TBMM Başkanı İsmail Kahraman, oylamanın elektronik olarak yapılmasını Genel Kurulun bilgisine sundu ve oylamanın elektronik olarak yapılması kabul edildi.Yapılan oylamada, 429 milletvekili oy kullandı. 305 kabul oyuna karşılık 124 ret oyu kullanıldı.Daha sonra 2016 Kesin Hesap Kanun Tasarısı oylaması yapıldı. 426 milletvekili oy kullandı ve 303 kabule karşılık 1234 ret oyu kullanıldı.
TBMM Genel Kurulu'nda 2018 bütçesi 305 oyla kabul edilmesinin ardından Yıldırım, 2018 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2016 Kesin Hesap Kanun Tasarısı TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesinden sonra teşekkür konuşması yaptı.
Konuşmasından satır başları;
Yıldırım, Birleşmiş Milletlerin Kudüs kararına ilişkin olarak, “Amerikan yönetimi Kudüs ile ilgili kararının yanlışlığı ile ilgili tasarı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yapılan oylama Amerika’nın bu kararı aleyhinde kabul edilmiş, böylece 128 ülke hakkaniyetli bir duruş göstererek, bu kararı kınamıştır, adeta reddetmiştir. Beklenen olmuş, hak yerini bulmuştur. Bütçe açılış konuşmasında da ifade etmiştim, ‘Yanlış hesap Kudüs’ten döner, nitekim dönmüştür. Haksız ve insafsız bir karara karşı, bütün dünya ülkeleri neredeyse ittifak yaptı. Tehditlere rağmen ülkeler, egemenlik haklarını tehditlere, baskılara karşı korumuşlar ve bunların karşısında boyun eğmemişlerdir. Olayın meydana geldiği ilk günde, İstanbul zirvesiyle tutuşturduğu, Cumhurbaşkanımızın dönem başkanlığında ateş bütün dünyada yankılandı ve dünya birden büyük olduğunu bu kez göstermiştir. Dün Birleşmiş Milletlerde aklı selimin galip gelmesi çözüm konusunda ümitleri de yeşertmiştir. Bu kararla sadece KudÜs değil, sadece Filistin değil, insanlığın onuru kazanmıştır. Amerikan yönetiminin hiçbir hukuki meşruiyeti olmayan haksız, adaletsiz, keyfi kararı insanlığın vicdanından geri dönmüştür. Hiçbir ülkenin keyfi kararlarını dünyanın geri kalanına dayatma hakkına sahip olmadığı bir kez daha kesin olarak ortaya çıkmıştır” dedi.
Türkiye olarak bu kararın bu yönde çıkması için büyük gayret gösterdiklerini ifade eden Yıldırım, “Bu çalışmalara katkı sağlayan bütün arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum, bu kararın arkasında duran bütün Birleşmiş Milletlere üye ülkelere teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Dünyanın yeni bir döneme girdiğini söyleyen Yıldırım, “Küresel krizden sonra ilk defa 2017’den itibaren dünya ekonomisinde bir iyileşme ve ticarette artış olduğu görülmektedir. Böyle bir ortamda, Türkiye sadece tarihi devlet geleneği olarak hedeflere kenetlenmiş, vatandaşlarından oluşan, milleti ve işleyen demokrasisi ile değil, aynı zamanda güçlü ekonomisi ile gıpta edilen bir ülke olmayı sürdürmektedir. Kalkınmamızın önüne set çekmeye çalışanların ve bütünlüğümüzü tehdit edenlerdin emellerine ulaşmasına milletimizden aldığımız güç ve alacağımız tedbirlerle asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Yıldırım, şöyle konuştu:
“FETÖ’cü hainlerin gerçekleştirdiği darbe girişiminin milletimizin desteği ile bertaraf edilmesinden hemen sonra ekonomideki bu olumsuz algıyı yıkmak için harekete geçtik. Üstüne basa basa ‘Türkiye güçlü bir ülke, ekonomimiz sağlam temeller üzerinde duruyor’ dedik. Aldığımız tedbirler, attığımız adımlarla ne kadar sağlam ekonomiye sahip olduğumuzu cümle aleme gösterdik. Zor bir 2016’yı geride bıraktık. Daha sonra 2017’de ekonomide başarılara imza atılan bir yıl oldu. Ekonomik büyümemizin bu yılın üçüncü çeyreğinde beklentileri ters yüz ederek, bir rekora ulaştı. Üçüncü çeyrekte son altı yılın en yüksek büyüme oranına ulaştık. Büyümede hep önde giden Çin ve Hindistan’ı sollayarak dünyada liste başına oturduk. 2017 tahminlerin ve hedeflerin üzerinde yüzde 7’yi aşabilecek bir büyümeyle tamamlamayı hedefliyoruz. Yatırımlar artıyor, ihracatta tüm zamanların rekoruna gidiyoruz. İstihdamı arttırmayı sürdürüyoruz. Yeni yılda yeni tedbir ve teşviklerle binlerce gencimize, kadınımıza, vatandaşımıza iş ve aş kapısı açmaya devam edeceğiz. Ülkemiz güçlüdür, ekonomide büyümemiz artarak, devam edecektir. Türkiye’nin güçlü olması önemlidir. Türkiye sadece kendinden ibaret değil, aynı zamanda Türkiye Filistin, Kudüs, Arakan, Somali, Yemen demektir. Ülkenin dünyanın dört bir yanında haksızlığa maruz kalanların, mağdurların, mazlumların umududur ve umudu olmaya devam edecektir. Türkiye’nin güçlü olması demek, mazlumların güçlü olması demektir. Bu bilinçle çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz, ekonomideki hedeflerimize kararlı adımlarla gideceğiz.”
Yıldırım, 2018 yılında Türkiye’de ekonomisinde nitelikli istihdam oluşturan yatırım ve ihracata dayalı büyümeyi sürdüreceklerini kaydederek, “Onaylamış olduğunuz 2018 yılı bütçemiz ülkemizin kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir kilometre taşı olacaktır. Hükümetimizi olaylara kısa vadeli bakış açısı ve günlük kaygılarla bakmamakta, ülkemizin uzun vadeli çıkarlarına ve kalkınmasına odaklanmaktadır. Hazırlıklarını halen sürdürdüğümüz 2018’de yüce Meclise sunacağımız 11. Kalkınma Planımızda aynı düşüncelerle hazırlanmaktadır. Ülkemizi Cumhuriyetimizin 100. yılına Gazi Mustafa kemal Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinin de ötesine taşıyacak vizyonunu sürdürüyoruz, projeleri gerçekleştiriyoruz. Hızla değişen dünyayı yakalayabilecek dönüşüme seyirci kalmayacak, bölgesinde daha müreffeh ülke olarak gelişmişlikte bir üst lige çıkacak stratejileri, politikaları hayata geçiriyoruz. AK Parti hükümetlerinin tek gayesi vatandaşlara en üst düzeyde hizmettir. Sorunsuz, mesnetsiz beyan ve eylemlerle uğraşacak, kaybedecek bir dakikamız bile yoktur. Hükümet olarak kendimizi milletin hakimi değil, hadimi olarak gördük, görmeye devam edeceğiz. Kalkınma anlayışımızın odağında ‘insanı yücelt ki, devlet yücelsin’ anlayışı vardır. Bu anlayışla Türkiye’nin her gün bir önceki güne göre daha iyi olacaktır” diye konuştu.