BEKİR DEVE/ GHA
Demiryolu ulaşımıyla 1939 yılında tanışan Erzurum’un, ülkenin batısı ile doğusunu birleştiren demiryolu hattı için geçmişte de umutlar beslediği, ancak her seferinde ayrı bir hayal kırıklığı yaşadığı öğrenildi. Osmanlı’da 1800’lü yıllardan itibaren başlayan demiryolu ağı örme çalışmalarının, çeşitli dönemlerde Erzurum’u da içine alan atılımlara sahne olduğu belirtilirken, Erzurum’a demiryolunu ulaştırmak için hazırlanan 5 ayrı projenin de hüsranla sonuçlandığı bildirildi.
TEMİZGÜNEY ERZURUM’UN DEMİRYOLU TARİHİNİ ARAŞTIRDI
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Elemanı Arş. Gör. Firdevs, Temizgüney, Erzurum’un, demiryoluna kavuşabilmek için tam 83 yıl beklediğini söyledi. Erzurum’u da içine alan ve ülkenin doğusuyla batısını birleştirecek demiryolu hattı için 5 ayrı proje hazırlandığını, ancak çeşitli nedenlerle bu projelerin hayata geçirilemediğini anlatan Temizgüney, “1856 yılında başlayan proje üretme çalışmaları maalesef hep sonuçsuz kalmış ve Erzurum’un demiryolu rüyası ancak 1939 yılında gerçek olmuştur. Erzurum’a demiryolu hattının yapılması, ülkeye sadece ulaşım anlamında değil, askeri, siyasi, ekonomi, sosyal ve kültürel anlamda da büyük kazanımlar sağlamıştır” dedi.
TÜM DEMİRYOLU PROJELERİNİN SONU HAYAL KIRIKLIĞI OLDU
Arş. Gör. Temizgüney, 1856 yılında İzmir-Aydın hattı için hazırlanan projenin ardından, Amasya, Samsun ve Sivas’a kadar uzanan yeni bir hat tasarlandığını ve bu hattın Erzurum’a kadar ulaşmasının planlandığını kaydederek, söz konusu projenin Erzurum’u da ilgilendiren ilk demiryolu ulaşım projesi olduğunu aktardı. Projeyi hazırlayan şirketin işe bir türlü başlayamaması nedeniyle proje kapsamında bulunan iller gibi Erzurum’un da hayal kırıklığına uğradığını ifade eden Temizgüney, bu girişimin ardından kısa bir süre sonra Pressel Projesi adıyla ikinci bir çalışma başlatıldığını, ancak mühendisi Alman olan bu girişimin de sonuçsuz kaldığını dile getirdi.
HASAN FEHMİ PROJESİ
Erzurum’a demiryolunu ulaştıracak üçüncü projenin Hasan Fehmi Paşa Projesi olduğunu anlatan Temizgüney, Konya-Erzurum demiryolu bağlantısını sağlayacak olan bu çalışmanın da hayata geçirilemediğini söyledi. 1890 yılında Mehmet Necip Paşa tarafından ortaya atılan İstanbul-Bağdat demiryolu projesine yine Erzurum’un da dahil edildiğini bildiren Temizgüney, “Maalesef bu projede sonuçsuz kalmış ve Erzurum, ülkenin batısıyla bağlantısını gerçekleştirecek olan demiryolu hattı için neredeyse 40 yıl içinde 4 ayrı hüsran yaşamıştır” diye konuştu.
ATATÜRK’ÜN DOĞU DEMİRYOLU PROJESİ YAKLAŞIMI
Erzurum için sonu hayal kırıklığıyla sonuçlanacak olan 5’inci projenin, 2. Meşrutiyet’in ardından Erzurum Mebusu olan Pastırmacıyan tarafından hazırlandığının öne sürüldüğünü hatırlatan Temizgüney, “Pastırmacıyan, o dönemde Doğu’ya doğru demiryolu yapımını öngören Chester Projesi’nin kendisine ait olduğunu iddia etmiş ve bunun tartışmaları uzunca bir süre devam etmiştir. Bu tartışmalar nedeniyle hazırlanan son projede hayata geçirilememiş ve Erzurum 1900’lü yıllara demiryolu hattından mahrum olarak girmiştir” dedi.
Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında, bölgede demiryoluna duyulan büyük ihtiyacın bir kez daha anlaşıldığını vurgulayan Temizgüney, 1924 yılında Sonbahar Gezisi’ne çıkan M. Kemal Atatürk’ün, demiryolu ulaşımının Erzurum ve bölge için taşıdığı önemi, yine Erzurum’da yaptığı bir konuşmayla dile getirdiğini söyledi.
ATATÜRK’ÜN ERZURUM KONUŞMASI
Temizgüney, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Erzurum’da yaptığı konuşmayı ise şöyle aktardı: “Bugün Erzurum’a gelirken ayrı ayrı bölgelerden geçtim. Memleketin doğusu ile batısı ve merkezi arasındaki bağlantı, Cumhuriyet idaresinin kafi göremeyeceği derecededir. Bunun için Doğu’yu diğer vatan parçalarına bağlayacak olan demiryolunun buraya kadar uzatılmasını, Türkiye Cumhuriyeti ve geleceğimiz için hayati öneme sahip bir mesele sayıyorum”
ERZURUM DEMİRYOLU PROJESİ, İLMİN TABİATLA SAVAŞI
Ülkenin batısı ile doğusu arasındaki mesafeyi kısaltacak olan demiryolu projesine, Ankara-Sivas hattıyla başlandığını söyleyen Temizgüney, 1930 yılında tamamlanan bu proje için; “Sivas-Erzurum hattı da yapılmalıydı. Çünkü Türkiye’nin belkemiğinden mahrum yaşamasına imkan yoktu” diyerek, Bakanlar Kurulu’nun 12 Haziran 1933 yılında aldığı kararla, Erzurum demiryolu hattı projesinin ihaleye açıldığını kaydetti.
