Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ramazan ayı mesajında “Şifa ve rahmet ayı Ramazan’ın; gönüllerimize ferahlık ve huzur, hanelerimize bereket ve sürur, ülkemize ve tüm İslâm âlemine hayırlar getirmesini diliyorum” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ramazan ayı dolayısıyla mesaj yayımladı. Erbaş mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Aziz Kardeşlerim!Rabbimizin lütfuyla rahmet, bereket ve mağfiret mevsimi Ramazan ayına kavuşmanın sevinç ve heyecanını yaşıyoruz. Bizleri yeniden bu mübarek zamana kavuşturduğu için Cenab-ı Allah’a sonsuz hamd ü senalar ediyoruz.
Kuşkusuz Ramazan ayını diğer zamanlardan ayıran en önemli özellik, sözlerin en güzeli ve en doğrusu olan Kur’an-ı Kerim’in bu ayda nazil olmaya başlamasıdır.
Sahuru, orucu, iftarı, teravihi ve mukabelesiyle hayatımıza sayısız güzellik katan Ramazan ayı, kalplerimizde, evlerimizde ve tüm yeryüzünde eşsiz bir manevi atmosfer oluşturmaktadır. Bu ayda ifa edilen zekât, fitre, ikram, infak ve sadakalarla Müslümanlar arasında paylaşma ve dayanışma bilinci güçlenmekte, kardeşlik ve dostluk duyguları daha da pekişmektedir.
Diğer yandan merhametin, sekinetin ve bereketin yeryüzüne sağanak misali indirildiği Ramazan ayı, bizleri hayatın gündelik meşgalelerinden bir nebze olsun uzaklaştırıp kendi ruh dünyamıza yöneltmekte; bizlere sabır, şükür, kanaat ve ilahi takdire teslimiyet hususunda güçlü bir irade eğitimi sağlamaktadır.
Büyük bir üzüntüyle ifade edeyim ki, yaşadığımız salgın hastalık sebebiyle bu mübarek ayı bu yıl da mahzun ve buruk bir şekilde karşılamak zorunda kaldık. Bu durum, elbette bizleri ümitsizliğe ve karamsarlığa düşürmeyecektir. Bizler inanıyoruz ki, her zorluğun ardından mutlaka kolaylıklar vardır.
Bizlere düşen, yaşadığımız bütün sıkıntıların birer imtihan vesilesi olduğu bilinciyle bu geçici dünyada bir mümine yakışır şekilde vakur ve asil bir duruş sergilemektir. İçinde bulunduğumuz bu hassas süreçle ilgili üzerimize düşen sorumluluğu harfiyen yerine getirip gerekli tüm tedbirleri alarak Ramazan ayını mümkün olan en güzel şekilde ihya etmektir.
Bu sebeple zorlukların ve sıkıntıların ancak Allah’ın yardımıyla aşılacağına inanarak hayatımızın merkezine rıza-ı Bâri’yi, Kur’an-ı Kerim’i ve Sünnet-i seniyyeyi yerleştirmeliyiz. Umudumuzu ve direncimizi kaybetmeksizin gerekli tedbirleri aldıktan sonra sabır, sebat, azim ve tevekkül değerlerine sarılıp ilahi iradeye teslim olmalıyız. Ramazan aynın rahmet ikliminden azami derecede istifade ederek kendimizle yüzleşmeli; tefekkür, tezekkür ve ibadetle Rabbimizin merhametine iltica etmeliyiz.
Allah’ın kudreti ve inayetiyle en sıkıntılı zamanların bile nice güzelliklere vesile olabileceğini asla unutmayalım. Dolayısıyla hayatımızı yeniden gözden geçirme, aile bağlarımızı daha da güçlendirme ve yavrularımıza İslam ahlakını öğretme noktasında bu zorlu süreci bir fırsata dönüştürelim. Ramazanın maneviyatını evlerimizde aile bireylerimizle birlikte yaşamaya özen gösterelim. İbadetlerimizi hep birlikte yapmaya ve namazlarımızı evimizde de olsa mümkün mertebe cemaatle kılmaya çalışalım. Çocuklarımıza sahurun bereketini, iftarın sevincini, teravih namazının huzurunu ve mukabelenin neşesini evlerimizde en güzel şekilde yaşatmanın gayreti içerisinde olalım. Evlerimizi birer mektebe dönüştürerek Ramazan’ı anlamlı ve unutulmaz kılan birçok güzelliği daha fazla hissedelim.
Bu duygu ve düşüncelerle, şifa ve rahmet ayı Ramazan’ın; gönüllerimize ferahlık ve huzur, hanelerimize bereket ve sürur, ülkemize ve tüm İslâm âlemine hayırlar getirmesini diliyorum. İyiliklerimizin ve dualarımızın bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.”