ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Aziziye Kahramanı Miralay Bahri Bey’e vefa
Aziziye Kahramanı Miralay Bahri Bey’e vefa
GSİM’den  filenin dadaşlarına motivasyon desteği
GSİM’den  filenin dadaşlarına motivasyon desteği
Erzurum’da aranan 6 şahıs yakalandı
Erzurum’da aranan 6 şahıs yakalandı
Şehit Polis Akoral rahmet niyazlarıyla anıldı
Şehit Polis Akoral rahmet niyazlarıyla anıldı
Emniyet üniversite öğrencilerini bilgilendiriyor
Emniyet üniversite öğrencilerini bilgilendiriyor
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
25 Haziran 2015 Perşembe - 01:00

Haram Kazanç ve Kul Hakkı

Pek çoğumuz, çocukken yaz tatillerinde köyümüzü ziyarete gittiğimizde babaannelerimizin, “Yavrum, haram yemeyin!” deyişini ya da kendi mısır veya ayçiçeği tarlalarımızın bulunmadığı mevkilerden bizi uzak tutmaya çalışmasını dün gibi hatırlarız.

Haram Kazanç ve Kul Hakkı

Pek çoğumuz, çocukken yaz tatillerinde köyümüzü ziyarete gittiğimizde babaannelerimizin,

“Yavrum, haram yemeyin!” deyişini ya da kendi mısır veya ayçiçeği tarlalarımızın bulunmadığı mevkilerden bizi uzak tutmaya çalışmasını dün gibi hatırlarız.

Doğal olarak çocuk aklı ile “haram yemeyin” sözünün anlam derinliğini kavrayamaz,

oyun alanlarımızın bile belirleniyor olmasını, belki özgürlüğümüzün kısıtlanması ve yaşam alanımızın daraltılması olarak görür, gönül koyardık.

Oysa o ak yüzlü ve pamuk ellilerin yaptığı, Müslümanlık şuurunun basit köy yaşantısındaki

tezahürü ve günlük yaşantılarının her anında düstur edindikleri “haram lokma yememek” bilincinin torunlara aktarılmasından ve onları bu terbiye ile yetiştirme telaşından başka bir şey değildi. Ne kadar

arı, temiz ve süzme bir Müslümanlık! Esasen İslam’ın özünü sinesinde barındıran bir tavırdır bu, Allah’a güvenin, el emeği, alın teri ve helal kazancın kıymetinin, haramın kenarında dolaşmanın riskinin, haram yiyenin dünyasının da ahiretinin de berbat olacağının ve hepsinin ötesinde kul hakkının öneminin ifadesidir bu refleksel tavır.

Helal olmayan kazançtan kaçınan kişi bilir ki mikroorganizmaların rızkını dahi tekeffül eden Allah, onun rızkını da takdir etmiştir. Ona düşen bu rızkı, yine Allah’ın belirlediği helal usullerle kazanmaya çalışmak, bu çalışmasının karşılığını da bol bol vermesi için

Allah’a niyazda bulunmak ve akabinde de O’na şükretmektir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurur: “Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın...” (Hud, 11/6.)

 Bir başka ayette ise, “Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah'a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz

rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah'a şükredin.” (Bakara, 2/172.) buyrulmaktadır.

İkinci ayetteki “iyi ve temiz”den kasıt, yiyeceklerin temizleri ve kimsenin hakkı geçmeyerek meşru şekilde kazanılan helallerdir.

Peygamberimiz de “Ey insanlar! Allah’tan korkun ve (dünyalık) talebinizi güzel yapın!

Gecikmiş olsa bile hiçbir nefis rızkını tam olarak elde etmeden ölmeyecektir! Allah’tan korkun ve talebinizi güzel yapın! Rızkın helal olanını alın, onun haram olanını bırakın!” (İbn Mace, Ticarat, 2, 2144.) buyurmuştur.

En hayırlı rızık helal yoldan elde edilen, kişinin el emeği ve alın teri dökerek elde ettiği kazançtır. Bu hakikati beyan sadedinde

Peygamber Efendimiz, “Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir lokma yememiştir.” (Buhari, Büyu, 15.) buyurur. Helal kazanç ile ilintilendirilen el emeği ve alın teri günümüzde nispeten sembolik ifadeler olarak değerlendirilmelidir.

Yoksa bu ifadelerin bizatihi kişinin bedensel gayreti ile yorularak ve alnı terleyerek elde ettiği kazançla özdeşleştirilmesi, insanlığın ihtiyaç duyduğu bütün alanlarda elde ettiği gelişmişlikte payı bulunan diğer pek çok meslek erbabının mesaisini kapsam dışı bırakır ki, kastedilen bu olmasa gerektir. Bu kapsama helal-haram mefhumunu gözeterek işini yapan demirci ustası ve rençper girdiği gibi, öğretmen, mühendis, doktor, avukat, bilim insanı ve siyasetçi vd. bütün meslek erbabı da dâhil olur.

Günümüzde helal olmayan kazanca karşı iştiyak artmış, en azından haram kazanç ile ilgili dikkatsizlik maalesef çoğalmış görünmektedir. Esasen bu vahim durum

Hz. Peygamber tarafından haber verilmiştir: “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki,

o devirde kişi ele geçirdiği malın helalden mi, yoksa haramdan mı geldiğine aldırış etmeyecektir.” (Buhari, Büyu, 7.)

Yaşadığımız devir, helal ve haram mevzuunda Müslümanın daha da hassaslaşmasını gerektirmektedir.

