TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “‘Hocalı Katliamı’ 20. yüzyılın sonunda dünyada gerçekleşen en korkunç olaylardan biridir. Ancak Hocalı katliamından sorumlu Ermeniler ve liderleri, tüm itiraflara rağmen dünya kamuoyu karşısında hala bu soykırımı savunabilmektedirler” dedi.
Hocalı katliamının 29. yıl dönümü dolayısıyla Azerbaycan Büyükelçiliği katkılarıyla TBMM Halkla İlişkiler binasında resim sergisi açıldı.
TBMM Başkanı Şentop, yaptığı konuşmada, Rus gazeteci Romanov’un kitlesel kırımın yaşandığı Hocalı’yı anlattığı ‘Ben Savaşı Çekiyorum’ adlı kitabındaki sözlerle başladı. Şentop, “’Bu nasıl bir ulusal bağımsızlık hareketiymiş. Tanrım? Ben helikopterin camından bakıyordum ve gördüğüm, bu insanlık dışı, dehşet verici manzara gerçek anlamda beni hayretler içinde bırakıyordu. Karın eridiği dağ yamacının gölgesinde, sararmış otların üzerinde insan cesetleri bulunuyordu’. 29 yıl önce, 26 Şubat 1992’de, insanlık tarihinin gördüğü en acımasız katliamlardan birisi Karabağ- Hocalı’da gerçekleşti. Yüreklerimizi dağlayan bu acı hadisede kaybettiğimiz kardeşlerimizi bu yıl da yâd etmek için bir araya geldik. Bizler onların şerefli bir sonla Rablerine kavuşarak şehitler arasına karıştıklarına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Azerbaycan halkına yapılan katliamı meşrulaştırmaya çalışanların tarih ve hukuk önünde hesap verene kadar mücadelelerini sürdüreceklerini söyleyen Şentop, “11 bin 356 kişinin yaşadığı Hocalı’daki katliamı gerçekleştiren, Ermenistan'ın ve 366. Motorize Piyade Alayı'nın komutanı olan Sarkisyan, verdiği bir röportajda o günlerden şu şekilde bahseder: ‘Azerbaycanlılar, Ermenilerin sivil halka karşı katliam yapmayacağını düşünmekteydiler. Biz bunu Azerbaycanlılara şaka yapmadığımızı göstermek amacıyla ibret olsun diye yaptık’. ‘Şaka yapmadığımızı göstermek için yaptık’ diyecek kadar vicdanları kararmış, insanlıklarını kaybetmiş bu katliam sorumluları er ya da geç adaletin karşısında hesap verecektir. Bu elim katliam sonrası cesetler üzerinde yapılan incelemelerde insanların birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu; kulak, kafa, burun gibi çeşitli uzuvların vücutlardan kesilerek ayrıldığı görülmüştür” şeklinde konuştu.
Şentop şöyle konuştu:“Evet bu katliamı, bu soykırımı dünyaya duyurmak, Azerbaycan’ın haklı davasında yanında olmak gerekiyor. ‘Hocalı Katliamı’ 20. yüzyılın sonunda dünyada gerçekleşen en korkunç olaylardan biridir. Ancak Hocalı katliamından sorumlu Ermeniler ve liderleri, tüm itiraflara rağmen dünya kamuoyu karşısında hala bu soykırımı savunabilmektedirler. Sözde insan hakları savunuculuğu yapan devletler, ölen canlar Müslümansa ve hele bir de Türk ise hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar. Tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşmesine rağmen uluslararası camia tarafından görmezden gelinen ve insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen bu vahşetin acısını Türkiye olarak her zaman yüreğimizde hissediyoruz. Ve bu katliamın uluslararası arenada da gündemde tutulması için çalışıyoruz. Azerbaycan ve Türkiye’nin çabaları ve girişimleriyle Meksika, Pakistan, Kolombiya, Çekya, Bosna Hersek, Peru, Honduras, Sudan, Slovenya, Ürdün, Guatemala, Cibuti, Paraguay, Panama, Romanya ve Sırbistan başta olmak üzere bir kısım ülkeler Hocalı’da yapılan katliamı ‘soykırım’ olarak tanımışlardır.”
Azerbaycan Büyükelçisi Hazar İbrahim, Hocalı anmasını Azerbaycan zaferinden sonra düzenlediklerini söyleyerek, “Bu hakkın ve adaletin zaferidir. Türkiyemiz her zaman haklının, adilin ve mazlumun yanında olmuştur. O açıdan bugün Azerbaycan ve Türk bayrakları işgalden kurtarılan topraklarımızda yan yanadır. Bu da Azerbaycan ve Türkiye’nin ‘tek millet, iki devlet’ olarak dünyaya verdiği bir mesajdır” ifadelerini kullandı.