Vekâlet Yoluyla Kurban Kesim Kampanyası Başladı…Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın ortaklaşa yürüttüğü “2015 Yılı Vekâlet Yoluyla Kurban Kesim Organizasyonu” tanıtım toplantısı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katılımıyla Türkiye Diyanet Vakfı Kocatepe Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
TANITIM TOPLANTISI
Tanıtım toplantısında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, sözlerinin başında son günlerde hayatını kaybeden şehitlere rahmet dileyerek, “Millet olarak ebediyete uğurladığımız bütün şehit evlatlarımıza, askerlerimize, güvenlik görevlilerimize Cenab-ı Hakk’tan engin rahmetler diliyorum. Bütün acılara rağmen birlikte, beraberlikte, kardeşlikte ısrar eden milletimize başsağlığı diliyorum” dedi.
Konuşmasında önemli uyarılarda bulunan Başkan Görmez, Türkiye’de hizmet yürüten tüm sivil toplum kuruluşlarına bir çağrıda bulunarak, “Hiç istisna yapmadan bütün vakıflara, bütün sivil toplum örgütlerine sesleniyorum; kurduğunuz müesseselerin kendisi gaye değildir, onların başlarındaki insanlar gaye değildir. Gaye iyiliktir, gaye Allah’ın rızasıdır, gaye Allah’a yakın olmaktır. Gaye, adaletin, merhametin yanında yer almaktır” dedi.
Hayır için kurulan müesseselerin bir süre sonra güç toplayan mekanizmalara dönüşmesi tehlikesine dikkat çeken Başkan Görmez’in konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle;
“HAYIR MÜESSESELERİNİN KENDİSİ GAYE DEĞİLDİR. GAYE, İYİLİKTİR…”
Bütün vakıflara, bütün sivil toplum örgütlerine sesleniyorum, vakıf adı altında kurulan bütün hayır müesseselerine sesleniyorum; hayır müesseselerini bekleyen en büyük tehlike, bizatihi kendilerinin gayeye dönüşmesidir. Biz gaye değiliz, iyiliktir gaye biz aracıyız. Biz insanlara iyilik yapmak yerine taraftar toplama başladığımız gün Cenab-ı Hakk bizim üzerimizden bütün rahmetini alır. Millet olarak bu acıları yaşıyoruz. Kurduğunuz müesseselerin kendisi gaye değildir, onların başlarındaki insanlar gaye değildir. Gaye iyiliktir, gaye Allah’ın rızasıdır, gaye Allah’a yakın olmaktır. Gaye, adaletin, merhametin yanında yer almaktır. Ama müesseseler bir müddet sonra güç toplayan mekanizmalara dönüşüyor, kendileri gayeye dönüşüyor, hayırseverler taraftarlara dönüşüyor ve ondan sonra da bütün millet bundan ıstırap çekmeye başlıyor. Diyanet Vakfı da buna dahil, biz gaye değiliz, biz aracıyız, biz Allah’la kul arasında da aracı değiliz, biz kul ile kul arasında iyilik aracıyız. Biz iyiliği taşımakla sorumluyuz. Biz iyiliği avucumuza almakla mükellef değiliz, biz hakikatin yolunda olmakla mükellefiz. Biz hakikate sahip olamayız, biz hakikati avucumuza alamayız. Biz, hakikat bende, bana gelin diyemeyiz. Biz o yolda olmalıyız, biz o yolda ölmeliyiz.
“KURBAN, ALLAH’A, YAKIN YAŞAMAK DEMEKTİR…”
Dünya hayatında insanlar ikiye ayrılır; geldiği yüce kaynağa yakın yaşayanlar, geldiği yüce kaynaktan uzaklaşanlar. Biz geldiği yüce kaynağa yakın durmaya kurban adını veririz, geldiği yüce kaynaktan uzaklaşmaya şeytan adını veririz. Kurban Allah’a yakın olmak, hakka, hakikate, doğruya, güzele, adalete, fazilete daima yakın olmak, yakın durmak ve yakın yaşamak demektir. Rabbimizin bize emrettiği bütün ibadetlerin en büyük gayesi, bizi kendisine yakın tutmaktır, ona yakın yaşamaktır. O’nun insanlığı var kıldığı yüce gayelere yakın yaşamak yeryüzünde varoluş gayemizdir. Müslüman için, inanan için bir hayat tarzı olan kurban, aynı zamanda her sene bir bayramımızın adıdır. Kurban Bayramına ‘et bayramı’ demek kadar büyük bir yanlışlık olmaz. Bütün ibadetlerle Yüce Rabbimizin bize öğretmek istediği yüce gaye, ona ve ondan gelen hakka, hakikate, adalete, merhamete, fazilete yakın durmak, ona yakın bir hayat yaşamak, onun rızasına uygun bir hayat yaşamak. Onun için, Kurban Bayramı aynı zamanda Rabbimize yakın olma arayışının bir ifadesi, bir simgesi, bir sembolü olarak vardır. Kurban sevgi demektir, kurban vefa demektir, kurban fedakarlık demektir, Yüce Rabbimiz bu ibadetlerle bize bütün bu değerleri öğretir. Hazreti İbrahim’in, Hazreti İsmail’in teslimiyeti ve sadakatini öğreten bir bayramdır Kurban Bayramı.