Bu konuda gösterilecek hassasiyetin, iki şekilde davranış biçimine dönüşebileceğini

yine Peygamberimiz belirlemiştir.

Bunlardan birisi şüpheli şeylerden kaçınmak, diğeri ise haramın etrafında dolaşmamak, ondan uzak durmaktır. (Buhari, Büyu, 2.) Haram kazanç insan ile Rezzak olan Allah arasında perde olur, o kimsenin dünyevi ya da uhrevi konularla alakalı dua ve münacatı cevapsız kalır. Allah korusun, kişi kazancının kaynağına dikkat etmezse ahiret hayatında nasipsiz kalması mukadderdir. Bu feci

akıbeti de şöyle haber veriyor Rasulüllah

Efendimiz: Bir kimse (Hak yolunda) uzun sefere çıkar, saçları dağılmış, toza toprağa bulanmış bir hâlde ellerini semaya uzatarak: “Ya Rabbi, ya Rabbi!” diye dua eder. Hâlbuki yediği haram, içtiği haram, giydiği haram (hâsılı) kendisi haramla beslenmiş olursa, böyle bir kimsenin duası nasıl kabul edilir?”

(Müslim, Zekât, 19.) Buna mukabil kazancının helal olmasına, zerre kadar haram ve kul

hakkı karışmamasına dikkat eden bir kimse için de bütün bariyerlerin ve perdelerin kaldırılacağı

ve bu şekilde varsa günahlarının affedileceği de bir başka nebevi müjdede şu ifadelerle yer almaktadır: “Kim elinin emeğini yiyerek gecelerse günahları affedilmiş olarak gecelemiş olur.” (El-Münziri, et-Terğib ve’t- Terhib mine’l-Hadisi’ş-Şerif, Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut 1417, II/335.)

İşte torunun, komşusunun ağacından bir erik, tarlasından bir mısır almasının haramlığı hususunda ninelerimizin gösterdiği hassasiyet, aslında ecdadımızın iliklerine kadar işleyen İslam şuurunun, helal-haram bilincinin ve takvanın bir tezahürüdür ve asla ifrat olarak değerlendirilmemelidir. Bir kere o tek bir erik tanesi de olsa, bir tek mısır koçanı da olsa bize ait değilse ve sahibinin izni de yok ise helal değildir. O başkasının malıdır ve kullanma hakkı da sadece ona aittir; yani kul hakkı vardır onda; öyle olunca da izinsiz alınması haramdır.

Esas itibarıyla haram yoldan elde edilen pek çok kazanç ve menfaatte kul hakkı ve zulüm

mutlaka vardır. Arkadaşının izni olmadan eşyalarını kullanan ya da kopya çekerek sınıfını geçen öğrencinin kazancı haramdır ve kul hakkı yemiştir.

Bir buluşu, kitabı, şiiri ya da şarkıyı sahibinin izni olmadan almak, kullanmak, hele hele bunu çoğaltıp piyasaya sürmek haram kazançtır ve kul hakkını yemektir.

Bir ürünün kusurlarını söylemeden veya maliyetini yüksek göstererek satmak, haram kazanç elde etmek ve kul hakkı yemektir.

Bir memurun mesai saatleri içinde, mevzuatta tanımı yapılmamış bir işle meşgul olması veya devletin araç, gereç ve malzemesini özel işinde kullanması kazancına haram bulaştırması ve kul hakkı yemesidir.

Sözün özü haram kazanç günahtır. Haram lokma yiyen insan ilahî azaba düçar olur. Kul hakkı yiyerek haram kazanmak ise günahı katmerleştirir. Kamu mallarından, yani milletin malından haksız kazanç sağlamak ise herhâlde haram lokmanın ve kazancın en vahimidir. Bu ise insanı uhrevi iflasa ve neticede cehenneme götürür. (Buhari, Mezalim, 10; Müslim, Birr, 59.)

 
Acelen ne be adam..!
 
Erzurum şirket sermayesinde 5’inci
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Doğum yardımı kriterleri açıklandı
Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Sedat Abdulhakimoğulları, doğum yardımı ...
Korkmaz KÜNİB’i anlattı
Korkmaz, CNN Türk Televizyon Kanalı’nda yayınlanan “Eğitim ve Başarı” adlı programa konuk oldu.
Seçim analiz çalıştayı tamamlandı
Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği, başta Erzurum olmak üzere Türkiye’deki ...
 
İşte Erzurum’un aile gerçeği
Dilek BAYRAK-Erzurum, Doğu Anadolu Bölgesinde bulunan 14 il içinde kaba ...
‘Şiddete karşı yalnız değilsiniz’
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nün öncülüğünde başlatılan Kadına ...
‘Bugün bizim sevinç günümüz’
Diyanet İşleri Başkanlığı, yaz Kur’an kurslarının başlaması vesilesiyle ...
 
Ayın Polisi açıklandı
Erzurum’da agresif hareketler sergileyen ve üzerini aratmamak için direnen ...
Genç akademisyenlerden siyaset dersi
Girne Amerikan Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Ozan Örmeci ve Dr. ...
Yazıcı’dan zekat hatırlatması
Erzurum Yakutiye İlçe Müftüsü Osman Yazıcı, İslam’ın beş şartından biri ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Çözümün Kuşkulusu
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Peki bu işleri kim yapsın?
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Bevval-i Ceh-i Zemzem: FETÖ ve İblis..
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Berhan Yılmaz hocam kitabın ortasından konuşmuş: Sistem değişmeli
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Hitabetin İhtişamı ve Hikâyenin Gücü
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Ehramlı kadınlar çiftçi olamaz mı yani?
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva