CANER EFE GHA) - Hayvancılığın vazgeçilmezlerinden olan yaylaların, aynı zamanda tarihi gelenekleri günümüze ulaştıran önemli bir miras olduğu bildirildi. Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Konukçu, Erzurum’un dört bir yanını çeviren dağlar gibi, yaylalarının da tarihsel bir öneme sahip olduğunu söyledi. Konukçu, Palandöken, Şigveler, Kargapazarı ve Dumlu gibi isimleri taşıyan dağlar gibi hayvancılığın vazgeçilmezi olan yaylaların, Saltuklulardan günümüze ulaşmış kültür hatıraları olduğunu kaydetti. Yaylacılığın tarihi bir gelenek olduğunu vurgulayan Konukçu, “Yaylacılık, Ak ve Karakoyunluların hayat tarzı idi. Onlara göre “il ve ulus” sürekli yaylada ve kışlağ/kışla hayatı demekti. Bu da Türkistan’dan buralara kadar götürülmüş sistemin bir parçası idi” dedi.
//YAYLALAR, OSMANLI’NIN ATALARI OLAN KAYILAR’I DA AĞIRLAMIŞTI
Erzurum ova köylerinin yaylalarının, Palandökenler ve bu uzantıları devam ettiren yüce dağlar olduğunu dile getiren Prof. Dr. Konukçu, “Gözköylülerin her yıl çıktıkları, fakat şimdi terk ettikleri Palandöken yaylacılığı, süt ve yan ürünlerinin elde edildiği otlağı bol, suları soğuk yerlerdi. Erzurum’da hali vakti yerinde olmayanların yaylası ise, Değirmenler’di. Eğerli Dağı’nın arkasındaki sivri zirveler ile Erzurum’a gelenlerin hemen dikkatini çeken Eğerli Dağı bir zamanlar Osmanlı’nın atası olan Kayı’ları eteklerinde ve bağrında misafir etmişti. Mahanda adını verip miras bıraktıkları, aslında Horasan’daki tarihi yurtları Mahan Dağı idi.” diye konuştu.
Erzurum’un Ilıca ilçesinin de yaylalar anlamında önemli merkezlerden olduğuna işaret eden Konukçu, ilçenin sahip olduğu sıcak ve soğuk kaynaklarının, bugün olduğu gibi geçmişte de önemli beyliklerin konuşlanması için Ilıca’yı cazip kıldığını ifade etti.
//ERZURUM’U CAZİP KILAN O DÖNEMLERDE YAYLALARIYDI
Cam-ı Cemi Ayin isimli tarih kitabını yazan Bayburtlu Osman’ın, Erzurum’un önemli yerlerini yazarken, Abdurrahmangazi Türbesi’nin bulunduğu etekleri de kaleme aldığını anlatan Konukçu, “Keza Evliya ve Katip Çelebiler de bu ulu büyüğümüzden bahsetmişlerdir. Abdurrahman Gazi Şigveler Dağı eteğindedir. Bütün Erzurum Ovası’nı iyi bir şekilde görebilmektedir. Zaten ovadan bakılınca da, yeşillikler içinde mukaddes bir mekan olduğu hemen anlaşılır.” dedi.
Erzurum’un tarihi geçmişinde bir çok medeniyete ev sahipliği yaptığını vurgulayan Prof. Dr. Enver Konukçu, “Erzurum, sahip olduğu yaylalar nedeniyle, beyliklerin, imparatorlukların hep gözdesi olmuştur. Çünkü oba hayatı yaşayan çok sayıda beylik, yaylalarımız sayesinde uzun yıllar ayakta kalmış ve büyümüşlerdir. İşte o dönemlerden kalan yaylacılık, hayvancılığın vazgeçilmezlerinden olduğu gibi, tarihi geleneklerin de günümüze kadar yaşatılmış olmasıdır” şeklinde konuştu.