Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Allahuekber dağlarını ve Sarıkamış şehitlerini anlattı.
Allahuekber dağları şehitlerini anmak için İzcilik Federasyonu’nun 3 gün boyunca yürüyeceği etkinliğin açılışı, Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in konferansıyla yapıldı.
İzci liderlerinden Ramazan Kotartan’ın yönetiminde okunan istiklal marşını daha sonrasında ise Kur-an’ı Kerim tilaveti ile başlayan ‘Allahuekber Dağları Şehitlerini Anma Konferansı’na Erzurum Vali Yardımcısı Yıldız Büyüker, Türkiye İzcilik Federasyonu Başkanı Hasan Dinçer Subaşı, Federasyonda Teşkilat Kurulu Üyesi Ve Kamp Müdürü Nuri Karslı katıldı.
Program’da konuşan Erzurum Vali Yardımcısı Yıldız Büyüker, “105 yıl önce bu topraklarda şehit olmuş dedelerimiz için buraya gelmeniz beni çok duygulandı. Marşlarınızı dinlerken de, videolarınızı izlerken de o anı iliklerime kadar hissettim 3 günlük programınızda Allahuekber dağına yürüyüşünüzü sağ salim tamamlamanızı temenni ediyorum” dedi.
ERZURUM NENEHATUNLAR ŞEHRİ
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Nenehatunlar şehrinde, Erzurum’da olmaktan mutluluk duyduğunu ve Erzurum’da ilk defa fener alayının düzenlenmesinin de son derece önemli olduğunu söyleyerek, “Biz şehitlerimizi anmada biraz zayıf kalıyoruz. Bir insan şehitlerini unutursa tarihini de unutur. Tarihini unutanı, tarih çöp sepetine atar” dedi.
Şimşirgil, “Sarıkamış’ın 105’inci yıl dönümü münasebetiyle Allahuekber dağında, 25 bine yakın şehidimizi yad etmek için buradayız. İlk açılan cephe, Kafkas cephesini ben felaket olarak yorumluyorum. Daha savaşa girmeden yaklaşık 80 bin kişiyi karlara gömdük, adeta melekler uçuştu Sarıkamış’ta, İzcilik federasyonu şehitleri yad etmek için bu etkinliği düzenledi. Şehadet ruhunu izcilerimizle yaşayacağız, tarihi yeniden yaşamış ve yaşatmış olacağız. Bu milletin en önemli değeri şehadet duygusudur, yedi düvel değil yedi yüz düvel olsa bu millete galip gelemez.
Bizi bir kişi Çanakkale’ye götürmedi, gazetelerde ‘Bu Anzaklar’ın burada ne işi var’ yazılarını görürdük sadece, bu yazıları göre göre biz Çanakkale’yi hatırladık. Çanakkale’de anıtı olan bir komutanımız var Nuri Yamult Paşa, İstanbul’da bulunan iki dairesini satarak elde ettiği parayla, toprağın üzerinde gözüken ceddimizin kemiklerini, hayvanlar yemesin diye toplayıp mezar yaptırmış bir paşa ama kıymetini bilemedik. Resmi belgelerle şehitlerin net bir sayısını ve bulabilmek çok sıkıntılı harekata katılan 30 bin kişi, ulaşan 3 bin kişi, hastalıktan ölenler var, dayanamayanlar var” şeklinde konuştu.
Ahmet Şimşirgil konferansının ikinci bölümüne soru cevap şeklinde devam etti. Derslerin seçmeli olarak okutulmasını ve Gençlik ve Spor Bakanlığının vermiş olduğu ‘İlham veren gençler ödülü’ nü değerlendiren Şimşirgil, şöyle konuştu;
‘TARİH SEÇMELİ OLMAZ’
“Tarih, Coğrafya ve Tasavvuf Edebiyatının seçmeli olması demek, yarın Mevlanaların, Yunus Emrelerin, tarihimizden, edebiyatımızdan çıkarılması demek. Bu durumu tasvip etmiyorum, yapmayın diyorum”
“GENÇLİĞE İLHAM DEMEK ‘GENÇ, BUNDAN İLHAM AL’ DEMEK”
“Gençliğe ilham veren çok değerli insanlar var, gençliğe ilham veren demek ‘genç bundan ilham al’ demektir. Gençlere ilham veren her izcinin gençliğe namzet olarak gösterilmesi gerekir. Gençlere ecdadını hatırlatacak, batının bizlere sattığı ahlaksızlıklardan uzak şekilde ilham olunması gerekir. Bakanlık, Aleyna Tilki'ye değil, izcilerin her birine teker teker ödül vermeli. Asıl önemli olan şu programları yapmak, ecdadı hatırlatmak” dedi.
İzcilik Federasyon Başkanı Hasan Dinçer Subaşı ise “Allahuekber dağına 15 yıldır yürüyoruz, bu yıl Erzurum’da fener alayı ile yürüyüşü başlattık. Allahuekber dağı ve Soğanlı dağı arasındaki geçitten 3 gün boyunca yürüyeceğiz. Manevi duyguları hissedebilmek için dağda konaklayacağız. Bu etkinliğin gerçekleşmesi için emeği olan ne kadar insan varsa İnşallah şehitlerimiz onlara teşekkür etsin, çünkü bizim teşekkürlerimiz az kalır. Allah, millî ve manevi değerlerimizi dava edip dertlenmeyi nasip etsin ki kendi derdimize düşmeyelim. Abdullah geçen yıl Türkiye’ye Filipinlerden geldi. Abdullah, Allahuekber dağlarında o manevi ruhu yaşamış ve islam ile şereflenen bir arkadaşımız. Filipinlerden gelen burada, ama Erzurum’da olan haberi olup da gelemeyenler var” sözlerini kaydetti.
Sarıkamış’ta Müslüman oldu
Filipinli öğretmen Abdullah Ramosa (37), 4’üncü sınıfta okurken izci olduğunu söyledi. İzci arkadaşlarıyla Müslümanlığı konuştuktan sonra İslamiyet’i öğrendiğini belirten Ramosa, “Geçen yıl Allahuekber dağlarında şehadet getirdim. İslamiyet’in diğer dinlere göre daha iyi bir din olduğunu gördüm” dedi.
Programın, Subaşı’nın yönetiminde okunan ‘Bu bayrak’ marşının ardından gerçekleşen ödül takdimleriyle son buldu.