ERZURUM
31 Mayıs'ta Artvin'in Hopa ilçesinde emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümüyle sonuçlanan olayları Ankara'da protesto eden 22'si tutuklu 28 kişi yarın Ankara özel yetkili 11. Ağır Ceza Mahkemesinde hâkim karşısına çıkacak.
12 Haziran seçimleri öncesinde Doğu Karadeniz turuna çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşma yapacağı Artvin mitingi öncesinde Hidroelektrik Santralleri'ni (HES) protesto eden gruba polisin müdahalesi ile olaylar başladı. 31 Mayıs 2011 tarihinde Hopalılar HES'leri protesto için "Su haktır, satılamaz" pankartı açınca polis müdahale etti. Protestocu gruba polis tazyikli su ve biber gazı kulanındı ve ilçe bir anda savaş alanına döndü. Göstericilerden ve polislerden yaralananlarla, biber gazından etkilenen çok sayıda kişiye ambulanslarda ve hastaneye kaldırıldı. Olaylar sırasında kalp krizi geçiren emekli öğretmen Metin Lokumcu tüm müdahalelere rağmen kurtarılmadı. Yakınları ve arkadaşları, Lokumcu'nun biber gazıyla polisler tarafından tekmelendiğini, bu nedenle kalp krizi geçirdiğini belirtti. Hopa Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitingin ardından Başbakan Erdoğan, Trabzon'a gitmek üzere, helikopterin bulunduğu liman sahasına seçim otobüsüyle hareket etti. Konvoydaki otobüste bulunan Başbakanlık Koruma Müdürlüğü'ne mensup Servet Erkan bir anda dengesini kaybederek düştü ve arkadan gelen güvenlik aracının altında kaldı. Ortalık bir anda karışırken, güvenlik güçleri havaya ateş açtı.
HOPA OLAYLARI
Artvin'in ardından Tranzon'a geçen Başbakan Erdoğan Hopa'daki olayları "eşkıya Hopa'ya inmiş" sözleri ile yorumladı. Erdoğan, Trabzon'da olayları şöyle değerlendirdi: “Sizi fazla beklettim, hakkınızı helal edin. Zira ben Hopa'ya eşkıyaların indiğini bilmiyordum. Meğerse eşkıya Hopa'ya da inmiş. Eli taşlı eşkıyalar oraya da inmiş. ve ne yazık ki taşlarla araçlarımıza saldırdılar."
Başbakan Erdoğan'ın Hopa'daki olaylarda hayatın kaybeden Metin Lokumcu için "Tabi bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durmaya da gereğini duymuyorum kalp krizi sonucu ölmüş" ifadesini kullandı.
"KIZ MIDIR KADIN MIDIR BİLEMEM"
Hopa'da emekli bir öğretmenin hayatını kaybettiği, çok sayıda kişinin de yaralandığı olaylar İstanbul, Ankara, Eskişehir, İzmir başta olmak üzere pek çok şehirde protesto edildi. Ankara'da toplanan grup Hopa'da yaşananları protesto etmek için AKP Ankara İl Başkanlığı'na yürümek istedi ancak izin verilmedi. Göstericilerle yürüyüşe izin vermeyen polisle eylemciler arasında arbede çıktı. Ankara'daki protestolara katılan protestocu Halkevleri Merkez Yürütme Kurulu üyesi Dilşat Aktaş'ın kalça kemiği kırıldı. Ankara sokakları biber gazına boğuldu. Ankara'daki olaylı Hopa protestosuna katılanlardan 22'ü tutuklandı ve toplam 28 protestocu hakkında "terör örgütü üyeliği' suçlamasıyla dava açıldı. Erdoğan, Dilşat Aktaş'a "Kız mıdır kadın mıdır bilemem" ifadelerini kullanması tepki topladı.
ERZURUM BERAATLA SONUÇLANDI
Olaylar sonrasında Hopa'da gözaltına alınarak Erzurum'a getirilen 31 kişiden 12'si tutuklandı. Erzurum H Tipi Cezaevinde tutulan 12 kişi hakkında, 'terör örgütü üyesi olmak ve propagandası yapmak', 'kamu malına zarar vermek', 2görevli memura mukavemet', 'toplantı ve gösteri yasasına aykırılık' suçlarından Erzurum Özel Yetkili Mahkemede açılan davada, 'terör' suçlaması bulunmadığı için yetkisizlik kararı verilerek dosya Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Rasim Karakullukçu, 11 Ağustos günü hazırladığı iddianameyle 12 tutukludan 7'si hakkında 'terör örgütü propagandası yapmak' suçundan dava açtı. Özel Yetkili 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 4.5'ar yıl hapis cezası istemiyle bu suçtan tutuksuz yargılanan Ali Aksu, Erhan Köse, Görgü Demirpençe, İbrahim Aksu, İdris Akbıyuk, Önder Öner, Şafak Ustabaş hakim karşısına çıktı.
