Başbakan Davutoğlu, HDP'ye yönelik, "Bu partiye oy veren vatandaşlarıma sesleniyorum, hesap sorun bunlardan hesap. 'Siz bizi, Türkiye'yi bölmeye dayanan bir proje için alet mi ettiniz bizim oylarımızı' diye hesap sorması lazım vatandaşlarımızın" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, anayasayı herkesle tartışacağını ama Türkiye'nin bütünlüğünü, dirliğini, bütünlüğünü kimseyle tartışmayacağını belirterek, "Her şeyi konuşur ama hendek ve barikatları kaldırmak için canını ortaya koyan, oradaki çocukların okula gidebilmesi için kanını döken Mehmetçiğin kanını kimseyle tartışmam. Bu niyet meselesi. Niyetleri sahih değil, ne konuşacağız o zaman?" dedi.
Davutoğlu, Sırbistan'ın başkenti Belgrad'a ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı Devlet Konukevinde düzenlendiği basın toplantısında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
İKİ HUSUSİYET
Başbakan Davutoğlu, muhatabında iki hususiyete önem verdiğini ifade ederek, "Her konuda farklı kanaatlere sahip olabiliriz, aynı kanaatlere sahip olsak aynı siyasi partide olurduk. Ama iki şey önemli. Niyete baktığınız zaman samimiyet önemli. Üslup da ve yöntemde de ciddiyet" dedi.
HDP'den randevu talep edenin bu ülkenin Başbakanı olduğunu ve ülkenin yüzde 49,5'luk kesimin desteğini aldıklarını, böyle bir diyaloğu da o desteğe dayanarak yapmış olacaklarını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Benim hayatımda kimseye nezaketsizlik görülmemiştir. Ama bana karşı yapılan bir nezaketsizliği içime sindireceğimi birisi zannediyorsa buna da izin vermem. Çünkü şahsen tevazu gösterebilirim ama destek aldığım millet adına tevazu göstermem. Ben randevu talep etmişim, açık şekilde niyetlerindeki samimiyetsizliği ortaya koymuşlar. Yani anayasayı konuşmak için gideceğim, sanki böyle bir gündem yokmuş gibi benden hesap soracaklarını ima edecek şekilde, 'Sur'da, Cizre'de şunları şunları soracağız'. Bana hesap soracaklarına Sur'u, Cizre'yi hendeklerle, barikatlarla zindan yerine çevirenlerden hesap sorsunlar. Hesap soramıyorlarsa sussunlar. Hem teröre destek verecekler hem kendileriyle özgür, demokratik bir Türkiye inşası için anayasa konuşmaya gelecek olan Başbakana şart koşacaklar. Dün, benim randevu talebini reddetmem sonrasında DTK diye hangi zemine oturduğu belli olmayan bir yapının açıklamalarını da gördünüz. Hani Türkiyelileşmekten bahsediliyordu. Samimiyet testi. Hani Türkiyelileşeceklerdi, hani Türkiye toplumunun bir parçası olacaklardı."
"BU PARTİYE OY VEREN VATANDAŞLARIMIZ BUNLARDAN HESAP SORMALI"
Davutoğlu, "7 Haziran öncesinde, bu samimiyetsiz beyanlara inanan ve bu partiye oy veren vatandaşlarıma sesleniyorum, hesap sorun bunlardan hesap. 'Siz bizi, Türkiye'yi bölmeye dayanan bir proje için alet mi ettiniz bizim oylarımızı' diye hesap sorması lazım vatandaşlarımızın. Çünkü samimiyetle inanıyorum ki birçok aydın aslında HDP'ye, PKK'ya taviz vermeyecek birçok insan da o dönemde HDP'ye oy verdi. Onların hesap sorması lazım. Niyetleri ortaya çıktı" diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Anayasayı herkesle tartışırım ama Türkiye'nin bütünlüğünü, birliğini kimseyle tartışmam. Herkesle barış içinde nasıl bir gelecek inşa edeceğimizi konuşurum ama hendeği, barikatı savunanlarla, hendek ve barikatla mücadele edenlerin haklı mücadelelerini tartışmam. Her şeyi konuşurum ama o hendek ve barikatları kaldırmak için ortaya koyan, oradaki çocukların okula gidebilmesi için kanını döken Mehmetçiğin kanını kimseyle tartışmam. Bu niyet meselesi. Niyetleri sahih değil ne konuşacağız? İkinci mesele ciddiyet meselesi. Niyet sahih olmadığında dahi diyelim bir müzakere yürütürsünüz. Doğru görmem ama karşınızdakinde ciddiyet ararsınız."