“RUHLARIMIZI RABBİMİZE YAKINLAŞTIRDIĞI İÇİN KURBAN KESİYORUZ…”
Kurban Bayramının bir özelliği de, aynı zamanda kestiğimiz kurbanlar marifetiyle yoksul, mahrum, mazlum, mağdur insanlara ulaşmak, onlarla paylaşmaktır. Bir parça et paylaşmak değil onlarla yakınlığımızı oluşturmak demektir. Çünkü onlarla kurduğumuz yakınlık Rabbimizle yakınlığımız anlamına geliyor. Yeryüzünde mahrum, mağdur, fakir, yetim, miskin ile kurduğumuz ilişki, onlarla kurduğumuz yakınlık bizi Rabbimize yakınlaştırıyor, bizi o geldiğimiz yüce gayelere yakınlaştırıyor. Gurbet diyarında beden ülkesine hapsedilmiş ruhlarımızı yüceltiyor. Beden ülkesine hapsedilmiş ruhlarımızı geldiği yüce kaynağa, yani Rabbimize yakınlaştırdığı için biz kurban kesiyoruz.
“KURBAN, HAYVAN KESMEK, KASAPLIK DEĞİLDİR. KURBAN, ARKASINDA YÜCE MANALARIN OLDUĞU BİR İBADETTİR…”
Kurban hayvan kesmek değildir, kurban kasaplık değildir, kurban arkasında yüce manaların olduğu bir ibadettir. Onun için kurban ve hac ibadetinin bütün erkanı Yüce Kur'an’da şeair olarak geçer. Din dilinde kurban, sadece farz, sadece nafile, sadece vacip, sadece sünnetle ifade edilmez, şeair olarak ifade edilir. Şeair bizi Rabbimize yakınlaştıran, bizim Müslüman olma ve Müslüman kalma bilincimizi diri tutan simgeler demektir. İşte bu sebeple biz Hazreti İbrahim’den bugüne kadar Resulü Ekrem’in de süreklilik kazandırdığı bu ibadeti her sene hac ibadetiyle birleştirerek yapmaya devam ediyoruz.
“DİB VE TDV’NİN, MİLLETİMİZİN HAYIR ELİNİ İNSANLIĞA TAŞIMAK GİBİ BİR GÖREVİ VAR…”
Diyanet İşleri Başkanlığımız ile Türkiye Diyanet Vakfımızın, milletimizin emaneti olarak aldığı vekalet kurbanları 7 kıtada bütün insanlığa, bütün fakirlere, yetimlere, miskinlere, mazlumlara, mağdurlara, aç ve yoksul olanlara taşımak, milletimizin hayır ellerini alıp bütün dünyaya götürmek, onların dualarını, tebessümlerini, sevinçlerini de alıp tekrar milletimize taşımak gibi bir görevi var. Yurt içinde ve yurt dışında bu hizmeti 5 bin insanla yapıyoruz.
“HEP BİRLİKTE İBADETLERİMİZİ YENİDEN BİR İÇ MUHASEBEYE DÖNÜŞTÜRMELİYİZ…”
Son yıllarda İslam coğrafyasında olup bitenleri izlerken her birimizin şu soruyu sormamız lazım, Madem hayatımız kurban kavramı üzerine bina edilmiş, madem biz namazımız, kurbanımız, hayatımız, ölümümüz, her şeyimiz bütün alemlerin Rabbi olan Allah içindir, O’na yakın olmak içindir. Madem bütün ibadetlerimizin gayesi bizi O’na yakın kılmak, onun zatında hakka, hakikate, adalete, merhamete yakın kılmak içindir. Öyleyse ibadetlerimiz bizi neden Rabbimize yakınlaştırmıyor, neden bizi birbirimize yakınlaştırmıyor? O yakınlığı neden elde edemiyoruz? Hep birlikte ibadetlerimizi yeniden bir iç muhasebeye dönüştürmeliyiz. Kabe’nin etrafında tavaf eden mümin, Arafat’ta vakfeyi kuran mümin, secdeye duran, kıyama duran mümin, kurbanını kesen mümin, bayram yapan mümin, herkes bu soruyu sormak zorunda. Bu kadar ibadetlerimiz neden bizi Rabbimize yakınlaştırmıyor? Neden bizi birbirimize uzaklaştırıyor? Neden bizi kardeş kılmıyor? Bu kurbiyeti neden elde edemiyoruz?
