Erdoğan gençlere seslendi
AHMET TOPAL
ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Özel bir yönetim değil tiyatroları özelleştirmeye götürüyorum. Bunu teklif edeceğim. Özelleştirmek suretiyle buyurun istediğiniz gibi tiyatrolarınızı oynayın. Destek gerekirse, gerektiği zaman bizler de hükümet olarak istediğimiz oyunlara sponsor olur desteğimizi veririz" dedi.
Başbakan Erdoğan, Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları 3. Olağan Kongresi'ne katıldı. Kongre öncesinde salonda bulunan partililer mehteran takımının çaldığı marşlarla coştu. Pankartlarla donatılan spor salonunda ise, "Niyeti darbe olanın, akıbeti Silivri olur", "Dik dur eğilme, dindar gençlik seninle", "Dinsiz bir toplum düşünülemeyeceği gibi, din eğitimi vermeyen bir okul da düşünülemez" şeklindeki pankartlar dikkat çekti. Kongreye ayrıca, birçok ülkeden de
davetliler katıldı. Kongrede ayrıca Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı Egemen Bağış, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Ankara milletvekilleri, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve birçok partili katıldı.
Başbakan Erdoğan'ın bir buçuk saatlik bir gecikmeyle, eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan'la birlikte katıldığı kongrede, açılış konuşmasını yapan AK Parti Gençlik Kolları Başkanı İsmail Karaosmanoğlu, Başbakan Erdoğan'ın siyasette gençlerin yolunu açtığını belirterek, "Başbakanım, bu gençlik sonuna kadar sizinle yürüyecek" şeklinde konuştu.
"SİZLER KÖKÜ MAZİDE, GÖZÜ ATİDE BİR GENÇLİKSİNİZ"
Başbakan Erdoğan, konuşmasının öncesinde ise salonda bulunan partililer hep bir ağızdan AK Parti'nin seçim şarkısını söyledi. Büyük bir coşkunun olduğu salonda Başbakan Erdoğan, konuşmasına "Aydınlık yarınlara inan gençleri selamlıyorum" diyerek başladı. "Türkiye'nin tüm sınır karakollarında nöbet tutan genç Mehmet'leri selamlıyorum" diyen Başbakan Erdoğan, Musul'un, Kerkük'ün, Erbil'in, Süleymaniye'nin, Üsküp'ün gençlerini de selamladığını söyledi. "Bizlere sizler gibi genç yol arkadaşları nasip ettiği
için Rabbime şükrediyor, hamd ediyorum" diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Sizler kökü mazide, gözü atide bir gençliksiniz. Şunu hiçbir zaman unutmayın, sizler Selçuklu'nun torunlarısınız, Osmanlı'nın ahvalısınız, sizler Cumhuriyetin umudu, Cumhuriyetin aydınlık yarınlarısınız. Sizler Sultan Alparslan'ın, Kılıç Arslan'ın, Selahattini Eyyübi'nin, sizler Ertuğrul Gazi'nin, Osman Gazi'nin, Orhan Gazi'nin, sizler Fatih Sultan Mehmet'in, Kanunu Sultan Süleyman'ın, Yavuz Sultan Selim'in yol arkadaşlarısınız. Sizler Karacaoğlan'ın, Hacı Bektaşi Veli'nin, Ahmet Yesevi'nin, Aşık
Veysel'in, Fuzuli'nin, Ahmedi Hani'nin, Mehmet Akif'in talebelerisiniz. Sizler bu topraklarda Mevlana gibi sevginin diliyle, Yunus Emre gibi aşkın diliyle konuşan ay yüzlü gençlersiniz. Ama sizler gerektiğinde Köroğlu'nun, gerektiğinde Pir Sultan'ın, gerektiğinde Dadaloğlu'nun dilini konuşacak çelik yürekli kahramanlarsınız."
