Son dönemin reyting rekortmeni Çukur dizisine Erzurum’da hayranlarının ilgisi bina duvarlarına yansıdı. Erzurumlu Çukur hayranları mahallelerin duvarlarını Çukurdan alıntıladıkları sözlerle doldurdu. Bazıları ise evlerini yeniden boyatarak Çukur logoları ve reklam panoları şeklinde dış görünüşlerini yeniden dizayn etti.
ÖZBEN’İN DEĞERLENDİRMESİ
Çukurun seyirciyle kurmuş olduğu ilişkinin olağan üstü olduğunu ve Türkiye’nin her yerinde çığ gibi büyümeye devam ettiğini belirten Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mevlüt Özben, “Dünyada da örnekleri var bu gibi durumların. Bizim kendi toplumsal yapımızın içerisinde çıkan bir yapı. Çukur bir sığınak aslında bir yuva buranın en önemli özelliği bu sığınağın dışarıya karşı korunması bu bakımdan diyebiliriz ki böyle sıkı sıkıya kenetlenmiş bir yapı var. Tabi bu yapının dışarıya karşı bir ‘’biz’’ imgesini bir ‘’biz’’ profilini oluşturduğunu görebiliyoruz. Dizinin ötekileri var bu ötekiler iyiliği değil kötülüğü temsil ediyor ‘’biz’’ iyiliği temsil ediyor yani Çukur iyiliği temsil ediyor. Çukur kendi yasaları olan kuralları olan bir yer bu boyutu eleştiriye tabi tutulabilir ama seyirciyle kurmuş olduğu ilişki olağan üstü yani arkamızda ki duvar yazılarından da görüyorsunuz burası Erzurum yani Erzurum’da bu dizinin yansımaları net bir şekilde tüm Türkiye’de olmak üzere görülüyor. Bu bakımdan dizinin duvar yazılarının ayrı bir önemi var eskiden sol geleneğinin daha fazla anarşizmle özdeşleşen hale gelmiş bu duvar yazılarının daha alt kategoride yaşayan muhafazakar ya da geleneksel toplumda yaşayanlarında burada bir farkındalık çıkardığını gördük yani eskiden sola aitmiş gibi görülen örnek olarak mizah gibi unsurlarında bu duvar yazıları tarafından da net bir şekilde sahiplendiğini görüyoruz’’ şeklinde konuştu
GENÇLERİN ALGISI
Seyircilerin hep kötü alışkanlıkları değil iyilik kırıntıları aldığını ve yaşam koşullarının zorluğunun isyanına karşın pazarlandığı çok önemli bir sosyolojik bir içerik olduğunu ifade eden Prof. Özben ‘’Bizim daha dikkatli olmamız gereken yerler şunlar aslında bizim gençlerimiz bu diziyi nasıl örnek görüyor? Benim biraz çekingenliklerim var. Ama izleyicilerimizin burada kendilerine almış oldukları elbette iyilik kırıntıları da var, yani bir duruşta var, iyilerin kazanmasına yönelik bir arzuda var. Bizim için Deli Yürekle başlayan Kurtlar Vadisi ve Adanalıyla devam eden bir damar vardı aslında Çukur bu damarı devam ettiriyor. Aslında bir melez yapım her şeyinde bir melezlik görülebiliyor işte Rap ile Türkünün karışımından bir müzik anlayışından da o melezliği net bir şekilde görebiliyoruz. Bu melezlik aslında bir arayıştan çıkan bir şey bugünün dünyasında gelinen noktalardan birisi aslında bu bakımdan dizinin etkilerinin sanıldığından fazla olduğunu gençler üzerinde özellikle bir hesap kesme kültürünü hesabı kendi kurallarına göre kesme kültürünün ön plana çıkmasının ben çok iyi olmadığını düşünüyorum. Belli başlı şeyler var mesela işte ‘’ otizmin yanındayız ’’ bu Türkiye’de olağanüstü etki oluşturdu. Böylesine sosyal bir konuyu ortaya çıkarttı ama diğer taraftan baktığımızda bizim tek sorunumuz otizm değil kadına şiddet ve kadın konusu da var mesela ben Çukur yapımcılarından beklerdim ki birde kadına şiddet konusunda bir duvar yazısıyla ters yüz etsinler. Ama bu pek mümkün olmuyor nedeni dizi de de kadın karakterler pasif erkek karakter çok güçlü aileyi ve toplumun vicdanını temsil ediyor. Kadın sevgisi uğruna fedakarlık yapmak zorunda kalan tipleri temsil ediyor. Bu bakımdan da bazı noktalarda eleştirilebilir. Ama yaşam koşullarının zorluğunun isyanına karşın pazarlandığı çok önemli bir sosyolojik bir içerik yakalamış yapımcılar.‘’ dedi.