin’ kurulmasına karar verildi,” diyen Akçil, şöyle devam etti:
“Kardeş mahkeme projesinin iki temel amacı bulunuyor. Bunlardan ilki; Erzurum Bölge İdare Mahkemesi’nin daha etkin ve modern bir istinaf mahkemesi şeklinde yeniden yapılandırılması hususlarında bilgi alış verişinde bulunmak. İkincisi ise; genel olarak görev dağılımı ve yardımcı personelin yargılama sürecine daha çok katılımının sağlanması gibi konularda Bölge İdare Mahkemeleri’nin işleyişine destek olmaktır.”
//SİSTEMLERE İLİŞKİN BİLGİ ALIŞVERİŞİ
Kardeş Mahkeme projesinin uygulanmasına yönelik olarak ilk kez 15-16 Ocak 2009 tarihlerinde İsveç heyetinin katılımıyla Erzurum`da bir planlama toplantısı yapıldığını anlatan Akçil, bu toplantıda, öncelikle tarafların birbirlerini tanıdıkları, mahkemelere ve idari yargı sistemlerine ilişkin karşılıklı bilgi alış-verişinde bulunulduğu, ayrıca daha sonra gerçekleştirilen çalışma ziyaretlerinin temel çerçevesinin oluşturulduğunu ifade etti.
//KARŞILIKLI OLARAK ÇALIŞMALAR İZLENDİ
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi heyetinin 5-7 Mayıs 2009 tarihlerinde Stockholm`e gittiğini anımsatan Akçil, şunları kaydetti: “Bu ziyaret esnasında Türk katılımcılara Stockholm İdari İstinaf Mahkemesi’ndeki yargılama prosedürü ve dava yönetimi hakkında derinlemesine bilgi verildi. Stockholm İlk Derece İdare Mahkemeleri ile Yüksek İdare Mahkemesi’nin çalışmaları izlendi. Bu doğrultuda bir davanın mahkeme önüne geldiği ilk evreden sonuçlandırıldığı son aşamaya kadar dava yönetimi ve yargılama ile ilgili yapılan her türlü işlemler anlatıldı, yardımcı personelin görevleri ile hâkim ve yardımcı personel arasındaki etkileşim ve işbirliği izlendi. 24 - 25 Haziran 2009 tarihlerinde Stockholm İdari İstinaf Mahkemesi Erzurum`a ikinci ziyaretini yaptı. Erzurum Bölge İdare Mahkemesi’nin son ziyareti de 7-8 Nisan 2010 tarihinde gerçekleşti. Projenin sonunda bir değerlendirme çalıştayı yapılması öngörüldüğünden bu sempozyum düzenlendi. Proje bitiminde hazırlanacak ayrıntılı rapor Adalet Bakanlığı tarafından tüm Bölge İdare Mahkemelerine dağıtılacak. Bu sempozyumun adı ‘İdari Yargıda İstinaf’ olmakla birlikte, projenin diğer amacı yardımcı personelin eğitimidir. Bunun da Hukuk Fakülteleriyle doğrudan ilgili bulunması nedeniyle iki ülkenin hukuk eğitimlerine sempozyumda yer verildi. Sözlerime son verirken bu sempozyumun düzenlenmesine katkı sağlayan Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü`ne, İsveç Ulusal Mahkemeler İdaresi`ne ve Atatürk Üniversitesi`ne, özellikle her aşamada yardımlarını esirgemeyen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Korkmaz’a ve teşriflerinizden dolayı sizlere teşekkür ederim.”
//OTURUMU KORKMAZ YÖNETTİ
Daha sonra sempozyuma geçildi. Prof. Dr. Fahrettin Korkmaz’ın başkanlık yaptığı birinci oturumda, İsveçli Hâkim Yardımcısı Zandra Milton, “İsveç’te Hukuk Eğitimi” konusunda; Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Araştırma Görevlisi Kemal Günler, “Türkiye’de Hukuk Eğitimi”; İsveç Stockholm İdari İstinaf Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü Raportör Hâkim Andreass Jansson, “İsveç’te yardımcı personelin mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri ve yargılama faaliyetindeki rolleri”; Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Engin Saygın “Türk İdari Yargısı Açısından İstinaf Mahkemeleri’nin gerekliliğinin analizi” konularında birer bildiri sundular.
Oturumun öğlenden sonraki bölümüne A. Ü Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Doç. Dr. M. Tevfik Gülsoy başkanlık etti.
//LİNDER’İN BİLDİRİSİ
Bu oturumda ise, Stockholm İdari İstinaf Mahkemesi Kıdemli Hâkimi Anita Linder, “İsveç’te İstinaf Mahkemelerinin çalışma usulü, temyiz izninin kapsamı ve İstinaf Mahkemelerinin etkinliği”; A.Ü Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Araştırma Görevlisi Ayşe Almıla Pazarcı, “Bölge İdare Mahkemeleri’ne İstinaf fonksiyonu verilmesi ve İçtihat Mahkemesi olarak Danıştay”; Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü Tetkik Hâkimi Ahmet Akbaba, “Türk İdari Yargısında İstinaf Kanun Yolu Çalışmaları”, Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Ali Bilen, “İsveç ile ‘Yargıda İşbirliği’ projesi kapsamında yapılan tüm faaliyetler, gelinen nokta ile elde edilen faydalar hakkında genel bir değerlendirme” konulu bildirilerini sundular.
