ERZURUM
Çin Halk Cumhuriyeti Din İşleri İdaresi Başkanlığı yöneticileri Diyanet İşleri Başkanlığını ziyaret etti. Diyanet İşleri Başkanlığının daveti üzerine Türkiye’de bulunan ve 19 kişiden oluşan heyeti kabul eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Ülkelerimizin arasında uzun mesafeler var ama gönüllerimiz bir olunca mesafeler ortadan kalkar” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığının son yıllarda Çin ile dini ve kültürel alanda ilişkiler başlattığını ve Diyanet İşleri Başkanlığı görevine geldikten sonra da Çin’i ziyaret eden ilk Diyanet İşleri Başkanı olduğunu kaydeden Başkan Görmez, Çinli yöneticilerle önemli görüşmeler gerçekleştirerek Çin İslam Cemiyetiyle bir işbirliği protokolü imzaladıklarını belirtti. Protokol gereği geçen yıl Ramazan ayında ‘Çin’de İslam Medeniyeti’ başlığı altında bir sergi düzenlendiğini ifade eden Başkan Görmez, bu etkinliklerle Çin’de Türkiye hakkında, Türkiye’de de Çin hakkında karşılıklı doğru bilgilendirmenin amaçlandığını vurguladı.
“ÜLKELER ARASINDAKİ SİYASİ VE İKTİSADİ İLİŞKİLER KADAR KÜLTÜREL VE DİNİ ALANLARDAKİ İLİŞKİLER DE ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR…”
Başkan Görmez şunları söyledi; Ülkeler arasındaki siyasi ve iktisadi ilişkiler ne kadar önemliyse kültürel ve dini alanlardaki ilişkiler de o derecede büyük önem arz etmektedir. Eğer siyasi ve iktisadi ilişkiler dostluk, gönül ilişkileri, manevi ve kültürel ilişkiler üzerine bina edilmezse geçici olur. Çin’deki çok kültürlülük, çok dinli yapı ve bunun barış içerisinde götürülüyor olması son derece önemlidir. Aynı zamanda Çin ile bizim tarih boyunca ortak akrabalarımız var. Bizim anadilimizin kurucuları orada yaşamışlardır. Kültürel olarak ilişkilere açık olmak ülkeleri sadece büyütür. Çin’de çok farklı dinler olduğu için Çin’deki Müslümanlarla iyi ilişkiler geliştirmemizin dünya barışına katkı sağlayacağını düşünüyorum. Benim Pekin’de konuşma yaptığım caminin yapılış tarihi 1100 sene öncedir. 1100 sene önce Pekin’de Müslümanların yaşamış ve bugüne kadar varlıklarını idame ettirmiş olması Çin’de çok kültürlülüğün ve barışın var olduğunu gösterir. Fakat tabi bu ilişkileri bu çağda daha da fazla geliştirmek gerekir. Medeniyetler başka medeniyetlerle ilişki kurarak kendilerini geliştirir ve büyürler. İçe kapanan medeniyetler yok olmaya mahkûmdurlar.
“İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ, EN TEMEL ÖZGÜRLÜKTÜR”
Her biriniz farklı bölgelerde dini hayatı yönetmekle sorumlusunuz. Önemli saydığım bir hususu belirtmek istiyorum. Din, tarih boyunca insanoğlunun vazgeçilmez bir gerçeği olmuştur. Dini hem toplumların kendisini inşa etmesine medeniyetler kurmasına büyük katkı sunan bir unsur olarak kullanabilirsiniz hem de milletlerin çöküşüne bir vesile olarak da görebilirsiniz. Barış unsuru olmanın üç tane olmazsa olmazı vardır. Birincisi, inanç özgürlüğüdür. Çünkü inanç özgürlüğü diğer bütün özgürlüklerden daha çok önem arz ediyor. Vicdan özgürlüğüyle birlikte zikredilir inanç özgürlüğü. Vicdanında özgürlük hissetmeyen bir insanın davranışlarında da özgür olması düşünülemez. Davranışlarında özgür olmayan bir toplumun ahlaklı olması mümkün değildir. İkincisi, doğru bilgi. Doğru bilgiyle buluşamayan dindarlık fayda yerine zarar verebilir. Cehaletle dindarlık bir arada olmaz. Üçüncüsü de bu bilgiyi sağlamak için yüksek bir eğitim. Bu eğitimi de rastgele metotlarla değil bilimsel metotlarla vermek gerekir. Ancak bilgi ve eğitimle tarihte olanı günümüze taşıyabilirsiniz. Dindar insanlar tarihte olanı günümüze taşımadıklarında büyük sorunlar yaşanır. Dinle hayat, dinle akıl ve dinle bilim arasında kurulacak ilişki son derece önemlidir. İnsanlar bu ilişkiyi yüksek seviyede bir eğitim sisteminde kurabilirler. Hiçbir dindarlık bilgisizlik ve cehaletle faydalı hale getirilemeyeceği gibi, baskıyla da hiçbir ülkeye ve dünyaya faydalı hale getirilemez. Umarım bu ilişkilerimiz dünya barışına katkıda bulunur.
Çinli yöneticiler ise Türkiye’nin din hizmetleri ve din eğitimi alanlarındaki tecrübesinden faydalanmak istediklerini belirterek, Çin’in çok dinli yapısına uygun olarak farklı dinlerin bir arada ahenkli bir şekilde yaşaması üzerinde durduklarını ifade ettiler. Kurumlar arasında gerçekleşen bu ilişkilerin iki ülke için önemli gördüklerini belirttiler.