ŞEHİRCİLİK SORUNU
“Hangi Projeye oy verdiniz” başlıklı dünkü bölüme oldukça ilginç tepkiler aldık. Bir okurumuz, “bunları seçim öncesi yazsaydınız keşke” diyor ve ekliyor: “gerçi ne değişirdi ki”
Oysa Erzurum’un şehircilik gerçeği yalnız ERZURUM Gazetesi sütunlarında değil, diğer yerel basın organlarınca da, değişik olaylar vesilesiyle aktarıldı. Biz ERZURUM Gazetesi olarak şehircilik sorunlarını onlarca kez manşetlerden aktardık. Belediyecilik bazında çözülmesi gereken sorunlara değindik.
Değişen bir şeyin olup olmadığı zaten ortada.
PARTİLERİN YAKLAŞIMI
Seçim sürecinde de gerek partilerin ve gerekse adayların belediyecilik meselesine yaklaşımı, sorunları zamana yaymak ve günübirlik çözümler üretmek şeklinde oldu.
Şartlara ve ihtiyaçlara göre bir yaklaşım.
Oysa Erzurum’un şehircilik babında temel sorunları ortada.
Hemen hepsi de proje bazlı çözümlere muhtaç.
Hemen hepsi de kararlı biçimde bir çözüm yönetimi istiyor.
Ne ki, ortada buna yönelik bir girişim gözlemlemek imkansız.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Dünkü bölümde anakentin temel meselelerine girizgah yapmış öncelikle kentsel dönüşüm ve çarpık yapılaşma sorununa değinmiştik.
Sürdürelim.
Çarpık yapılaşma sorununa çekirdek kent Yakutiye perspektifinden bakmak gerekli.
Tarihi örgüyü ifade eden bu bölümde, yeni yapılaşma hızı yüksek olmasına karşılık, kentin ruhunu ifade eden mahallelerdeki gelişmeler oldukça düşündürücü.
Vaniefendi, Erzurum’un tarihi semtlerinden birisi.
Burada Dere Mahallesinde yapılan güncelleştirme ve Bosna caddesindeki yapılandırmayla birlikte bir imar hareketliliği başladı.
Sonra beton yığınları yükseldi.
Ruhsuz yapılar…
YOKOLUŞA SEYİRCİ KALDIK
Vaniefendi ve Dere Mahallesi gibi, kent tarihinin özeti durumundaki iki önemli alan bir anda yok oldu..
Narmanlı Mahallesindeki eskiErzurum evleri yok edilirken, yerlerine çok katlı apartmanlar dikildi.
Yeğenağa mahallesindeki tarihi mekanlar belediye dozerlerine kurban edildi.
Alipaşa, Muratpaşa, Mumcu, Emirşeyh gibi kent tarihini yapılarına kayıtlı olduğu semtlerde çarpık yapılaşmayı giderici değil, tamamen arsa rantına yönelik uygulamalar gerçekleşti, yerel yönetimlerin bu tasarruflara karşı duran eylemleri olmadı.
Kültürel ve tarihi doku kayboldu.
Bizce yerel yönetimlerin ve özellikle Büyükşehir Belediyesi’nin çözmesi gereken öncelikli mesele budur.
Erzurum kendini tarif edebilmeli, tarihi haşmetini sergilemelidir.
Bu da ancak tarihi yapıların korunmasıyla olur.
ERZURUM NEDİR?
Bu kentin tarihini sadece Çifteminareler, Yakutiye, Kale üçleminden oluşturmak, Erzurum’a hakarettir.
Bir kentin tarih dokusunu, oranın kültürel üslubu ortaya koyar.
Neyle?
Tarihi Erzurum Mahalleleri ve tarihi Erzurum evleriyle..
Erzurum, yerel yönetimlerin seyirci kaldığı, ciddi bir değişim sürecinde..
Değişen her şey aslından kopar..
Erzurum bu süreçtedir.
KARS’A GIPTA EDİYORUZ
Elbette modern yapılar olmalı..Ve elbette çağdaş mimari de sergilenmeli..
Ama tarih kenti erzurum’da geçmişle bugünü buluşturmak vurgusu önde tutulmalı.
Safranbolu, Bursa, Denizli, Kayseri, Konya, Malatya ve hatta Kars’ta, kent tarihine gösterilen saygı ve duyulan hassasiyet Erzurum’da da sergilenmeli..
Bu yapılmaz ve değişim sürerse korkarız, Erzurum birkaç beş yıl sonra ruhsuz ve karaktersiz bin kent halini alacak..
ECDADIN RUHUNU MUAZZEP ETMEK
Erzurum’a ruh veren ecdadın ruhu muazzep olurken, evlatları da meyus kalacak..
Erzurum’un ruhuna garip kalmış, çok sayıda insanın, eski yapıların yıkılması konusundaki müessiriyeti ve onların yaygınlaştırdığı değişim vurgusu Erzurum’u sıradan ve özelliksiz bir il haline getirecek.
Bakın, internetten, google vasıtasıyla erişebilirsiniz..
Avrupa ülkelerinin tarihi kentlerine dikkat edin..
Viyana’ya bakın, Paris’e, Bükreş’e, Budapeşte’ye…
Bu kentlerde geçmişten kalan tarihi miras hala ayakta..
Katedralleri, kiliseleriyle değil yalnız..
Evleriyle, yani tarihi kültürel yapılarıyla..
Bizim üzerinde durduğumuz mesele de bu..
NİÇİN ATILIM YOK?
Bir veya iki tarihi Erzurum mahallesinin koruma altına alınması yerel yönetimler için külfet değil..
