ERZURUM (İHA) - Atatürk Üniversitesi (AÜ) İktisadi idari Bilimler Fakültesi Öğretimi üyesi Doç. Dr. Kerem Karabulut Ermenistan sınır kapılarının açılması konusunda halka yönelik yapılan saha araştırmalarında ise kapıların açılmaması yönündeki düşüncelerin yoğun olduğunun görüldüğünü ifade etti Karabulut ''Doğu Anadolu'nun en büyük kenti olan Erzurum ilinde yapılan 4 bin 200 kişiye yönelik ankete dayalı bir çalışmada Ermenistan sınır kapısı açılmalı mı? sorusuna yüzde 79 hayır, yüzde 13 evet ve, yüzde 8 fark etmez şeklinde cevaplar verilmiştir. '' dedi.
''TÜRKİYE ERMENİSTAN SINIR KAPILARI SORUNSALI''
Karabulut,''Türkiye Ermenistan Sınır Kapıları Sorunsalı'' konulu araştırmasında sınır kapısına yakın kentlerdeki işletme sahiplerinin büyük çoğunluğunun, Türkiye Ermenistan sınır kapısının açılmasını istediğini, halkın büyük çoğunluğunun ise kapıların açılmaması yönünde fikir beyan ettiğini ifade etti.
Karabulut, Iğdır ve Kars illerinde 725 kişiye yaptıkları anket sonuçlarının çarpıcı sonuçlar ortaya koyduğunu ifade etti.
ANKET SONUÇLARI
Anketlerin yüzde 50.3'ünün bölümünün Iğdır, yüzde 49.7'inin ise Kars ilinde yapıldığını belirten Karabulut, ''Anket yapılan firmaların büyük bir çoğunluğunu yüzde 85.79'unu şahıs işletmeleri oluşturmaktadır. Bu durum illerdeki işletmelerin geleneksel aile işletmeleri olduğunu göstermektedir. Katılımcıların büyük çoğunluğu yüzde 94'ü erkeklerden oluşmaktadır. Erkek katılımcıların yüksek olmasının temel nedeninin, bu illerdeki sosyo-kültürel yapıya bağlı olarak ticaret ile uğraşan kadın girişimci sayısının az olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Katılımcıların yaklaşık yüzde 34'ü 35-44 yaş aralığındaki kişilerden oluşmaktadır. Eğitim düzeyi açısından yaklaşık yüzde 42 oranında lise mezunlarının birinci sırada olduğu görülmüştür''
İllerdeki işletmelerin yaklaşık yüzde 84'ü kişi sayısı itibarıyla en fazla beş kişi çalıştırdığını belirten Karabulut, ''Bu durum illerdeki işletmelerin geleneksel küçük aile işletmeleri olmalarının sonucudur. Katılımcı işletmelerin yaklaşık yüzde 13.5'i Iğdır ilindeki işletmelerin yüzde 20,27'si Kars ilindeki işletmelerin ise yüzde 6,44'ü Ermenistan dışındaki komşu ülkelerle ticaret yaptıklarını ifade etmişlerdir. Iğdır ilinde dış ticaret yapanların oranının daha yüksek olması, bu ilin Nahcivan ve İran'a komşu olması ile açıklanabilir. Dış ticaret yapanların tekstil yüzde 25.2 ve gıda 20.3 ürünlerinde yoğunlaştığı görülmüştür. Bu durum, iller ve bölgedeki sanayi ve yatırım ürünleri üretimi yokluğunun doğal bir sonucudur. Ayrıca, özellikle komşu ülkelere yönelik ticarette de tekstil ve gıda ürünlerinin öncelikli olması da bu durumun sebeplerinden bir tanesidir''
''SINIR KAPISI SORUNU SİYASİ, TARİHİ VE KARABAĞ SORUNUYLA İLİŞKİLİDİR''
Karabulut, ticari faaliyet de karşılaşılan temel sorunların birinci derecede devlet teşviklerinin yetersizliği, ikinci derecede çok sayıda aynı işle uğraşan olması nedeniyle aşırı rekabet ve kar düşüklüğü, üçüncü derecede ise pazar yetersizliği olduğunu kaydetti.
