ERZURUM (İHA) - Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Ermeni diasporasının tüm dünyadaki faaliyetlerini Türk düşmanlığı üzerine yürüttüğünü söyledi.
Ermeni Diasporasının çok geniş olan faaliyet alanları içerisinde yaptıkları her organizasyonun odağında Türk düşmanlığı olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, “Sinemadan tiyatroya, kitaptan dergiye, sanattan spora birçok alanda faaliyet gösteriyorlar. Ve bütün bunların içerisine mutlaka ermeni meselesi yerleştiriyorlar. Bu tür organizasyonlar aracılığı ile ulaştıkları insanlara sözde soykırımı ediyorlar. Sonuç olarak da kendileri lehinde güçlü bir kamuoyu oluşturmuş durumdalar.” dedi.
Ermeni Diasporasının çalışmalarının ikinci ayağını, Ermeniler özellikle de ermeni gençleri ve çocukları üzerinde yoğunlaştırdıklarını anlatan Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, “Oluşturdukları gençlik kamplarıyla hem ermeni gençlerini kendi ifadeleriyle indoktrine ederler yani beyinlerini yıkıyorlar hem de diaspora için finansal destek sağlıyorlar. Bu yaz kamplarında sosyal ve kültürel faaliyetlerin yanı sıra bir de Türk düşmanlığını geliştiren ve derinleştiren beyin yıkama seansları vardır. Bu kampların en güçlüsü ve en gözdesi Amerika Birleşik Devletleri’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Haiastan Kampı (camphaiastan) dır. Genelde Temmuz ve Ağustos aylarında faaliyet gösteren kampa 5 yaş ve üzeri ermeni çocuk ve gençleri katılır. Katılımcılardan süre ve faaliyet alanlarına göre 395 dolardan başlayan ücretler alınır. Gruplara göre değişkenlik gösteren kamp aktivitelerinin her grup için sabit olan alanı Hai Tadh (Ermeni Davası) ismindeki bölümdür. Bu kamp kategorisinde sözde soykırım konuşulur ve bu dava için yapılması gerekenler anlatılır, kısaca kampa katılan gençler indoktrine edilir. Yaşı daha büyük gençler arasında da uzman kişiler gözetiminde tartışma ve münazaralar yaptırılır.” şeklinde konuştu.
“Kamp sona erdiğinde de katılımcı gençler artık sözde soykırıma tamamen inanmış ve birer Türk düşmanı bireyler haline gelmiştir” diyen Eğilmez, daha sonra şunları kaydetti;
“Örneğin 2011 yılında bu kampa katılan gençlerin ermeni meselesi ile ilgili görüşleri şöyle şekillenmiştir; Türkiye’den sözde soykırım tazminatı olarak hem para hem de toprak alınmalıdır. Alınacak topraklarla Ermenistan’ın denizlere açılması kolaylaşacaktır. Böylece dünyayla daha rahat entegre olacaktır. Yeni alınacak topraklara suratla ermeniler yerleşmelidir. Buradaki nüfus eksiği de diasporanın gelip yeni topraklara yerleşmesiyle giderilmelidir. Ermeni kimliği için sözde soykırım Hristiyanlıktan daha önemlidir. Sözde soykırım nedeniyle kurulan ve gelişen dernekler bizlerin Ermeniler olarak bir araya gelmemize ve Ermeni kimliğimizin korunmasına yardımcı oldular. Türkiye’den alınacak tazminatı diaspora kontrol etmelidir. Çünkü diaspora bünyesindeki ermeniler, Ermenistan da yaşayanlardan daha beceriklidir. Görüldüğü üzere diaspora gençlerini bu şekilde yetiştiriyor. Bizim de mutlaka bu tür organizasyonlara yönelmemiz lazım. Ama gençlerimizi başka bir millete karşı düşman odaklı bir konuma yönlendirmemiz gerekir. Fakat gerçekler neyse, kim neler yapıyorsa bunları da tek tek anlatmamız lazım. Biz dernek olarak, diasporanın ülkemiz aleyhine gerçekleştirdiği her türlü faaliyeti çok yakından takip etmeye ve vatandaşlarımız bilgilendirmeye devam edeceğiz.“