//MİLTON’UN BİLDİRİSİ
Eski Danıştay Tetkik Hakimi ve Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Ali Bilen, Danıştay'da şu an 250-300 bin dosya bulunduğunu belirterek, "Danıştay'a üye olmak ölmeden mezara girmek gibi bir şeydir." dedi.
İsveçli Hâkim Yardımcısı Zandra Milton, 'İsveç'te Hukuk Eğitimi konusunda bildiri sunduğu programda Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Engin Saygın da istinaf kelimesinin anlamını, istinaf mahkemeleriyle ilgili olumlu-olumsuz görüşleri anlattı. İstinaf kelimesinin hukusal çerçevede yeniden yargılma anlamını taşıdığını açıklayan Saygın, bunun idari mahkemede verilen bir hüküm için bir üst mahkeme başvurulması şeklinde olduğunu belirtti. İstinaf mahkemelerinin Türk yargı sistemine yabancı olmadığını ifade eden Saygın, Osmanlı Devleti'nde 1879 yılında Usûl-i Muhâkeme-i Cezâiyye Kanunu ile istinaf mahkemelerinin mevzuata girdiğini, ancak daha sonra kaldırıldığına değindi.
//BİLEN’İN SÖYLEDİKLERİ
Eski Danıştay Tetkik Hakimi ve Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Ali Bilen, Danıştay'daki dosya yoğunluğundan ve istinaf mahkemelerinin öneminden bahsetti. 1983 yılına kadar Türkiye'de yargının tek dereceli sistem olduğunu kaydeden Bilen, bu tarihten sonra kurulan idari mahkemler ile birçok vatandaşın hak arama hürriyetinden haberdar olduğunu söyledi. Fransa'da 8 tane istinaf mahkemesi bulunduğuna dikkat çeken Bilen, şöyle konuştu: "Fransa davalarla baş edemiyordu ve bu sistemi kurarak kurtulduklarını söylüyorlar. Adil yargılama hakkını insanların davalarını 5 sene sonra sonuçlandırarak sağlayamazsınız. Danıştay'a giden davalar geç sonuçlandığı söyleniyor. Kuvvetler ayrılığı dediğiniz şey yargının, yürütmeden, yürütmenin yasamadan ayrı olduğu şey değildir. Yargının yürütmeyle ve yasamayla uyum içinde çalışmasıdır. Danıştay bir karar veriyorsa ve bu karar işe yaramıyorsa bu geç verilmiş bir karardır." sözlerini kaydetti.
//DANIŞTAY’DA DOSYA BİRİKİMİ
Danıştay'da 250-300 bin dosya bulunduğunu vurgulayan Bilen, buraya üye olmayı 'ölmeden mezar girmeye' benzetti. Bilen, "Danıştay'da başıma gelen bir şey anlatayım: 11. Daire'de mevzuata bakıyordum. Bir vatandaşın davası idari mahkemede reddedilmiş, Danıştay'a başvurmuş. Bu davaya 10. Daire bakıyormuş, ancak daha sonra Başkanlar Kurulu bir karar alarak bu davayı 5. Daire'ye vermiş. Ardından vatandaşın davası görülmeden 11. Daire'ye gönderilmiş. Vatandaşın dilekçesi Danıştay'a geleli 5 sene olmuş. Vatandaşımız sonunda bir yazı yazmış 'bir karar verin de ne verirseniz verin' demişti. Danıştay'ın şu an elinde 250-300 bin dosya var. Tetkik hakim arkadaşlar kaçacak yer arıyorlar, kaçamıyorlar. Bana Danıştay üyesi olur musun deseler olmam. Danıştay üyesi olmak ölmeden mezara girmek gibi bir şey. Sabah 09.00'da başlıyorsunuz, akşam 18.00'e kadar gün yüzü görmeden çalışıyorsunuz. Her ülke bu sisteme geçmiş durumda, bizim de bu sisteme geçmekten başka bir çaremiz yok. Adalet bakanlığımız önümüzdeki dönemde bunu çalışacak." diye konuştu.
//AKBABA’NIN VURGULARI
Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü Tetkik Hakimi Ahmet Akbaba, her konunun Danıştayın önüne gitmesinin engellenmesi gerektiğini söyledi.
Akbaba, Erzurum'da, Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezi'nde düzenlenen 'İdari Yargıda İstinaf' konulu sempozyumda, Danıştaya gönderilen dosya sayısının her yıl arttığını belirtti.
//ARTAN İŞ YÜKÜ
Artan iş yükünün davaların sonuçlanmasını geciktirdiğini ifade eden Akbaba, idari yargıda yaşanan sorunun çözümü için Adalet Bakanlığınca çalışmalar yapıldığını belirtti.
Bakanlığın 2007-2012 eylem planına göre, idari yargıda istinaf kanun yolunun yürürlüğe girmesi için çalışmaların yürütüleceğini anlatan Akbaba, şunları kaydetti:
'Adli yargıda olduğu gibi istinaf (mahkemenin verdiği kararı kabul etmeyerek bir üst mahkemeye götürme) mahkemelerinin yararlı olacağı düşünülmektedir. İş yükünün azaltılması ve yargının sağlıklı işleyişi açısından bu yöndeki değerlendirmeler dikkate alınmaktadır. İstinaf sistemi kurulduğunda yapılması gereken Danıştaya gönderilen birçok konu süzgeçten geçirilecek. Fransa'da olduğu gibi her konunun Danıştayın önüne gitmesi engellenmeli. Bu şekilde idari yargıda sağlıklı bir işleyiş sağlanmış olacaktır.'