Karabulut, ankette sınır kapılarının şimdiye kadar açılmama nedenlerini önem sırasına göre tespit ettiklerini belirterek, ''Siyasi nedenler, tarihi nedenler, Karabağ sorunu ve ekonomik nedenler şeklinde sıralamışlardır. Siyasi, tarihi ve Karabağ sorunu gibi nedenler Ermenistan'ın Türkiye ve Azerbaycan'a karşı yürüttüğü politikaların bir yansıması olarak Ermenistan sınır kapısının açılamamasındaki en önemli üç gerekçedir. Ermenistan sınır kapılarını Türkiye'nin bugüne kadar açmamasında ekonomik nedenlerin son sırada yer alması sınır kapısı sorunun ekonomi dışı gerekçelerle incelenmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Ayrıca Ermenistan pazarının önemli bir pazar olmamasının da etkili olabileceği düşünülebilir'' dedi.
ÖNCE KARABAĞ
Kapıların açılması yönündeki sorunun çarpıcı sonuçlar oluşturduğunu belirten Karabulut, ''Türkiye'nin iyi niyet çabaları doğrultusunda, Ermenistan'ında Türkiye ve Azerbaycan'a karşı beklentilere cevap vermesi durumunda, kapının açılmasını ister misiniz? sorusuna Iğdır yüzde 75, Kars'ta ise yüzde 68 oranında evet cevabı verilmiştir. Bu durum bölge ticaret erbabının devletin iyi niyet adımlarına desteğini Azerbaycan şartına bağlı olarak vurguladığını ifade etmektedir'' diye konuştu
Ticaretle uğraşanların Ermenistan ile 40-150 milyon dolar civarında olabileceği tahmin edilen dış ticaret hacminden en büyük payın Iğdır ve Kars illerine geleceği düşüncesi sınır kapılarının açılma istekliliğini artırabildiğine dikkat çeken Karabulut, şu ifadeleri kullandı:
''Diğer taraftan, bölgedeki ticari durgunluğun aşılmasına olumlu katkı yapabileceği beklentisinin de bu iyi niyetli yaklaşımda etkili olduğu düşünülebilir. Sınır kapısı sorunu ekonomik gerekçelerden çok siyasi, tarihi ve Karabağ sorunuyla ilişkilidir. Bu nedenle ticaretle uğraşanların sınır kapısı sorununa sadece iktisadi açıdan baktıkları unutulmamalıdır. Ermenistan işletmeleriyle AB hibe programı çerçevesinde ortaklık kurmak istemeyenlerin temel gerekçeleri; Ermenistan işletmelerine güvenmeme, yasal ve hukuki uyuşma konusundaki endişeler ve kişisel siyasi bakış şeklindedir. Ermenistan Devletinin yanlış politikalarının doğal sonucu olarak bu ülke ticari işletmelerine güven duyulmadığı anlaşılmıştır.''
ERZURUM’DAN HAYIR ÇIKTI
Karabulut, Ermenistan sınır kapılarının açılması konusunda halka yönelik yapılan saha araştırmalarında ise kapıların açılmaması yönündeki düşüncelerin yoğun olduğunun görüldüğünü ifade etti Karabulut şöyle devam etti: ''Doğu Anadolu'nun en büyük kenti olan Erzurum ilinde yapılan 4 bin 200 kişiye yönelik ankete dayalı bir çalışmada Ermenistan sınır kapısı açılmalı mı? sorusuna yüzde 79 hayır, yüzde 13 evet ve, yüzde 8 fark etmez şeklinde cevaplar verilmiştir. Sınır kapılarının açılması durumunda ekonomi dışında neler kazanılıp neler kaybedileceği konusunda ayrıntılı bilgisi olmayan ticaret adamlarına sınır kapılarının açılması yönündeki istekliliği artırma yönündeki çalışma ve propagandaların da etkili olduğu söylenebilir. Çünkü, Türkiye'nin devlet politikasının aksine bazı kişi ve kuruluşların rant elde etme ya da bilinçsizce sınır kapılarının açılması yönünde lobi çalışmaları yaptığı bilinmektedir. Ticaret yapanların kapıların açılması konusundaki istekliliği ekonomik kazanım elde edecekleri beklentisiyle daha yüksek, halkın ise sınır kapılarının açılmasındaki istekliliği ekonomi dışındaki tarihi, siyasi ve ulusal politikalara bağlı olarak oldukça düşüktür''
Türkiye ile Ermenistan arasında tarihin belli dönemlerindeki sıkı bağlılığa rağmen, süreç içerisinde yaşanan gelişmelere bağlı olarak düşmanlık derecesinde bir ilişki kopukluğu yaşandığını anımsatan Karabulut, '' 1915'te savaş koşullarında yaşanan karşılıklı çatışmalardan sonra ilişkiler bozulmuş ve bir daha düzeltilememiştir. 1991 yılında Ermenistan'ın bağımsızlığını kazanmasıyla tekrar sosyo-ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi olanağı doğmasına rağmen, Ermenistan'ın toprak ve tazminat talebi, soykırım iddiası, ve Azerbaycan topraklarını işgal etmesi gibi gelişmeler bu fırsatı vermemiştir. Bu doğrultuda, sınır kapıları açılamamış ve ticari ilişkiler gelişmemiştir. Ermenistan'la ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi Türkiye'den çok Ermenistan için önem arzetmektedir. Çünkü Türkiye Ermenistan için dünyaya açılma yolu konumundadır. Oysa Türkiye için Ermenistan pazarı dikkate alınmayacak kadar küçük bir pazardır. Yaşanan gelişmeler göstermektedir ki, gelecek uzun yıllarda bu iki ülkenin sosyo-ekonomik ilişkilerinin gelişmesi olanaklı gözükmemektedir. Çünkü, Ermenistan hem Azerbaycan'ın topraklarının yüzde 20'nin işgal altında tutmaktadır hem de Türkiye'den toprak talebi, soykırım iddiası ve tazminat gibi talepleri bulunmaktadır. Sorunlar halledilmeden kapıların açılması, Ermenistan'ın yanlış politikalarında ısrar etmesi için cesaretlenmesine sebep olacaktır.''
