Cuma namazını Üsküdar’daki Kerem Aydınlar Camii’nde kılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cami çıkışında basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.
DEAŞ’ın en önemli sözde üst düzey yöneticilerinden “Abu Zeyd/Üstad Zeyd” kod adlı terörist Bashar Hattab Ghazal Al Sumaidai’nin yakalanması ve Türkiye’nin terörle mücadelesi konusunda değerlendirmesi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zatın DEAŞ’ta üst düzey yönetici olduğunun ABD tarafından da tescil edildiğini dile getirdi.
Bu kişinin Adalet Bakanlığından Millî Eğitim Bakanlığına varıncaya kadar bu görevleri ifa etmiş olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bizim de gerek İstihbarat, gerek İçişleri Bakanlığımız aramadaydılar ve sonunda yakaladılar. Bugün de yargıya sevki yapıldı. Bu sevkinden sonra da gereğini zaten yargı yapacaktır. Tabii DEAŞ’la ilgili dünyada en kararlı, en geniş operasyonları bugüne kadar yürüten Millî İstihbaratımız oldu, İçişleri Bakanlığımız oldu, hatta hatta Silahlı Kuvvetlerimiz oldu. Yani Batı’nın, DEAŞ’la ilgili bugüne kadar sağlıklı bir operasyonu, mücadelesi olmadı. Sadece bu işin lafını yapıyorlar. Yaptıkları başka herhangi bir şey yok. Tabii yargının bugün vereceği kararı bekliyoruz. O karar da atılacak adımlar için aslında ciddi manada zannediyorum bir mesaj olacaktır. Bu kararlılığımız sınır içi, sınır dışı devam ediyor. Temenni ediyorum ki DEAŞ’la olan bu mücadeledeki kararlılığımızı dünya anlar.”
“SDG KONUSUNDA AMERİKA’NIN BUGÜNE KADAR ATTIĞI YANLIŞ ADIMLAR DEVAM EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “DEAŞ’la mücadele amacıyla kurulan Birleşik Ortak Görev Gücü’ne bağlı ABD askerleri, önceki gün PKK/YPG’li teröristlerle Türkiye sınırına yakın kentte ortak tatbikat ve eğitim gerçekleştirdi. Bu tatbikatlar kapsamında PKK/YPG’nin ana unsuru SDG’ye silahlı eğitimler veriliyor. Tatbikattan fotoğraflar, görev gücünün resmi Twitter hesabından paylaşıldı. Bu konudaki değerlendirmeniz ne olur?” şeklindeki soru üzerine şunları söyledi: “SDG konusunda maalesef Amerika’nın bugüne kadar attığı yanlış adımlar devam ediyor. Tabii adına da dikkat ederseniz ‘Suriye Demokratik Güçleri’ olarak koyuyorlar. Yani bu bir kamuflajdır. Maalesef Amerika bu terör örgütlerine binlerce tır, araç, gereç, mühimmat bugüne kadar hep gönderdi. Daha hala da gönderiyor. Tabii sadece Suriye’deki koalisyon güçleriyle yaptıkları ortak çalışma değil, aynı şeyleri maalesef Irak’ta da yaptılar. Hala da yapmaya devam ediyorlar. Bu silah, mühimmat, araç gereç desteklerinin yanında eğitim noktasında da ciddi eğitim desteği de veriyorlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu dün akşam Balkanlar ziyareti dönüşünde uçakta ifade ettiğini belirterek, “Yani Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda eğer Sayın Başkan’la bir görüşme fırsatı bulursak orada da bu konuyu kendileriyle tekrar görüşeceğim.” şeklinde konuştu.
“EĞER PROGRAMLAR EL VERİRSE CENAZE MERASİMİNE KATILMAYI DÜŞÜNÜYORUM”
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in vefatı hatırlatılarak, İngiltere’ye bir ziyaret yapıp yapmayacağı sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer programlar el verirse merasime katılmayı düşünüyorum” yanıtını verdi.
Sosyal medya üzerinden Kraliçe 2. Elizabeth’in vefatına yönelik taziye mesajı paylaştığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama bütün mesele bizim de kendi programlarımızda bunu denk getirebilmek. Çünkü tanımadığım birisi değil. Kendisini tanıyorum. Buckingham Sarayı’nda da 2 kez görüşmemiz oldu. Temenni ederim ki fırsat bulursak biz de bu merasimde bulunmak isteriz.” ifadelerini kullandı.
“DÜNYADA SAVAŞ UÇAKLARINI SATAN YER SADECE AMERİKA DEĞİL”
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Başkanı John Kirby’nin Beyaz Saray’daki gazetecilere verdiği brifingde, Türkiye’nin ABD’den F-16 modernizasyonu talebine dair, “F-16 programına ilişkin bir güncellememiz yok” demesi, Başkan Joe Biden’ın da temmuzda onaylanan F-16 satışını kısıtlayan yasa tasarısına desteğini sürdürdüğünü belirtmesiyle ilgili görüşü sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biliyorsunuz Madrid’de Sayın Biden’la yaptığımız görüşmede o da elinden gelen her türlü desteği vereceğini söyledi. F-16’lar konusunda olumlu bir yaklaşımda bulundu ve ‘Cumhuriyetçiler destek vermiyor’ gibi de bir imada bulundu. Sonra Dışişleri Bakanım yine Cumhuriyetçilerden yetkili bir zatla Bulgaristan’da bir görüşme yaptılar. Cumhuriyetçilerin bu konuda desteğini istediklerini kendilerine ifade ettiler. Onlar da Cumhuriyetçiler olarak gerekli olan desteği Türkiye’ye verebileceklerini söylediler. Temenni ediyorum ki bu ilişkide Amerika bizi farklı yollara sevk etmesin. Yani farklı yollardan kastım, dünyada savaş uçaklarını satan yer sadece Amerika değil. İngiltere satıyor, Fransa satıyor, Rusya satıyor, her yerden bunu temin mümkün. Bunun için de bize sinyal çakanlar var.”