Başbakan Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale şehitleri için yazdığı şiirinin bir bölümünü okudu. "Bu gençlik Allah'ın izniyle, şehitlerine, milletine mahcup olmayacak" diyen Başbakan Erdoğan, "Buradaki bu salondaki gençlik, Türkiye'nin gençliğidir. Türkiye'nin ta kendisidir. Bu salondaki gençlik, kökü mazide olan, gözü istikbalde olan gençliktir. Bu salondaki gençlik tarihini çok iyi bilen, çok seven, devraldığı mirasın omuzlarındaki yükün farkında olan bir gençliktir. Bu gençlik kavganın, çatışmanın
değil, dayanışmanın, paylaşmanın, kucaklaşmanın tarafında bir gençliktir. Burada Türkiye'nin umudu var. Burada sadece Türkiye'nin değil, Ortadoğu'nun, Balkanların, Kuzey Afrika'nın umudu var. Burada sadece Türkiye gençliğine değil, Ortadoğu'ya Kuzey Afrika'ya örnek teşkil eden bir gençlik var. İşte bu gençlik 23 Nisan 1920 ruhunu çok, ama çok iyi bilen bir gençliktir. Bu gençlik Kurtuluş Savaşı ruhunu, 29 Ekim ruhunu çok iyi bilen bir gençliktir" şeklinde konuştu.
"NEDEN BUGÜNE KADAR 19 MAYIS'IN ÖZÜNE, İZİNE SAHİP ÇIKMADINIZ?"
Başbakan Erdoğan, Danıştay tarafından iptal edilen ve hükümet cephesinden de yoğun tepki gören 19 Mayıs genelgesiyle ilgili olarak ise şunları kaydetti:
"Burada bu salondaki gençlik 19 Mayıs'ı bilen, 19 Mayıs ruhunu, misyonunu taşıyan bir gençliktir. Hiç kimse bize, bu gençliğe 23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim dersi vermeye kalkışmasın. Tam tersine 23 Nisan ruhunu öğrenmek isteyen varsa buyursun işte bu gençlikten öğrensin. Eğer 19 Mayıs'ın, 29 Ekim'in ruhunu anlamak, öğrenmek isteyen varsa buyursun bu gençlik onlara öğretsin. Türkiye'nin tapusu belli kesimlerin, belli zümrelerin, elitlerin, seçkinlerin elinde değil. 75 milyonun elindedir, 75 milyonun
yüreğindedir. Hiç kimse kendisini Türkiye'nin yegane sahibi gibi görmesin. Türkiye'nin sahibi 75 milyondur. Türkiye'nin sahibi işte bu gençliktir. Artık 19 Mayıs törenleri üzerinden hiç kimse mp ise salonda bulunan partililer hep bürebbiye gibi parmağını sallayarak bizi tehdit etmeye, bizi tedip etmeye kalkmasın, kalkışmasın. Çünkü biz onlar gibi 19 Mayıs'ın istismarının değil, 19 Mayıs'ın özünün takipçisiyiz. Ey CHP, ey MHP 19 Mayıs sizin için bu kadar önemliydi de neden bugüne kadar 19 Mayıs'ınözüne, 19 Mayıs'ın izine sahip çıkmadınız? Samsun'u bugüne kadar neden hatırlamadınız? Söyler misiniz, Samsun'a bugüne kadar ne yaptınız? Erzurum'u, Sarıkamış'ı, Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşı şehitliklerini neden bugüne kadar hatırlamadınız?"
Başbakan Erdoğan, kendilerinin 19 Mayıs'ın özüyle ilgilendiklerini ve ruhuna uygun kutlanmasından yana olduklarını belirterek, "Biz genç nesillerin, gençlerin sıkıcı resmi törenlerle değil, 19 Mayıs'ın özüne, ruhuna, heyecanına, coşkusuna uygun kutlamalardan yanayız. Kendilerini 19 Mayıs'ın yegane sahibi olarak görenlere de istismar fırsatı tanımayacağız. Bu ülkede hiç kimse kendisini öz diğerlerini üveymiş gibi göremez. Böyle muamele edemez. Bu ülkede artık birileri kendisini cumhuriyetin, milletin verejimin gerçek sahibi olarak görüp millete tahakküm edemez. Hiç kimse 'milleti kurtarıyorum' deyip milletten çok bildiği iddiasıyla bu millete yön veremez. İstikamet çizemez. Bu milletin vasilere ihtiyacı yok, bu rejimin vesayete ihtiyacı yok" dedi.
Başbakan Erdoğan ayrıca, kendilerinin iktidara geldiğinde Çanakkale'ye giden genç sayısının 250 bin olduğunu belirterek, şimdi ise bu rakamın yılda 2.5 milyonu aştığını söyledi.