Davanın ikinci duruşmasında dosya içerisinde bulunan görüntü CD'lerinde sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına dikkati çeken Cumhuriyet Savcısı Mehmet Bayram, sanıkların terör örgütü propagandası yapmak suçundan ayrı ayrı beraatlarını uygun gördüğünü açıkladı. Cumhuriyet Savcısı Bayram'ın mütalaa üzerine Mustafa Kahya başkanlığındaki Özel Yetkili mahkeme, 7 sanığın da beraatını uygun gördü. Böylece Erzurum Özel Yetkili 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde Hopa olayları ile ilgili olarak dosya kalmadı.
PROTESTO TERÖR KAPSAMINA GİRDİ
Ankara'daki Hopa protestosu için ise Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan iddianame 12 Ekim 2011 tarihinde kabul edildi. İddianamede, sanıkların, "silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütünün propagandasını yapmak, görevli memuru kasten yaralama, kamu malına zarar verme, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet, kamu görevlisine karşı görevini yaptırmamak için direnme ve 6136 sayılı yasaya muhalefet" suçlarından 12 yıl 6 aydan 42 yıl 6 aya kadar değişen oranlarda hapis cezası istemiyle dava açıldı.
BİNALARA ZARAR VERDİLER
İddianamede, AKP'nin 31 Mayıs 2011'de Artvin'in Hopa ilçesinde düzenlediği mitingde, AKP seçim otobüsüne sol görüşlü kişilerin saldırması sonucunda bir polis memurunun ağır yaralandığı, olaylara müdahale sırasında Metin Lokumcu'nun da kalp krizi neticesinde vefat ettiği bilgisine yer verildi. Ankara'da bu olayı protesto etmek için, Sakarya Caddesi'nden AKP İl Başkanlığına yürümek isteyen gruba, çeşitli marjinal sol gruplar ile terör örgütleri adına faaliyette bulunan oluşumların içerisinde yer alan kişilerin de katıldığı savunulan iddianamede, grubun 'kanunsuz olarak' yürüyüşe geçmesinin ardından, bazı kişilerin, yüzlerini kapatarak, slogan attığı, herhangi bir basın açıklaması yapmadan, tedbir alan güvenlik güçlerine ve araçlarına taş ve sopalarla saldırdığı belirtildi. Tüm ikaz ve uyarılara rağmen, grubun güvenlik güçlerine taş ve sopalarla saldırmaya devam etmesi üzerine, kolluk görevlilerinin gaz kullanarak olaya müdahale ettiği, ardından gruptan bazı kişilerin çeşitli yerlere doğru kaçtığı kaydedilen iddianamede, bir süre sonra Ziya Gökalp Caddesi, Kızılay kavşağı ve YKM önünde toplanmaya başlayan şahıslardan yüzleri kapalı, taş ve sopaları bulunan yaklaşık 200 kişinin cadde ve kavşağı trafiğe kapatarak, buralardaki resmi polis araçlarına ve çevredeki binalara zarar verdiği, bazı polis memurlarını yaraladığı ifade edilmişti.
MAHİR ÇAYAN'IN RESMİ SUÇ OLDU-
İddianamede bazı sanıkların üye ve yönetici olarak görev yaptığı Halkevleri ile Öğrenci Kolektiflerinin, ülke gündemine ilişkin konular ile THKP/C terör örgütü kurucusu Mahir Çayan başta olmak üzere, sol terör örgütü kurucularının ve THKP/C içinde faaliyet gösterirken ölen örgüt mensuplarının ölüm yıl dönümlerinde basın açıklaması, yürüyüş, açık hava toplantısı, mezar anması gibi eylem ve etkinlik gerçekleştirdiği ifade edildi. İddianamede, "şemsiye, puşi, Mahir Çayan resimli sopasız flama, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın kartpostal ve resimleri, yasaklı yasaksız kitaplar, el megafonu" gibi eşyalar delil ve suç aletleri olarak sayıldı.
İşte o dava, terör suçlarına bakmakla görevli Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nden bugün başlayacak. 6 ayı aşkın süredir tutuklu bulunan 22 sanık, tutuksuz 5 sanıkla birlikte ilk kez hakim karşısına çıkacak. Suçlama 'terör örgütü üyeliği' ancak davanın delillerini kitaplar oluşturuyor. Delil listesinde sanıkların evlerinde bulunan sol içerikli kitaplar yer alıyor. İddianamede, Halkevleri de 'yasadışı silahlı terör örgütü güdümünde faaliyetle göstermek'le suçlanıyor. Siyasilere yönelik yumurta eylemleriyle dikkat çeken ve Ankara'daki Hopa protestosuna destek veren Ögrenci Kollektifleri'ne de aynı suçlama yöneltiliyor. ANKA