İHALEYİ MÜHÜRDARZADE KAZANDI
Demiryolu bağlantısı ihalesinin, Mühürdarzade Nuri Bey ve Ortakları’na ait Simeryol isimli şirketine verildiğini ve çalışmalara hemen başlandığını belirten Temizgüney, “Erzurum Demiryolu Hattı’nın yapım süreci, tarihe, ilmin ve fennin tabiatla yaptığı savaş olarak geçmiştir. Çünkü hattın geçeceği bölgenin çok sarp, çetin boğaz ve geçitlerden oluşması, işin yürütülmesinde büyük zorluklarla karşılaşılmasına sebep olmuştur. Bunun yanında çetin iklim şartlarıyla da mücadele edilmiştir. Hattın geçeceği güzergahın dar ve sarp boğazlar, vadiler, çok dönemeçli ve dik yamaçlar, geçitler ve çetin dağlardan oluşması, ayrıca Fırat ve Karasu’nun coşkun akan suları nedeniyle proje tam 26 parçaya ayrılmıştır” şeklinde konuştu.
75 GÜNLÜK YOL 3 GÜNE İNDİRİLDİ
1933 yılının Haziran ayında yapımına başlanan Erzurum Demiryolu Hattı’nın, ancak 6 yıl sonra, 20 Ekim 1939 yılında Erzurum’a ulaştırılabildiğini anlatan Ar. Gör. Firdevs Temizgüney, “Erzurum’a demiryolu bağlantısının sağlanması sadece bir ulaşım zaferi değildir. Bu projenin tamamlanması, askeri, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel bir zaferdir, galibiyettir” dedi.
ERZURUM İÇİN TARİHİ GÜN
Erzurum İstasyon Binası’nın açılışının yapıldığı gün, aynı zamanda Müfettişlik Binası, Vali Konağı, Halkevleri Binası, Hastane, Çocuk Doğum ve Bakımevi ile Hava Kurumu hizmet binalarının da açılışının yapıldığına dikkati çeken Temizgüney, bu günün, Erzurum’un dirilmeye başladığı gün olarak tarihe geçtiğini ifade etti.
Erzurum Demiryolu Hattı’nın, daha önce yürüyerek 75 günlük mesafe olan İstanbul’la bağlantısını 3 güne indirdiğini anlatan Temizgüney, demiryolu hattının Erzurum’a sağladığı diğer kazanımları da aktardı.
ERZURUM’A DEMİRYOLUNUN GELMESİ, MİLLİ, SOSYAL VE İKTİSADİ BİR ZAFER OLMUŞTUR
Arş. Gör. Firdevs Temizgüney, şöyle konuştu: “Demiryolu her şeyden önce Erzurum için bir mektep vazifesi gördü. Hattın inşa edildiği sahalarda yaşayan ve o zamana kadar sanat ve meslek bilmeyen binlerce insan ustaların eli altında kendilerine bol kazançlı meslekler edindi. Taşçılık, marangozluk ve demircilik bunlardan bazılarıdır. Toprakların ekilerek elde edilen mahsulün piyasaya sürülmesinin yanında, maden kaynaklarının işletilmesine de imkan sağlandı. Bu sayede fabrikalar kuruldu, insanlar işe kavuştu. Milli, sosyal ve iktisadi bir bütünlük sağlandı. Vatanın birçok iliyle bağlantılar kuruldu, ticari anlaşmalar yapıldı. Bölgede üretilen ürünler iç pazarlarda dağıtılmaya başlandı. Erzurum’daki öğrenciler diğer şehirlerdeki üniversitele gidebilme imkanı buldular. Bunun yanında Erzurum’a da öğretmen akını başladı. Kısacası demiryolu, milli, sosyal, iktisadi bütünlüğü sağlamış, geri kalmışlıkla verilen en büyük mücadele olmuştur”
“DEMİRYOLU ÖNCEDEN YAPILSAYDI, SARIKAMIŞ FELAKETİ YAŞANMAZDI”
Erzurum Demiryolu Hattı’nın siyasi bakımdan da Erzurum’a ve bölgeye önemli bir misyon yüklediğine işaret eden Temizgüney, bu hattın yapılmasıyla ilgili olarak dönemin ünlü gazeteci ve yazarlarından olan Cihat Baban’ın yaptığı çok önemli tespitlerin hafızalardaki yerini halen daha koruduğunu ifade etti.
Baban’ın, Erzurum Demiryolu Hattı Projesi için “keşke yıllar önce yapılmış olsaydı” ifadesini kullandığını kaydeden Temizgüney, ünlü gazetecinin bu konuda şöyle dediğini belirtti: “Şimendifer hattı, Anayurdu Erzurum merkezine daha önce bağlamış olsaydı, Sarıkamış Felaketi’ni yaşamayacaktık. Bu felaketin bedeli, 90 bin Türk evladının donarak ölmesi olmayacaktı. Bu hat çok önceden yapılmış olsaydı, şarkın bahadır kenti olan Erzurum, 4 defa düşman istilasına uğramazdı. Tren Erzurum’a gidebilmiş olsaydı, cephelerde kahramanca savaşan evlatlarımıza gıda gönderebilir, onları açlığa mahkum bırakmazdık”