//İTHAL ET HELAL Mİ?
Hacımüftüoğlu, etin ithal olup olmamsından ziyade, İslami kurallara uygun biçimde kesip kesilmediğinin önem taşıdığını vurgulayarak, “İneğin ya da sığırın yabancı bir ülkeden ithal edilmesi önemli değil. İnek ya da sığır Almanya’da da, Amerika’da da aynı inektir, aynı sığıdır. Bizi ilgilendiren husus, bu ineğin ya da sığırın kesiminin nasıl yapıldığıdır. İslami kurallara uygun biçimde boğazlanmış olan hayvanların eti helaldir.” diye konuştu. Türkiye’nin et ithalatı yapacak olması nedeniyle bu konuda da gerekli tedbirleri alacağını vurgulayan Prof. Dr. Hacımüftüoğlu, “Dinimizce etini yemenin haram olduğu hayvanlar zaten bellidir. Etini yemenin helal olduğu hayvanlar için de, helal kesim şartı getirilmiştir. Ülkemizde et ithalatı için karar alınırken, bu ayrıntılar muhakkak göz önünde bulundurulmuştur ve bulundurulacaktır. Bu konuda herkesin hassasiyeti ortaktır ve bu hassasiyet kesinlikle göz ardı edilemez.” ifadelerini kullandı.
//TARTIŞMALAR, DOĞRU BİLGİYE ULAŞTIRIYOR
Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, kırmızı etli hayvanlardan koyun, keçi, sığır, manda, deve etlerinin yenilebileceğini vurgulayarak, “Etlerinin yenmesi helal olan hayvanlar, nerede yetişirse yetişsin İslam’ın öngördüğü şartlarda kesilmesi halinde, yenmesinde dinen bir sakınca yoktur. Dışarıda doğmuş büyümüş ve beslenmiş hayvanın bizde yetişenlerden harama sebep olabilecek bir farkı bulunmuyorsa rahatlıkla yenilebilir.” şeklinde konuştu.
//KESİM ÖNEMLİ
Başta Avrupa olmak üzere yabancı ülkelerde yaşayan çok sayıda Müslümanlar nüfus bulunduğuna vurgu yapan Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, “Yabancı ülkelerde yaşayan nüfusun et ihtiyacı bile zaten helal kesimlerle karşılanıyor. Kaldı ki, insanlar artık bu konularda çok hassas ve bilinç sahibi haldeler. Hemen her konuda danışma ve bilgi alma yolunu tercih ediyorlar. Günümüzde bu tartışmaların çıkmış olması da, işte bu hassasiyetten kaynaklanıyor. Doğru bilgiye ulaşıldığı müddetçe tartışmalardan da kimseye zarar gelmez. İnsanlar tartışır ve ardından doğruyu bulur.” dedi.