SAMET ÖZÜNAL(GHA) – Erzurum’da Şehit Aileleri Derneğinin ardından Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği’nden de ‘pozitif ayrımcılık’ talebi geldi. Başkan Recep Akgül, “Bizler meslek malulü olan 657’ye tabi devlet memurları ile aynı kategoride değerlendirilmek istemiyoruz.” dedi.
//AKGÜL BEKLENTİLERİNİ AÇIKLADI
Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği Erzurum Şube Başkanı Recep Akgül, hiçbir menfaat beklemeden vatan görevini seve icra ederken ordu vazife malulü olmuş er ve erbaşların beklentilerine yönelik açıklamalarda bulundu. Askerliğin; vatanını seven fiziksel ve zihinsel rahatsızlığı olmayan her Türk vatandaşının bir görevi ve aynı zamanda borcu olduğunu vurgulayan Akgül, bu görevin, kanunlara göre de mecburi bir hizmet olduğunu söyledi. Akgül, “Bizler Türk Milleti olarak ilk şıkkı benimsemiş, askerlik vatan görevimizdir, borcumuzdur diye bu ocağa davul zurna ile adım atan insanlarız. Türk askeri olarak komutanlarımızın emriyle olunması gereken yerde ve zamanda yurdun her köşesinde yer ayırmaksızın görevimizi yerine getirmekteyiz. Dolayısıyla Burada ince bir noktaya değinmek istiyoruz. Bizler 657 sayılı kanuna tabi devlet memuru gibi maaş karşılığı mesleğimizi icra eden kişiler değiliz. Örneğin polislik, itfaiyecilik, orman bekçiliği veya kütüphane memuru değiliz. Hiç şüphemiz yok ki, yukarıda saydığımız ve daha sayamadığımız çeşitli meslek gruplarına tabi arkadaşlarımızda en az bizim kadar bu vatanı sevmekte ve bu vatan için canlarını vermeye hazırdırlar, ama kendi seçtikleri mesleklerini maaş karşılığı 657’ye tabi birer devlet memuru olarak yapan profesyonel kişilerdir. Kısacası onlar kendi mesleklerini kendileri seçmişler, istedikleri anda ve zamanda istifa etme hakları vardır.” diye konuştu.
//GAZİLERİN TALEBİ
Söz konusu meslek grubunda olanların, kendi mesleklerini ifa ederken icraatları esnasında bir şekilde kalıcı sakatlığa uğrayabileceklerine dikkati çeken Akgül, buna meslek kazası ya da vazife malullüğü denilebileceğini belirterek, “Ama bizler askerlik görevimizi icra ederken eğitim, tatbikat, manevra, toplu halde intikal, nöbet esnasında, kademede, hatta mutfakta kalıcı bir sakatlığa uğradığımız zaman ordu vazife malulü oluruz. Yani mesleğimizi icra ederken değil, vatan borcumuzu yerine getirirken olan bir sakatlıktır. Kanunen düşünürsek, mecburi hizmet esnasında yaşanan bir sakatlıktır. Bu bağlamda 657 sayılı Devlet memuru kanununa tabi olarak çalışan kişilerle aynı statüde tutulmamızın, mantığa ve adalete uymayan bir düzenleme olduğunu düşünmekteyiz. Bizler tamamen ayrı statüde görev yapan insanlarız. 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 45. ve 56’ncı maddelerinin bizler lehine daha mantıklı bir şekilde yeniden düzenlenmesini istiyoruz. Burada anlatmak istediğimiz şey meslek kazası anlamına gelen vazife malullüğü ile ordu vazife malullüğünün aynı şey olmadığıdır. Aynı şey olmadığı halde Emekli Sandığı yönetmeliklerinde veya yasalarda aynı kategoriye sokulması mantıklı veya adil değildir. Bu nedenle ilgili yasada yıllardır değişiklik beklediğimizin bilinmesini istiyor, gazilerin de yapılacak olumlu düzenlemelerden istifade ettirilmesini arzu ediyoruz.” şeklinde konuştu.