Kamuoyunda ‘sicil affı’ olarak bilinen ve TBMM’de görüşülerek kabul edilen ‘Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkındaki Kanun’un yankıları sürüyor.
FIRAT DEĞERLENDİRME YAPTI
ESOB Başkanı Rasim Fırat, ‘Sicil Affı’ olarak bilinen kanunla ilgili olarak bir değerlendirmede bulundu. Kanunun, tek başına yeterli olmayacağını vurgulayan Fırat, yasada, finans kuruluşlarına borcu bulunanlara, bu borçlarını ödemeleri için 6 ay süre tanındığına dikkati çekerek, “Sorunun temelinde zaten borçların ödenememesi var. Bunun nedenleri çok daha önemli. Bankalara kredi borcu bulunanların takibe düşmüş olmalarının nedeni, nakit para sıkıntısıdır. Tüketiciye değil 6 ay, isterseniz bir yıl tanıyın, para olmadıktan sonra bu borçların ödenmesi mümkün değildir” dedi.
YASA DOĞRU ALGILANMIYOR
Yasanın, kamuoyunda yanlış algılandığına vurgu yapan Rasim Fırat, düzenlemenin, borçluyu borcundan kurtarmadığını, tam tersine borcunu ödemesi halinde sicil affı imkanı sağladığını dile getirdi.
Rasim Fırat, “Bu yasa piyasalarda kısmi bir rahatlama sağlayacaktır, ancak tek başına finans sıkıntısını çözmeyecektir. Borcu yüzünden yasal takibe düşmüş olan esnaf ya da bireyler, bu kanun sayesinde yeniden bankalardan kredi alabileceklerini düşünebilirler. Halbuki böyle bir durum yok. Takipli birinin kredi alabilmesi için önce sicilindeki problemden kurtulması gerekiyor. Bunun yolu da, ödeme yapmaktan geçiyor. İnsanlarda para olmadıktan sonra bu ödemeler nasıl yapılacak, onu çok merak ediyoruz” diye konuştu.
ESNAF AFTAN ZOK DESTEK BEKLİYOR
Söz konusu yasal düzenlemeyi yapan hükümetin, bu kanunun faydasını yükseltmek için ikinci bir adım daha atması gerektiğini vurgulayan Fırat, ETSO Başkanı Muammer Cindilli gibi, cansuyu ve hibe desteklerine işaret etti. Bir süre önce Cansuyu formülüyle imalatçı esnafın desteklendiğini hatırlatan Fırat, şöyle konuştu: “Hükümet, sadece imalat sektörünün emrine sunduğu cansuyu kredilerinin kapsamını genişletmeli ve tüm esnafın kullanmasını sağlamalıdır. Ayrıca, öncekiler gibi ortaya çeşitli şartlar koymamalı, çok daha esnek davranmalıdır. Eğer bu yönüyle bir desteklemeye gidilirse, sicil affı düzenlemesinden kazanım elde edilebilir. Öbür türlüsü kısmi rahatlama olur ki, bu da amaçlanan sonuca ulaşılmasını engeller”