“HAK SULAR GİBİ, ADALET KUVVETLİ IRMAKLAR GİBİ AKMADIKÇA, BEN SİZİN KURBANLARINIZA BAKMAM…”
Kitabı Mukaddes’in ‘amos’ diye bir bölümü vardır, bu bölümde vahiy pırıltılarını taşıyan küçük bazı ifadeler vardır. Orada der ki; ‘hak sular gibi, adalet kuvvetli ırmaklar gibi akmadıkça, ben sizin kurbanlarınıza bakmam’ ‘Hak sular gibi, adalet kuvvetli çağlayanlar gibi akmadıkça, ben sizin bayramlarınıza bakmam’ der. Bu minval üzere Resulü Ekrem’den yüzlerce hadisi şerif rivayet edilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de binlerce ayet, ihlas ve samimiyet temelli olmadıkça ibadetlerimizin bizi Rabbimize yakıştırmayacağı, hatta bizi daha çok uzaklaştıracağına dair ikazlarla doludur. Dolayısıyla, hep birlikte bu konu üzerinde durmalıyız.
“KURBAN HİZMETİYLE, DÜNYANIN HER TARAFINDA BİR KARDEŞLİK İNŞA EDİLİYOR…”
Diyanet Vakfının, Diyanet İşleri Başkanlığıyla beraber başlattığı bu gelenek çok muhteşem bir hizmet. Siz gönüllü kardeşlerim dünyanın her tarafında bir kardeşlik inşa ediyorsunuz, bir ibadeti, dünyada kardeşliği ve barışı nasıl inşa ettiğine hep birlikte şahit oluyoruz. Arakan diye bir yer var ve dünyanın gündeminde yok Arakan’a hiç kimse giremiyor. Bir taraftan konumu itibariyle sürekli sel felaketleriyle ayakları sudan çıkmayan insanlar, bir taraftan orada üzülerek belirteyim bir Budizm terörüyle karşı karşıya katledilen nice insanlar var, bir taraftan da bu toprakları bir şekilde yolunu bularak terk eden milyonlar var ve bu milyonlar Bangladeş’in sınırında büyük bir kampta her türlü haktan, her türlü nimetten mahrum yaşıyorlar. Bir et parçası görme imkanına sahip değiller. Arkadaşlarımız o bölgeye de gidip milletimizin emanetlerini ulaştırıyorlar.
“YARDIM ELİMİZİ, HİÇBİR DİN, DİL AYRIMI YAPMADAN TÜM MAZLUM, MAĞDUR, MAHRUM İNSANLARA UZATIYORUZ…”
Ben buradan halkımıza, milletimize tekrar seslenmek istiyorum eğer gücünüz varsa burada kendi kurbanınızı kesin komşunuzu, akrabalarınızı, yakınlarınızı ve fakirlerinizi mutlaka davet edin, paylaşın onlarla, ama mutlaka gücünüz varsa bir tane de vekâletle kurbanı bu heyete verin ve bunlar 7 kıtada mahrum kalan o insanlara taşısınlar. Bunu yaparken kendi ülkemizi unutmayacağız. Kendi ülkemizde misafir olarak bulunan çadır kentlerde ve çadır kentlerin dışında yaşayan Suriyeli kardeşlerimizi, Iraklı kardeşlerimizi unutmayacağız. Bunu yaparken hiçbir din ayrımı, dil ayrımı, inanç ayrımı yapmıyoruz. Sadece Müslüman ülkelere götürmüyoruz. Açlığı, fakirliği, sefaletin olduğu her yere götürüyoruz. Bunu götürdüğümüzde biz sadece Mardin’deki, sadece Ceylanpınar’daki Suriye’den gelen Müslüman kardeşlerimize vermeyeceğiz. Mardin’de, Midyat’ta çadırkentlerde olan Ezidilere de vereceğiz, hiç kimseyi dışarıda tutmayacağız. Çünkü dinimiz, inancımız bize bunu emrediyor. Bu mali ibadetleri yerine getirirken biz sadece fakirliği, miskinliği dikkate almak durumundayız.