Kaldı ki Kültür Bakanlığı kredi desteği uygulamasıyla bu tür projelerin gerçekleştirilmesini istiyor.
Mesele, Büyükşehir’i yönetenlerin bu konuyu mesele etmesidir.
En azından geriye birkaç sokak bırakılmalı, Bursa Ressamlar Sokağı benzeri bir proje geliştirilmelidir.
Safranbolu Evleri gibi Erzurum Evleri de dünyaya tanıtılmalıdır.
Erzurum’un o yüksek kültürü dünya vizyonuna çıkarılmalıdır.
Bu, Erzurum’un bugünüyle tarihi barıştırmak adına ciddi bir adım olacaktır.
2011’DE ERZURUM İMAJI
2011 sürecindeki kentin dünyaya sunacağı en önemli eseri de bu olmalıdır. Kış oyunları sürecinde gecekondu manzaralı bir Erzurum’un iz düşümü ve imajı, geleceği için ciddi bir tehdittir.
2011 Erzurum’un dünya vitrinine çıkması adına tarihi bir fırsattır.
Mesele bu fırsatın nasıl değerlendirileceği ve gelenlere nasıl bir Erzurum’un sunulacağı olmalıdır.
Büyükşehir’in 2011’e iki kala önceliği artık budur.
Ne yazık ki seçim sürecinde gerek bugün seçimi kazanan yönetim ve diğer partilerin bu meseleye bakışı meçhul kalmıştır.
DÖNÜŞÜM MÜ, RESTORASYON MU?
Önceden de vurguladığımız gibi Küçükler ve yönetimi hala kentsel dönüşüm noktasındadır.
Erzurum’un dönüşüme değil, tarihi kent görünümüne ihtiyacı vardır.
Bakın..
Seçimi kaybeden Kars Belediye eski Başkanı Alibeyoğlu’nun ciddi girişimleriyle, il Marka tarihi kentler arasına girmiş, kültür Bakanlığınca 15 marka il arasına katılmıştır.
Erzurum ise marka iller dışında bırakılmıştır.
Yani başka deyişle Erzurum’un tarihi kentliliği tekzip edilmiştir.
MARKA TARİHİ KENT DEĞİLİZ ARTIK
Kars’a gidenler iyi bilir. O ilde tarihi yapılar, biraz da kent halkındaki tarih bilincinin eseri olarak dimdik ayaktadır.
Orada siz 18. yüzyılda bir Karslının yaşamını görebilir, kültürünü anlayabilirsiniz..
Ya Erzurum’da…
Tarihi evlerin korunması babında bir Müceldi Konağı yeter mi?
Haşim Karpuz’un 1970’li yıllarda dökümünü yaptığı yüze yakın evden geride kalanların sayısı nedeyse bir elin parmak sayısı kadar bile değil..
Semtler kayboluyor, tarihi Erzurum evleri yok oluyor..
Ve Erzurum kimliğini yitiriyor..
Erzurumluların kentten göçü gibi..
ERZURUMLULUK DURUŞU
Göç hızlandıkça, Erzurum’un da kentsel duruşu bozuluyor..
İşte Kars Marka tarihi kent olurken, Erzurum sadece seyrediyor, sadece seyrediyor.
Artık bir şeylerin acilen yapılması kaçınılmaz.
Erzurum mimarisinin tarihi vizyonu bakımından yeniden ele alınması, restore edilmesi tarihi bir görev.
Ancak, seçim sürecinde görülen odur ki, yerel siyasetin gündeminde Erzurum yok..
Tarihi yok, kültürü yok..
O zaman geriye sadece Allahü alem bissevab, demek kalıyor..
Acıdır, ama gerçektir.
RUHSUZ KENT..
Erzurum, ruhsuz bir kent olma güzergahına sokulmuştur.
Yüztane 2011 yapsanız, hatta dahası olimpiyatları alsanız, Erzurum tarihine hizmet etmiş olmazsınız..
Erzurum özüyle Erzurum..
O da ortada yok..
Bunda yerel yönetimlerin suçu olduğu gibi, Erzurumlunun da var.
Biz göç gerçeğine değinirken, Erzurumluluk ruhunun da yer değiştirdiğini vurguluyoruz her zaman.
Göçen her Erzurumluyla birlikte, Erzurum’un karekteri de zayıflıyor.
Ruhu inciniyor.
ERZURUMLUNUN DERDİ PARA MI?
Seçim sürecinde, çok sayıda seçmenle konuştuk.
Erzurum’un meseleleri nedir diye sorduk.
Acıdır ve çok acıdır ki, birkaç Erzurum sevdalısı dışında hiç kimseden tarihi Erzurum dokusunun korunması talebini duymadık.
Kimsenin böyle bir derdi yok..
Haliyle seçimlerde aday olanlarda bu yüzden belki, meseleyi sahiplenmediler..
Erzurum’da ikamet etmekle Erzurumlu olmak gerçekten çok farklı..
Herhalde temel mesele göç..
Ruhun göçü…
GERÇEKLE YÜZLEŞELİM
Herkes önce kendini düşünüyor..
Tarihi Erzurum evlerinin sahiplerinden çoğu da öyle maalesef..
Yıkılsın yerine arsa üretilsin, para kazanılsın deniliyor ve öyle düşünülüyor..
Para önemli ancak parayla Erzurum’un geçmişini kazanmak mümkün değil..
Bu seyir ve bu süreç düşündürücü. Erzurum’un mayası bozuldukça, değişim de hız kazanıyor..
Evler değişiyor, sokaklar değişiyor, Mahalleler değişiyor ve Erzurumlu değişiyor..
Acı ama gerçek..
(DEVAM EDECEK)