KAÜ Rektörü Prof. Dr. Sami Özcan, Ermeni meselesini siyaset arenasına taşıyan Dünya ve Avrupa ülkelerinin Ermenistan’ı kullanarak kamu oyunu meşgul etmeye çalıştıklarını belirtti.
Prof. Dr. Sami Özcan, Ermenilere karşı bir soykırım olmadığını, Dünya ve Avrupa ülkelerinin olmayan şeyi nasıl ispatlayacaklarını merak ettiğini söyledi.
MCCARTHY KONUK OLARAK KATILDI
KAÜ Prof. Dr. Necdet Leloğlu Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa katılan Türkiye Çalışmaları Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi ve Lousville Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Justin McCarthy’ın konuk olarak katıldığı, “The Guilt of the Armenian Rebels” (Ermeni İsyancıların Suçu) konferansında konuşan KAÜ Rektörü Prof. Dr. Sami Özcan, “Bundan yaklaşık yüzyıl önce aslı olmayan bir iddia ile ortaya çıkmış ve her yıl 24 Nisan geldiğinde, bu asılsız iddialar tüm Dünya kamuoyunda soykırım olarak nitelendirilmeye çalışılmakta, aslında hem hukuki mecrada, hem de tarihi alanlarda bunların asılsız olduğu yüzlerce, binlerce belge olmasına rağmen ancak bunu siyaset arenasına taşıyan bazı Dünya ve Avrupa ülkeleri Ermenistan’ı da kullanarak bir takım safsatalarla kamuoyu gündemlerini meşgul etmeye çalışıyorlar. Ve hiçbir zaman bunlar emellerine ulaşamayacaklardır. Zaten böyle bir soykırım da yoktur. Olmayan şeyi nasıl ispatlayacaklardır” dedi.
The Guilt of the Armenian Rebels” (Ermeni İsyancıların Suçu) konulu konferansta uzun yıllardan beri yaptığı araştırmaları belgeleriyle slayt gösterisi eşliğinde sunan Türkiye Çalışmaları Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi ve Lousville Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Justin McCarthy, Ermenilerin bölgede sert ideolojik bir Rusya, kafasında yaşayıp, Rusların ideolojisini uygulamak istediklerini söyledi.
Prof. Dr. Justin McCarthy, “Ermeni ulusal devletini oluşturmak aslında en büyük amaçlarıydı. Buda aslında yüzlerce yıl boyunca başkanlarının hükmü altında yaşayan insanlar için ilgi çekici oldu. ve aslında kendi zamanının ulusal devrimcileri genellikle bu hedefi benimsediler burada tabi ki kendi insanlarının çoğunluk olduğu bir devlet yaratmak istediler. İtalyanlarda İtalyan nüfusunun fazla olduğu yerde ulusalcı, milliyetçi taleplerde bulundular. Almanlar aynısını yaptı. Ve Ermeni milliyetçilerinin talep ettiği alanlarda ancak yalnızca Erivan ilinde nüfusları fazlaydı. Ancak burada fazla olmalarının sebebi de Türk nüfusunun 1827 yılında buradan sürgün edilmiş olmasıydı. Ve Ermenilerin burada talep ettiği topraklarda aslında başkalarının yaşadığı topraklardı. Hınçaklar ve Taşnaklar olan iki farklı Ermeni devrimci grubunun programı ve manifestolarına baktığımızda bunlar kesinlikle Osmanlı İmparatorluğu’nun çökmesini istiyorlardı. Talepleri bu idi. Ve buda hakların savaşı adı verdikleri savaşı Türklere karşı başlattılar. Burada Osmanlı askerlerine karşı şiddet uygulanıyor. Yalnızca askerlere değil, çalışanlara, memurlara, yetkililer karşı da bu şiddeti uyuluyordu. Hatta kendilerine karşı çıkacak olan Ermeni milletine mensup insanları da kesinlikle şiddet bekliyordu” diye konuştu.
DEĞERLENDİRME
Türkiye Çalışmaları Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi ve Lousville Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Justin McCarthy, daha sonra özetle şunları söyledi:
“Burada isyancılar kendi planlarını eyleme döktüklerinde tabi ki karmaşa kaçınılmazdı. 1890’larda Hınçaklar Doğu Anadolu’nun her tarafına saldırmaya başladılar. Ve çok büyük isyanlar Sasum’da, Zeytun’da ve Van’da patlak verdi. Burada her iki taraftan da kayıplar oldu. İnsanlar öldü. Silahlı insanlar Pazar yerlerinde, camilerde, Doğu Anadolu’nun her yerinde Müslümanlara saldırdılar. Ve Hınçak programı aslında hissizdi, duygusuzdu, burada Müslümanların Ermenilere karşı misilleme yapacağını biliyorlardı. Genellikle de masum Ermeniler karşı, ve o Ermeniler, masum olan feda edilenlerdi. Çünkü isyancılar Avrupa’daki gazetelerin yalnızca Ermeni ölümlerini haber yapacağını, Müslümanların ölümlerini haber yapmayacağını biliyorlardı. Ancak bu durum zaten misillemeye yol açan şeydi. Gerçekten hayatta olan şey bu oldu. Ancak Hınçak kıyımı başarısız oldu. Avrupalılar işbirliğine yaşanmadı. Her bir Avrupalı güç, diğer bir Avrupalı gücü Osmanlı’nın yıkılmasından fayda sağlamasından korkuyordu. Özellikle de bölgede Rusların baskın olmasından korkuyorlardı. O yüzden destek çıkıp işbirliği yapmadı. Osmanlı Devleti isyanları bastırdı. Ancak herkes isyancıların niyetini biliyordu. Daha fazla isyanın çıkacağının Osmanlı farkındaydı. Burada Hınçak başarısız olduktan sonra da saldırılar devam etti. Bundan sonrasında da çok daha yetkin olan, çok daha tehlikeli olan Taşnak Partisi geldi. Taşnak isyancıları özellikle çok daha geniş çaplı isyan yaratıp, Osmanlıyı savaştayken güçsüz duruma düşürmeyi hedefliyordu. Rusya’dan çok daha fazla silah kaçakçılığı yapıldı. Osmanlının içerisine bunları çiftliklerde, bodrumlarda kiliselerde ve manastırlarda sakladılar. Bu silah zulalarının çok büyük kısmı aslında savaş çıkana kadar keşfedilmemişti. Osmanlı yetkililer tarafından bulunan az sayıda silah bile aslında isyancıların bir orduya kadar yetecek kadar silahı olduğunun kanıtıydı.”
Konferans daha sonra soru-cevap şeklinde devam etti. Prof. Dr. Justin McCarthy, konferansa katılanların sorularını cevaplandırdı. Konferans sonrasında Prof. Dr. McCarthy’e Prof. Dr. Sami Özcan tarafından plaket verildi. Prof. Dr. Özcan’ın eşi Prof. Dr. Ayla Özcan’da bayan McCarthy’e çiçek takdim etti.
KAÜ Prof. Dr. Necdet Leloğlu Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘Ermeni İsyancıların Suçu’ konulu konferansa, Belediye Başkan Yardımcısı Ferit Yenice, Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, Azerbaycan Kars Başkonsolosu Ayhan Süleymanlı, öğretim görevlileri, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Konferans yoğun ilgi gördü.