ERZURUM gazetesi
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Gevaş Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şevket Alp, "soğanlı bitkiler özelikle Doğu Anadolu Bölgesindeki zengin bir biyolojik zenginlik kaynağımızdır.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Gevaş Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şevket Alp, "soğanlı bitkiler özelikle Doğu Anadolu Bölgesindeki zengin bir biyolojik zenginlik kaynağımızdır. Son yıllarda bu biyolojik zenginliliğimiz, yurt dışına çıkarılmakta ve kaçırılmakta" dedi.
ERZURUMx’DAN LALE KAÇIRMA OLAYI
Doğu Anadolu Bölgesindeki geofitler (soğanlı bitki) üzerine araştırma yapan Doç. Dr. Alp, yaptığı açıklamada, bölgenin dağlık kesimlerinin geofit bakımından zengin özelliklere sahip olduğunu söyledi.
Uzun yıllardır bu bölgedeki biyolojik zenginliklerin toplanması ve değerlendirilmesine yönelik çalışmalar yaptığını belirten Doç. Dr. Alp, şöyle konuştu: "Önceki yıllarda buradan yurt dışına kamyonlarla satılan ters lalenin, koruma altına alınması için TÜBİTAK desteğiyle başlattığımız çalışmayı yürütüyoruz. Amacımız doğal kaynak olarak görülen türün, kültüre alınarak ticari bir değer olarak bölgenin kalkınmasında kullanılabilmesidir. Bölgenin kalkınmasında sanayi şüphesiz önemli bir faktör ama bu doğal kaynaklarımızın da mutlaka aktivite edilmelidir. Aksi taktirde sadece doğal kaynağa sahip olmuş olursunuz. Son olarak Erzurum'dan alınan ters lale soğanlarının çıkarılmasını izledik. Biz bu doğal kaynağa sahip çıkmazsak, başkası gelir, o doğal kaynağı alıp yurt dışında Pazarlar ve kendi kalkınmasında kullanır. "
HOLLANDA SOĞAN TİCARETİNDEN MİLYAR DOLARLAR KAZANIYOR
Hollanda'nın soğanlı bitkiler ticaretinden yılda yaklaşık 1 milyar Dolar para kazandığını ifade eden Alp, şunları kaydetti: "Ancak baktığımızda, Hollanda hemen hemen hiç bir soğanlı bitkiye sahip değildir. Bütün ülkelerden topladığı bitkileri, bir takım melezleme ve ıslah çalışmaları ile geliştiriyor, geliştirdiği çeşitleri de dünyaya satıyor. Hollanda soğanlı bitkiler bakımından dünyanın en büyük üretici servisi ama genetik zenginliğe baktığımızda en fakir ülkesi. "
"ERZURUMDAKİ TERS LALE, RUŞ İŞGALİ SIRASINDA KEŞFEDİLDİ"-
Soğanlı bitkilerin çeşitli tedavilerde kullanıldığını vurgulayan Doç. Dr. Alp, "Bu nedenle bu soğanlı bitkiler dikkat çekicidir. Hala keşfedilmeyi bekleyen bazı özelikleri var. Bu konuda en fazla dikkat çeken bitki gruplarından biri de Türkiye'de yetişen kardelenlerdir. Çocuk felci aşısında kullanılmaktadır. Buna benzer ön plana çıkan birçok bitki var" dedi.
TERS LALE AYNI ZAMANDA ŞİFA KAYNAĞI
Bir ülkenin sadece dağıyla taşıyla değil, bitkisiyle, hayvanıyla, biyolojik özellikleriyle bir ülke olduğunu kaydeden Alp, şöyle konuştu: "Önceki yıllarda bizim de gözlemlediğimiz Polonyalı bir botanikçi vardı. Özelikle Bahçesaray ilçesine dadanmıştı. Bir takım ihbarlarımız sonucunda, askeri yetkililer bu konuda önlemler aldı. Artık bu botanikçi arkadaşımız, buralara gelemiyor. Her yabancı art niyetli değil. Bazıları buradan bitkileri söküyor, yurt dışındaki botanik bahçelerine, özel kişilerin bahçelerine veya firmalara satıyor. Ama bununla birlikte keşfetmeye öğrenmeye gelenler de var. Bu iki grubu birbirinden ayırt etmeliyiz. Yurt dışından gelen bazı gruplar buradaki endemik bitkilerin fotoğrafını çekip dünyaya tanıtıyor. "
ERZURUM ZENGİNLİĞİNİN FARKINDA DEĞİL
Bölgedeki bitki zenginliğinin halen farkedilmediğini anlatan Doç. Dr. Alp, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Erzurumdaki 'Fritillaria Michailovskyi' adlı ters lale, Ruslar'ın Doğu Anadolu'yu işgali sırasında, askerlerle birlikte gelen botanikçiler tarafından keşfedilen bir türdür. O dönem keşfettiler ve döndükleri zaman bu türlerle ilgili bilgileri de dünyaya yaydılar. Dikkat ederseniz Michailovskyi bir Rus ismi. O dönemden bugüne kadar bu bölgede yaşıyor. Ama biz bugüne kadar o bitki ile ilgili sorumluluklarımızı yerine getirmedik. Bununla ilgili bir öz eleştiri yapmalıyız. Bu konuda üstümüze düşeni yapmadığımız bir gerçek. Şu anda dünya piyasalarında bir ters lale geziyor ve bu endemik tür sadece Türkiye'de yetişiyor. Bizim de daha çok çalışmamız ve doğamıza sahip çıkmamız gerekiyor. "