Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Yeni Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'ndeki vizyonlarının "Güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi" olacağını belirterek, "Güven veren adalet, hedefi temel hak ve özgürlüklerin, toplum hayatındaki huzur ve güvenliğin, sosyal beklenti ve memnuniyetin, yani kısaca topyekun varlık ve geleceğimizin garantisini ima etmektedir" dedi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Ankara Hakimevi'nde düzenlenen 'Yargı Reformu Stratejisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, reform çalışmalarının planlı bir stratejiye bağlanmasının önemli olduğunu söyledi. İlk olarak 2009 yılında hazırlanarak uygulamasına başlanan Yargı Reformu Stratejisi'nin öngördüğü hedeflere büyük ölçüde ulaştığını belirten Gül, stratejinin bu doğrultuda 2015 yılında yenilendiğini anımsattı. Yeni Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'ndeki vizyonlarının "Güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi" olacağını bildiren Gül, "Güven veren adalet, hedefi temel hak ve özgürlüklerin, toplum hayatındaki huzur ve güvenliğin, sosyal beklenti ve memnuniyetin, yani kısaca topyekun varlık ve geleceğimizin garantisini ima etmektedir. Güven veren adalet, merkezine adalet değerini alan bir anlayıştır. Adalet her hal ve şartta güven verir" diye konuştu.
Gül, adaletin kapısına gelen herkesin hakkına erişeceğinden emin olması gerektiğini belirterek, bu kapıyı çalan herkesin, saygın bir muameleye tabi tutulması gerektiğini ve her bir vatandaşın evine dönerken bu kapıdan asgari bir memnuniyetle ayrılması gerektiğini ifade etti. Mesleğe yeni başlayan yargı mensuplarının kararlarında hukuki olarak doğru ve doyurucu gerekçeleri, 'kamus namustur' diyerek ortaya koymalarının en tabii beklentileri olduğunu dile getiren Gül, bu beklentinin karşılanmasında en vazgeçilmez katkının eğitimle sağlanan temelin olacağını söyledi. Gül, bu sebeple özel olarak yargı mensuplarının, genel olarak ise hukukçuların yetiştirilme sürecinin gözden geçirilmesi, üniversite eğitiminden başlayarak meslek öncesi ve meslek içi eğitimlerinin reforme edilmesinin acil bir ihtiyaç olarak önlerinde durduğunu kaydetti.
Hukuk mesleğine girmeden önce bir devlet sınavının yapılmasının ihtiyaç olduğunu vurgulayan Gül, "Bunun çerçevesinde bugün yine değerli fikirler alarak artık adını koymak, kararını vermek istiyoruz. Hakim ve savcı yardımcılığının da süresinin kapsamını bugün katılımcılardan dinlemek istiyoruz. Bunlar, önümüzdeki Yargı Reformu Belgesi'nde önem verdiğimiz başlıklardan birisi" şeklinde konuştu.
"VATANDAŞIMIZIN HAKKINA İŞ İŞTEN GEÇMEDEN ULAŞMASI HASSASİYETİMİZDİR"
Gül, geciken adaletin vicdanları yakan bir ateşe dönüşeceğine dikkat çekerek, "Bu ateşi hukukla, hukukun sınırları içinde behemehal söndürmek gerekiyor. Adaletin hızlı ve zamanında tecellisi de bu sebeple güven veren adalet vizyonunun bir başka unsurunu oluşturuyor. Hukuk ve yargılama güvenliğine halel getirmeden adli süreçlerin hızlanması, vatandaşımızın hakkına gecikmeden, iş işten geçmeden ulaşması en önemli hassasiyetimizdir" değerlendirmesinde bulundu.
AVUKATLARA YEŞİL PASAPORT
Avukatların yeşil pasaport talebine değinen Gül, belli bir kıdemdeki avukatlara yeşil pasaport verilmesi konusunda İçişleri Bakanlığı ile çalışmalar yürüttüklerini, bu konudaki çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
"FETÖ İLE MÜCADELE TÜRK YARGISININ BİR BAĞIMSIZLIK VE SAYGINLIK MÜCADELESİDİR"
Akıl ve muhakemeyi değersizleştirip yerine ideolojik adanmışlığı ikame eden FETÖ'cülerin Türkiye'yi nasıl bir felaketin eşiğine getirdiğine 15 Temmuz’da çok canlı biçimde şahit olduklarının altını çizen Gül, şunları kaydetti: "İstikameti hukuktan ve vicdanından değil, bağlı olduğu örgütten, örgütün elebaşından alan FETÖ mensupları, sonuçta bu ihanetin hesabını hukuk önünde vermeye başlamışlardır. Adalet mekanizmasını araçsallaştıran FETÖ, yargı sistemine, milletimizin adalet beklentisine ve adalete duyulan güvene de en büyük kötülüğü yapmıştır. Yargı sistemimiz başta olmak üzere, Türkiye, 15 Temmuz’dan sonra devlet içindeki bu örgütlü yapıdan kurtulmak için kararlı bir mücadele ve arınma sürecini başlatmıştır. Bu süreci başarıyla tamamlamaya kararlıyız. Bu arınma sürecine, yeniden bir inşa sürecinin eşlik etmesi gerektiğini hepimiz biliyoruz. FETÖ ile mücadele aynı zamanda Türk yargısının bir bağımsızlık ve saygınlık mücadelesidir. Bu mücadeleyi yargının saygınlığını yükselterek, toplumun adalet inancını yücelterek sürdüreceğiz. 2019 yılını bu anlamda yeni bir başlangıç olarak görüyoruz. Yargının kendi yaşadığı travmayı da atlatarak, daha adil, daha hızlı, daha etkin ve toplumun tüm fertlerine güven vererek yol alacağına inanıyoruz. En geniş anlamıyla terörle mücadelemiz de, bir hak ve özgürlük mücadelesidir. Bu mücadeleyi de yine hukukla, hukukun sınırları içinde ve adalet anlayışıyla sürdüreceğiz. Bir tek suçlunun bile cezasız kalmaması ama diğer taraftan bir tek masumun bile haksızlığa uğramaması temel hassasiyetimizdir."
Yargı Reformu Stratejisi Toplantısı'na Bakan Gül'ün yanı sıra, AYM Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, YÖK Başkanı Yekta Saraç, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile çok sayıda hukukçu katıldı.