“TÜRKİYE DİYANET VAKFI, EVRENSEL BİR İYİLİK HAREKETİDİR…”
Türkiye Diyanet Vakfı, kötülüklerin kuşattığı dünyada hala ne büyük iyiliklerin var olduğunu gösteren çok büyük bir iyilik hareketi. Türkiye Diyanet Vakfı, evrensel bir iyilik hareketidir. Milletimizin hayır eylediği 7 kıtaya ve insanlığa taşıyan bir iyilik hareketidir.
TÜRKİYE DİYANET VAKFI EN ŞEFFAF KURUM…
Türkiye Diyanet Vakfımız gelen yoğun eleştiriler üzerine bir sene önce aldığı bir kararla yaptığı bütün etkinliklerin bütçesini, gelirlerini ve harcamalarını bizatihi web sayfasına koydu. Bütün milletimizin denetimine açtı. Daima öyle olacağız. Bu sene kaç kurban kestik, hangi ülkelerde kestik, nerede kesemediğimiz için anında önlem alıp başka yere taşıdık, hepsini milletimizle paylaşacağız. Bize kurban emanetini, vekaletini veren her kardeşimize döneceğiz. Yazılı-sözlü olarak ona bilgi vereceğiz. Milletimiz Cuma günü camilerde kaç kuruş para toplayıp bize gönderdi, bir hafta sonra, en geç 10 gün sonra Diyanet Vakfının web sayfasında milletimizin her ferdi kuruş kuruş onu görecek. Diyanet Vakfı, Afrika’nın en ücra köşelerine kaç kuruş harcadı, onu görecek. Gazze’ye ne yaptı, 9 cami inşaatı nereye ilerliyor, bunu adım adım takip edebilecek. Rusya’ya ne yaptı, Rusya’daki Müslümanlara ne götürdü? Kaç bin öğrencisi var, kaç bin öğrenciye burs veriyor, kaç kuruş veriyor. Bütün bunlardan ne tür faydalar elde etti? Hepsini kuruş kuruş hesabını millete veren bir vakıf Türkiye Diyanet Vakfı. Bunda saklanacak, gizlenecek bir tek kalem, bir tek madde asla olmayacak; bunu başlattık, bundan sonra da böyle devam edecek. Bütün hizmetleri böyle milletimize açık olacak, milletimizle beraber olacak, bütün müftülüklerimiz buna vakıf olacak, bütün müşavirliklerimiz, bütün ataşeliklerimiz buna vakıf olacak ve bundan asla sarfınazar etmeyeceğiz. Herkes, milletimizin her ferdi bu kapıyı çalmaya ve gelip bize benim yaptığım yardımı nereye götürdünüz diye sormaya hakkı vardır, biz de daima onu dikkate alarak bunu bütün milletimizle paylaşmaya devam edeceğiz.
Ben bütün arkadaşlarıma, bu gönüllü hareketin bütün üyelerine, temsilcilerine teşekkür ediyorum. Hayırsever milletimize şükranlarımı sunuyorum. Ve bu Kurban Bayramı’nın milletimize, alemi İslam’a ve bütün insanlığa huzur getirmesini, barış getirmesini, bize, her mümine de kendisine, kendi zatına, kendi dünyaya gönderdiği yüce değerlere yakın olmamıza, yakınlık kurmamıza, kurbiyet oluşturmamıza vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI VE TÜRKİYE DİYANET VAKFI, 90 ÜLKE VE 456 BÖLGEDE…
Kurban Bayramı’nda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı olarak 90 ülke ve 456 bölgede, Türkiye’de ise 188 farklı merkezde "Vekâlet Yoluyla Kurban Kesim Organizasyonu" gerçekleştirilecek. Hedef ise 200 bin hisse kurbanını ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak. Vekâlet yoluyla yurtiçi kurban bedeli 625 TL, yurtdışı kurban bedeli ise 450 TL olarak belirlendi. www.diyanetvakfi.org.tr ve kurban.diyanetvakfi.org.tr adreslerinden online olarak bağış yapabilecek. Ayrıca il ve ilçe müftülükleri, cami görevlileri, PTT şubeleri ile Ziraat, Vakıfbank, Halkbank, Akbank, Garanti Bankası, Albaraka, Türkiye Finans ve Kuveyt Türk bankaları aracılığıyla da vatandaşlar kurbanlarını vekâlet yoluyla kestirebilecek. Yurt dışında yaşayan gurbetçi vatandaşlar ise Din Hizmetleri Müşavirlikleri ve ataşeliklere bağlı dernek ve din görevlileri vasıtasıyla kurban bağışı yapabilecek.