"ÇETELERE GÖZ YUMMAYACAKSINIZ"
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de darbeler döneminin geri gelmemek üzere kapandığını ifade ederek, "Biz müdahaleler karşısında, hukuksuzluk karşısında çeteler ve cunta karşısında dik durduk. Sizler için dik durduk. Aynı şekilde sizler de dik duracaksınız. Asla ve asla çetelere, mafyaya, cuntaya hukuksuzluğa boyun eğmeyecek, göz yummayacaksınız. Biz size nasıl bir Türkiye emanet ediyorsak, sizler de çocuklarınıza, sizden sonra gelenlere daha güçlü bir Türkiye hediye edeceksiniz. Bayrağımızı, nasıl namusumuz,
şerefimiz biliyorsak, milli iradeyi de namusumuz, şerefimiz bilecek en güçlü şeklide muhafaza edeceğiz. Ben sizlere yürekten inanıyorum, bunu yapacaksınız" diye konuştu.
10 yıllar boyunca kendilerine yabancı muamelesi, ikinci sınıf yabancı muamelesi yapıldığını dile getiren Başbakan Erdoğan, "10 yıllar boyunca biz üstat Necip Fazıl'ın dizeleriyle teselli bulduk" dedi.
Başbakan Erdoğan, Necip Fazıl'ın dizelerinden de örnekler vererek, "Ne diyor üstat; 'vicdan azabına eş, kayna Sakarya, öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.' Yıllar hep böyle geçti ama bugün çok güçlü bir şekilde haykırıyoruz. Yüzüstü çok sürünen Sakarya, artık şahlanmıştır. Artık biz ülkemizde garip değiliz, biz bu ülkede artık parya değiliz. Burası bizim özyurdumuz, burası bizim memleketimiz. 75 milyon bu topraklar üzerinde biz beraberiz, kardeşiz. Mesele bu" diye konuştu.
"TİYATROLARI ÖZELLEŞTİRECEĞİZ"
Başbakan Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde ise şehir tiyatroları konusuna değinerek, İstanbul'da gerçekleştirilen protestoya tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"İşte en son İstanbul'da Şehir Tiyatroları meselesinde o despot anlayış o kibirli tavır bir kez daha tezahür etti. Şehir Tiyatroları'nda yapılan bir yönetmelik değişikliği üzerinden hem bizi hem bütün muhafazakarları aşağılamaya ve küçümsemeye başladılar. Allah aşkına soruyorum. Siz kimsiniz? Siz her konuda söz söyleme, her konuda otorite olduğunuzu iddia etme ehliyetini nereden alıyorsunuz? Bu ülkede tiyatro sizin tekelinizde mi? Bu ülkede sanat sizin tekelinizde mi?
Sanat konusunda söz söyleme ehliyetine sahip olan sadece sizler misiniz? Geçti o günler. Artık despot aydın tavrıyla parmağınızı sallayarak bu milleti küçümseme, azarlama dönemi geride kalmıştır. Bu ülkede pırıl pırıl bir nesil yetişti. Bu ülkede kendi tarihini bilen, mazisini iyi tanıyan, bu toprakların birikimini hıfzetmiş, Batı'yı diğer medeniyetleri tanıyan, bilen, öğrenen bir gençlik var. Gelişmiş ülkelerin hemen hemen tamamında devlet eliyle tiyatroculuk olmaz. Ben Kadir Bey'i tebrik ediyorum ve aynı
şeyi şu anda Bakanlar Kurulu'na getireceğim. Özel bir yönetim değil, tiyatroları özelleştirmeye götürüyorum. Bunu teklif edeceğim. Özelleştirmek suretiyle buyurun istediğiniz gibi tiyatrolarınızı oynayın. Destek gerekirse, gerektiği zaman bizler de hükümet olarak istediğimiz oyunlara sponsor olur desteğimizi veririz. Melih Bey, sen de ona göre hazırlığını bir an önce yap. İşte buyurun özgürlük, istediğiniz oyunları istediğiniz gibi oynayın istediğiniz yerde oynayın kimse engel olmaz. Ama kusura bakma geleceksin Şehir Tiyatrosu'ndan hem belediyeden maaşını alacaksın ondan sonra istediğin gibi yönetime de verip veriştireceksin, böyle saçmalık olmaz."