AHMET AKBUĞA
ERZURUM (İHA) - Türkiye'de ve dünyada tırmandığı yüzlerce zirvenin, yeni tırmanış rotalarının ve ilk kış çıkışlarının yanı sıra, 2001 ve 2007'de Everest'e iki kez çıkan ve bunu yapan ilk Türk dağcılarından biri olan Tunç Fındık, “Millet aya biz yaya. Dağcılık çılgınlık yada delilik değil elit bir spordur.” dedi.
Dağcılığın insana enerji veren, vizyonunu açan, iyi dostluklar kazandıran, çok asil ve güzel bir spor olduğunu ifade eden ve bu sporu Türkiye’de insanlara sevdirmeyi amaçladıklarını kaydeden Milli Dağcı Tunç Fındık, “Dağcılıkla ilk kez üniversite yıllarımda tanıştım. Ancak küçüklüğümden beri doğada olmayı, kamp ve yürüyüşü çok severdim. Üniversite yıllarımda ve ardından, 1997 senesine dek Türkiye Dağcılık Federasyonu bünyesinde çalıştım ve “Yüksek İrtifa Dağcılık Takımı”nın üyesi olarak, Türkiye’yi yurtdışındaki yüksek dağlarda temsil etmiştim. Daha sonradan bu takımda olmasam da, 8000 metrelik tırmanışlarımda bu devam etti. Artık Türkiye’de en çok 8000’lik dağa çıkan ilk Türk olarak ülkemizi temsil ediyordum.” dedi.
TÜRKİYE VE DAĞCILIK
Türkiye’de teknik tırmanışı bilen çok az sayıda dağcı olduğunu ancak tezat olarak lisanslı dağcı sayısının da oldukça fazla olduğunu belirten Tunç Fındık, “Dağcılık doğayla mücadele değildir, insanın doğaya uyum sağlamayı öğrenerek kendi zihniyle mücadele vermesidir. İnsanın kendi sınırlarını zorlu bir ortamda sınamasıdır. Dağcılık, özellikle ekstrem uçlarda yapılan zor tırmanışlar ve yüksek dağ çıkışları, oldukça büyük risk içerirler; tırmanıcının gerçek riski ve kendi sınırlarını doğru değerlendirmesi gerekir. Risk ve tehlike, dolayısıyla sürpriz ve bilinmeyen, dağcılığın ayrılmaz unsurlarıdır. Bunlar olmasaydı dağcılık tenis, futbol, basketbol veya golf gibi sıradan sporlardan biri olurdu. Bu niteliklerinden dolayı dağcılık ve tırmanış insanın her şeyiyle müdahil olmasını gerektirir; zihin, beden ve düşünce olarak. Sonuçta yaşamınızı doğrudan ilgilendiren kararlar alırken akıllıca ve gerçekçi davranmanız, riski doğru değerlendirmeniz, kendinizi ve dağı çok iyi tanımanız lazımdır. Kısaca, dağcılık sadece kaba kuvvetle yapılacak bir spor değildir, hesap kitap ve zihinsel derinlik de gerektiren elit bir spordur. Dağcılık çok asil ve güzel bir spor, akıllı ve zeki insan işi. Kadın erkek, genç yaşlı herkes doğaya çıkabilir, dağlara gidebilir. Dağcılık insana enerji veren, vizyonunu açan, iyi dostluklar kazandıran bir spor. Adım adım gelişerek, tecrübe kazanarak, keyif alarak yapılırsa dağcılık ve tırmanış dünyanın en güzel sporu olur. Dağcılık izleyicisi sınırlı, kişiden her şeyiyle tam katılım gerektiren ve konforsuzluğu zevk edinmiş bir spor olduğu için herkese hitap etmez ancak onu seven kişiye kattıkları çok fazladır. Özellikle genç bireylerin dağlar ve dağcılıktan öğrenebilecekleri çok deneyim vardır.” diye konuştu.
Erzurum’un Uzundere ilçesinde Cumartesi günü buz tırmanışı yapacaklarını da ifade eden Fındık, “Bu etkinliğe benimle birlikte, Doğan Palut’un yanı sıra Everest’e çıkan ilk Türk kadın dağcı Eylem Elif Maviş Koç ve 15 dağcı arkadaşımız katılacak. Türkiye’nin donmuş en yüksek şelalesine tırmanış yapılacak.” diye konuştu.
Dağcı Tunç Fındık, Erzurum’un kaya ve buz tırmanışları için bulunmaz bir potansiyele sahip olduğunu ifade ederek amaçlarının dağcılık sporunu insanlara sevdirmek ve yaygınlaştırmak olduğunu söyledi.