Davutoğlu, bir film senaryosu çevirmediklerini, Türkiye'nin ateş çemberinin ortasında olduğunu, yüzlerce asker ve polisin şehit verildiğini vurgulayarak, "Yok çay içecekmişiz de kaçak çaymış da... Gitsinler çaylarını kimle içecekse içsinler, isterse Kandil'e gitsin çayını içsin bu film senaristi. Türkiye ve etrafımız ateş çemberinde olacak. Beyefendi kaçak çaydan bahsedecek. Ben de o masaya oturacağım öyle mi? TBMM'de oturan herkes bu milleti temsil etmenin ciddiyetini taşıyacak. Gece ürettiği bazı esprilerle bizimle istihza edeceğini düşünenler, önce oturup bir ciddiyet testinden geçecekler. Ya samimi ve ciddi olurlar ve bizim bütün kapılarımız açık olur ya samimiyetten uzak durup, ciddiyeti unuturlar, o zaman da onlara hadlerini bildiririz" diye konuştu.
Siyasetin nezaket ve samimiyet meselesi olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Dolayısıyla bütün bunları iki gün içinde dinledikten sonra onların kapısına gideceğimi düşünüyorlarsa, ya beni tanımıyorlar ya da bu milleti tanımıyorlar. Önce söylediklerinden vazgeçecekler" ifadelerini kullandı.
12 EYLÜL ANAYASASI
Davutoğlu, 12 Eylül Anayasası ile yaşamaktan zillet duyduğunu belirterek, şöyle konuştu:"O anayasa değişene kadar, o anayasal düzen içinde nerede olduğumuzun herkesin farkında olması lazım. O anayasal düzen içinde HDP bir siyasi parti midir? Soru bu. Siyasi parti ise siyasi parti gibi davranacak. Yok terör örgütünü sözcüsü ise Türkiye'yi bir takım oyunların içine düşürecek tarzda bir piyon ise o zaman da ona göre muamele ediyor. Bunun bir iç yönü var. Dün dikkatlice gelişmeleri takip ettim. 2011 seçimleri sonrasında da bunları yaşadık. Ülke yeni bir anayasa çalışması içindeyken ne yaptı bu HDP? Silvan'da tekrar terörü başlattı. HDP sessiz kaldı. Yine o zaman da böyle bir özerklik tartışması başladı. Her seçim sonrası millet yeni bir ufka yönelirken, bunlar terörü ve Türkiye'nin birliğini ve bütünlüğünü tartışmaya açıyorlar. Şimdi de aynısını yapıyorlar. Baktılar ki dışarıdaki akıl hocaları Türkiye dört yıllık bir istikrar dönemine ve demokratik bir anayasaya yönelebilecek bir zemine sahip, bu zemini yok etmek için tekrar harekete geçtiler. Bu işin dış boyutu bu. Kimler adına konuşuyorlarsa gitsinler onlarla masaya otursunlar. Benimle masaya oturacaklarsa önce siyasi bir parti olmanın siyasal düzen içinde işlev gören ciddi bir siyasi parti olduklarını ispat etsinler, her şeyi konuşuruz ama o güne kadar, bu ciddiyeti göstere kadar bizden de muhatap bulamazlar."
"CUMHURBAŞKANIMIZLA HAFTALIK OLAĞAN GÖRÜŞMEMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK"
Başbakan Davutoğlu, bir gazetecinin dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gerçekleştirdikleri görüşmeye ilişkin sorusu üzerine, kendisinin Sırbistan'a, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ise Suudi Arabistan'a gideceğini hatırlatarak, yılbaşının da perşembe gününe denk gelmesi nedeniyle, olağan haftalık görüşmelerini yapmak imkanı bulamayacakları için bir araya geldiklerini söyledi.
Yurt dışı seyahatleri öncesi İstanbul'da bir görüşme gerçekleştirmekte fayda münazara ettiklerini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti: "Daha önce planlanmış değildi. Dün bir telefonla teyitleşerek görüştük. Tabii birçok konuyu ele aldık. Terörle mücadele başta olmak üzere Irak ve Suriye'deki gelişmeler. Ayrıca önümüzdeki günlerde muhalefet liderleriyle de görüşmeler gerçekleştireceğim, genel haftalık olağan görüşmemizi daha erkene alarak 2015'in son görüşmesini gerçekleştirmiş olduk. Sayın Cumhurbaşkanımızla ne zaman bir araya gelsek çok geniş bir gündemi paylaşma ihtiyacı var. Çünkü her gün yeni gelişmeler oluyor ve tabii bu gelişmeleri istişare etmek ve bu gelişmeler çerçevesinde birlikte atacağımız adımları değerlendirmek için haftalık olağan görüşmemizi erkene aldık."