Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Selman Can, Ermeni meselesinin kültürel boyutu ihmal edildiğini belirterek, “Ermeniler sözde soykırım iddiasını temellendirmek için bir mağduriyet psikolojisini dillendirmekteler. Ermenilere göre Türk mimarisinin, Türk müziğinin, Türk sanatının, Türk edebiyatının gerisinde Ermenilerin imzası vardır” dedi.
HAKLILIĞIMIZI İYİ ANLATMALIYIZ
Üniversite Kitabevi’nde düzenlenen “Sözde soykırım meselesinin kültürel yönü konferansı” konulu konferansta Ermeni meselesinin Türkiye açısından giderek daha ehemmiyetli bir boyut kazandığını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Can, “Yıllardır devam ede gelen sözde soykırım iddialarına karşılık son bir kaç yıl dışında ciddi olarak yapılmış bir girişim ve yayın faaliyeti bulunmamaktadır” dedi.
ERMENİLER HAKSIZ İDDİALARI İÇİN BÜYÜK HARCAMALAR YAPIYOR
Ermeniler açısından ulusal bir mesele ve mili kimlik anlamı taşıyan olayın her yönü yüzlerce yayın ve faaliyetle bütün dünya kamuoyuna tanıtıldığını ve destek alındığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Can, “Aynı ideal etrafında Ermeni milletini toplaya bilmek için batının büyük destekleri ile 19. yüzyıl başlarından itibaren yürütülen çalışmalar karşısında bizim meseleye bakış açımız tehcir öncesi ve sonrasına ilişkin olaylara odaklanmış ve adeta bir savunma psikolojisine bürünmüş durumdadır. Ermeniler açısından kendi iddialarını destekleyen ve temel teşkil eden olaylar yalnızca tehcirle sınırlı değildir. Tehcirin bir sonuç olduğu, buraya gelinceye kadar olayın her iki millet açısından kültürel ve sosyal boyutlarının bulunduğu Ermeni araştırmacılar ve yandaşları tarafından çok iyi işlemiştir. İmparatorluğu oluşturan milletler arasında Ermenilerin sanat, siyaset ve sosyal değerler itibariyle ön plana çıktıkları, Osmanlı’nın vitrininde yer aldıkları vurgulanmaktadır. Kendi değerlendirmelerine göre; göçebe bir toplum olan Türkler barbar bir yapıya sahiptirler ve ellerinde bulunan bütün kültürel unsurlar başta Ermeniler olmak üzere diğer toplumlara aittir. Bu tür barbar toplumlar kendilerinden üstün olan milletlere karşı içten içe kin ve nefret içerisindedirler. Birinci Dünya Savaşı’nda yaşanılan olaylar bu nefretin tezahürüdür” diye konuştu.
ERMENİ MESELESİNİN KÜLTÜREL BOYUTU İHMAL EDİLDİ
Bugün Türkiye’de Ermeni meselesinin kültürel boyutu tamamen ihmal edilmiş durumda olduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Can, “Edebiyatta, müzikte, el sanatlarında ve özellikle de mimaride Türk’e ait ne varsa çoğunlukla Ermeni kaynaklı olduğu vurgulanmaktadır. Mimar Sinan başta olmak üzere Osmanlı mimarlarının çoğunluğu Ermeni olarak kabul edilmiş ve dünyanın her yerinde literatüre bu şekilde geçirilmiştir. Bütün bu gelişmeler karşısında meseleyi yalnızca tarihçilere bırakmak yapılabilecek en büyük yanlıştır. Hemen her alanda Ermeni iddia ve yayınlarına karşılık ciddi bilimsel yayınlar ortaya konulmalıdır. Son günlerde yaşanılan olaylar şunu göstermektedir ki yakın bir gelecekte Ermenilerin talepleri doğrultusunda Türkiye’yi masaya oturmaya zorlayacaklardır. Yıllardır sürdürdükleri yayınlar ve iddialar ortaya konulacak dosyaların ana kaynağını teşkil edecektir. Bunlara karşı Türkiye’nin elini kuvvetlendirecek bilgi ve belgeler bu günden hazır tutulmalıdır. Unutmayalım ki yarın hepimiz için çok geç olabilir. Millet olarak olup bitenden haberimiz olmuyor. Bugün yapılması gereken çok şey var” şeklinde konuştu.
ERMENİLER MAĞDURİYET PSİKOLOJİSİNİ DİLLENDİRMEKTELER
Ermenilerin bir çok önemli tarihi eserin mimarlarının ermeni asıllı olduklarını özellikle öne sürerek bir üstünlük imajı oluşturmaya çalıştığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Can, “Ermeniler soykırım iddiasını temellendirmek için bir mağduriyet psikolojisini dillendirmekteler. Ermenilere göre Türk Mimarisinin, Türk Müziğinin, Türk Sanatının, Türk Edebiyatının gerisinde Ermenilerin imzası vardır. Ermenilerin bilinçli olarak her konuda bir Ermeni üstünlüğü fikrini öne çıkarmakla için Türklerin onları bir kıskançlık sonucu katlettiklerini işlemeye çalışmaktalar. Millet olarak bu yanlışlara karşı kültürel ve siyasi olarak ciddi çalışmalar yapmak gerekir. Ne yazık ki 2010 kapsamında yapılan projelerin birçoğu ne yazık ki ermeni tezine destek veren özellikler taşımaktadır” diye konuştu.
OBAMA’NIN KONUŞMASI ERMENİ TEZİNİ DESTEKLEYEN BİR KONUŞMADIR
Sözde Soykırım Meselesi işlenirken istenilen şeyin öncelikle halkın kafasında sorular oluşturmak olduğunu ifade eden Can, “Yapılan yayınların hemen hemen hepsi buna yöneliktir. Bu bağlamda Ermeniler dünya kamuoyunu da ciddi anlamda tatmin etmişlerdir. Obama’nın yaptığı konuşma tamamen Ermeni tezini destekleyen bir konuşmadır” dedi.