Oda Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Kırımi tarafından yapılan açıklamada, Sağlık Bakanlığı'nın yasayla ilgili kamuoyuna söylediklerinin doğru olmadığı, gerçeği yansıtmadığı iddia edildi. Kamuoyuna sürekli olarak yanıltıcı beyanlarla hekim ücretlerine yönelik açıklamalar yapıldığını, hekimlerin hedef tahtası haline getirildiği belirtilen açıklamada "Biliyoruz ki global bütçeye geçildiği, Kamu Hastane Birlikleri kurularak maaşların da döner sermayeden ödeneceği koşullarda şu andaki ücretleri almak bile
hayal olacaktır. Çünkü Kamu Hastane Birliği İşletmesi kurulduğunda devletin maaş ödemesi kalkacak elde edilen gelir ölçüsünde para ödenecektir. Ayrıca hekimlerce yine çok iyi bilinmektedir ki Sağlık Bakanı ve Başbakan'ın kamuoyuna duyurduğu ücretler kağıt üzerinde olup tavan rakamları yansıtmaktadır. Halen mevcut döner sermaye ödemeleri bile tavandan yapılmamakta, tasarıda belirtilen mesai dışı çalışma ile elde edilecek kazanca ulaşabilmek ise günde en az 13-14 saat çalışmayı gerektirmektedir. Bu gerçeği
de bütün hekimler bilmektedir" denildi.
"AMERİKA'NIN İFLAS ETMİŞ MODELİNİ TÜRKİYE'DE YAŞATMAK HEDEFLENMEKTEDİR"
Açıklamada, emekli hekimlere bin 250 TL civarında ödeme yapılmakta olduğunu, yasanın mevcut emeklilere hiçbir iyileştirme sunmamasının yanı sıra yasa çıktıktan bir yıl sonra emekli olan hekimin maaşında ise 19-44 TL arasında iyileştirme yapılacağı belirtildi. Bugün çalışmakta olan hekimler için bir tür zorunlu bireysel emeklilik sigortası getirilerek 30 yıl sonra emekli olacakların maaşının 2 bin küsur TL'yi ancak geçeceğini vaat edildiği, oysa ki bugün emekli bir hakimin maaşının 3 bin TL'nin üzerinde
olduğunun bilinmekte olduğu belirtilen açıklamada "Yasa araştırma ve sağlık hizmeti açısından da eğiticilere, öğretim üyelerine daha iyi bir ortam sağlamamaktadır. Hekimleri güvencesiz bir ortamda çalışmaya iten bu anlayış, hekimlerin gelirini performans sistemiyle hastaların cebinden alınacak paraya, daha fazla ve niteliksiz hasta bakmaya endekslemiştir. Son 5 yılın performans uygulamasının sonucu budur. Sağlık hizmetlerinin katkı-katılım payı, fark ücreti getirilerek giderek daha fazla paralı hale
dönüştürülmesi gidilen yolu göstermektedir. Yasa radyoloji çalışanlarının sağlığını riske etmektedir. Zorunlu mesleki sorumluluk sigortası ise sağlık hizmet sunumunda zarar gören vatandaşı mahkemelerde süründürüp -eğer parası varsa- sigorta avukatlarıyla boğuşmaya ve yıllar sonra zararını tazmin etmeye yöneltirken hekimlerden de içine ittiği uzun ve olumsuz çalışma koşullarında daha fazla yapacağı hatalar için prim kesmektedir. Amerika'nın iflas etmiş modelini Türkiye'de yaşatma hedeflemektedir. Sürekli
suçlu ilan ettiği hekimleri şiddete maruz bırakmaktadır. İşin özü ise kesilen paralarla sigorta şirketlerini zengin etmeye, kaynak aktarmaya dayanmaktadır" ifadeleri kullanıldı.
"YASA TASARI HALİNDEYKEN UYARMIŞTIK, YİNE UYARIYORUZ"
Tam Gün adıyla bilinen yasanın halen TBMM gündeminde olan Kamu Hastane Birlikleri yasa tasarısı ile birlikte değerlendirildiğinde, Bakanlığa bağlı eğitim ve araştırma hastaneleri ile tıp fakülteleri hastaneleri başta olmak üzere sağlık ortamında telafisi mümkün olmayan sakıncalar doğacağı ifade edilen açıklamada şu hususlar anlatıldı:
"Hastane gelirlerinin artırılması temel hedef olurken, nitelikli hasta bakımı, eğitim ve araştırma bugünkünden daha da geri plana itilecektir. Zor ve zaman harcanması gereken hastalardan uzak durularak, sadece "bakılan" hasta sayısının artırılmasına çalışılacak. Öğretim üyesinden sağlık ocağı hekimine tüm sağlık çalışanları, emekliliğe yansımayan düşük bir temel ücrete mahküm edilerek, daha fazla hasta bakıp daha fazla kazanç elde etmeye yönlendirilecektir. Sonuç olarak verilen sağlık hizmeti her alanda
giderek kötüleşecektir. Hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarının, iyi ve nitelikli hizmet üretecekleri, işsizlik kaygısı duymayacakları ve emekliliklerin de geçinebilecekleri düzenlemelerin acilen yapılmasını bir kez daha talep ediyoruz."
Açıklamada, Anayasa Mahkemesi'ne de seslenilerek "Bugüne dek uyarılarımıza kulak verilmemiştir. Bu yasa basit bir "çalışma alanı" düzenlemesi değildir. Bu yasa sağlık alanında hekim iş gücü piyasası düzenlemesidir. Neredeyse 7 gün 24 saat çalışmayı dayatan, hizmetin niteliğini daha fazla tehlikeye sokan, ülkenin kaynaklarını özel sigorta şirketlerine aktaran/heba eden, radyoloji çalışanlarının sağlığı başta olmak üzere uzun çalışma süreleri sonucu bütün sağlık çalışanları ile birlikte halkın sağlığını
tehdit eden bir düzenlemedir. Anayasa Mahkemesi'nden; sadece bizlerin değil, gelecek nesillerimizin de sağlık hakkını gasp eden uygulamaların bir parçası olan bu yasayla ilgili yürürlüğü durdurma ve iptal kararı vermelerini talep ediyoruz" denildi.