''ERMENİSTAN TÜRKİYE'YE MUHTAÇ KONUMDADIR''
Türkiye'nin Ermenistan konusunda atacağı adımların önemine değinen Karabulut, şöyle devam etti: ''Şimdiye kadar olduğu gibi hem kendi menfaatlerini koruyucu hem de Azerbaycan'ı incitmeyecek özellikte olma zorunluluğundadır. Ermenistan sınır kapıları, siyasi, tarihi, Karabağ sorunu ve ekonomik nedenlere bağlı olarak kapatılmak zorunda kalınıldığı için yapılan programlar ve çalışmalar hep çok yönlü olmalıdır. Ermenistan'ın Türkiye’ye yönelik asılsız iddiaları ve Azerbaycan topraklarını işgali devam ettiği sürece sınır kapıları açılmamalıdır. Ancak Ermenistan bunlardan vazgeçerse sınır kapıları açılabilir ve sınırların açılmasıyla nitelikli sanayi bölge modelleri uygulanabilir. Sınır kapılarının açılması Ermenistan'a büyük faydalar sağlar. Böyle bir ortamın oluşması durumunda Türkiye ve Azerbaycan'da ABD'ye kotasız ve gümrüksüz mal ihracat yapma olanağı sunan, örnekleri ABD-İsrail-Ürdün ve ABD-İsrail- Mısır arasında yaşanan nitelikli sanayi bölgeleri modelinin ABD-Ermenistan-Türkiye-Azerbaycan arasında işletilmesi modeli üzerinde çalışmalıdırlar. Ermenistan coğrafi konum ve ekonomik özellikler itibarıyla Türkiye'ye muhtaç konumdadır. Bu nedenle Türkiye ilk adımları atarak Ermenileri cesaretlendirecek faaliyetlerden kaçınmalıdır. Türkiye'nin sınır kapılarını açması Karabağ sorunun çözümünü daha da zorlaştırabilir''
Ermenistan pazarının Türkiye için çok önemsiz bir pazar olduğunu belirten Karabulut, ''Bu nedenle, ekonomik kazanım için çok daha güçlü ve büyük pazarlar olan İran, Irak, Suriye, Azerbaycan ve diğer komşu ülkelere yönelik çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır. Sınır kapıları konusunda Türkiye'deki her etnik grubu doğru bilinçlendirecek çalışma ve uygulamalar yapılmalıdır. Çünkü Türkiye'deki bazı etnik grupların kapıların açılması yönünde bilinçsizce ya da kasti olarak devlet menfaatlerine zarar verecek şekilde çalışmalar yaptıkları bilinmektedir. Yine Türkiye'de yaşayan Ermeni kökenli Türk vatandaşlarına da sorunun Ermenilik ya da dinle ilgili değil, diasporanın yaptığı yanlışlıklarla ilgili olduğu uygun kanallarla izah edilerek onların da her Türk vatandaşı gibi birinci sınıf vatandaş oldukları benimsetilmelidir. Sınır kapılarının kapalı olması, diğer sorunların çözümüne hizmet eder''
Karabulut, Ermenistan sınır kapısının açılmasıyla tarihi, siyasi sorunlar ile Karabağ sorununun çözülemez duruma geleceğini savundu.