Kentte bulunan Atatürk Üniversitesi’nin Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden biri olduğunu kaydeden Kavaz, kurulacak olan Teknik Üniversitesi ile Erzurum’un bölgenin en büyük eğitim merkezi hüviyetini daha da pekiştireceğini belirtti.
Bir toplumun gelişmişlik düzeyinin temel göstergelerinden birisinin eğitim kurumlarının istenen seviyede ve düzeyde olmasıyla ölçüldüğünü ifade eden AK Parti Milletvekili Kavaz, gelişen ülkelerde eğitim kurumlarının, nüfusa bağlı olarak sürekli artış gösterdiğini dile getirdi.
//ÜNİVERSİTELEŞME SÜRECİ
Türkiye’deki toplam 102 devlet üniversitesinden 53’ünün 70 yılda kurulduğunu vurgulayan Kavaz, hükümetleri döneminde ise sadece 7 yılda 49 üniversitenin faaliyete geçtiğini hatırlattı. 52 tane vakıf üniversitesinden 23’ünün 1984 - 2002 yılları arasında kurulduğunu kaydeden Kavaz, iktidarları döneminde ise 29 tane vakıf üniversitesinin öğretime açıldığını söyledi. Kavaz, “Böylece, 1933 - 2002 yılları arasında 53 devlet, 23 vakıf olmak üzere toplam 76 üniversite bulunurken, 7 yıllık dönemde 49 devlet, 29 vakıf olmak üzere toplam 78 üniversite kurulmuştur. Bu yıllar içerisinde üniversite sayıları arttığı gibi yükseköğretim gören öğrenci sayılarında da önemli artışlar oldu. Örneğin, 1997 - 1998 öğretim yılında yükseköğretimde okullaşma oranı yüzde 19,52 iken bu oran 2008- 2009 öğretim yılında yüzde 44,27’ye yükseldi. Bu oranlara baktığımızda yükseköğretim çağındaki nüfusun yükseköğretim görme imkanının arttığını rahatlıkla söyleyebiliriz” diye konuştu.
Hükümetleri döneminde eğitimin her tür ve düzeyinde önemli yatırımlar yapıldığının altını çizen Kavaz, “Derslik sayılarının yanında çağdaş okul bina ve donanımlarının yapılması, bu konudaki önceliklerimiz oldu. Genel bütçeden eğitime ayrılan pay yıllar itibariyle azımsanmayacak ölçüde arttı. Ülkemizde yükseköğretim açısından gurur verici tabloların oluşmasında, günümüz rekabet ortamının gerektirdiği donanımlı insan gücünün yetiştirilmesinde, devlet ve vakıf üniversiteleri birlikte büyük bir güç oluşturacaktır. Ayrıca yeni açılacak olan bu üniversiteler, yükseköğretime önemli katkıları olacağı gibi, kuruldukları iller açısından da faydalı olacak.Bu doğrultuda büyük bir memnuniyetle belirtmek isterim ki ikinci üniversite kent için çok yerinde ve isabetli bir karardır” dedi.
//KÜRESELLEŞME VE YÜKSEK ÖĞRETİM
Coğrafi sınırların öneminin azaldığı, devletçiliğin yerini serbest piyasa ekonomisine bıraktığı bir dönemin yaşandığını vurgulayan Kavaz, şöyle konuştu: “Küreselleşen dünyada yükseköğretim sistemi, eğitim - öğretim, araştırma - geliştirme ve toplum hizmetleriyle ülke ekonomisinin itici gücü ve uluslararası rekabeti belirleyen başlıca unsurlardan biri oldu. Hatta üniversiteler, bugün insanlığın ulaşmış olduğu seviye itibariyle, bilgi ekonomisinin beyni niteliğine sahip bilgi fabrikası konumunda. Bugün modern dünyada, kalkınmışlığın tek ölçüsü ekonomik güç değildir. Ekonomiye dayalı sanayi gücünün ötesinde eğitime dayalı yetişmiş insan gücü daha önemli hale gelmektedir. Bir ülke için en önemli yatırım, doğrudan insana yönelik olanlardır. Zira genç nüfusu eğitmek için yapılan harcamalar, o ülkenin geleceğini kurmak ve yükseltmek bakımından daha önemlidir