Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hâkimleri Kura Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını darbe anayasasıyla karşılamış olmayı, açıkçası içimize sindiremiyoruz. Yargı alanında 2002’den beri yürüttüğümüz zorlu mücadeleyi; inşallah sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasayla taçlandırmak istiyoruz” dedi.
KUR’A TÖRENİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hâkimleri Kura Töreni’ne katılarak, bir konuşma yaptı.
Hâkim ve savcı adaylarının, fakültelerinden mezun olduktan sonra zorlu bir adaylık dönemini başarıyla tamamladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların, geçen dönem olduğu gibi yine başarılarıyla en ön sıralarda yer almasından mutluluk duyduğunu dile getirdi.
Kura çekerek görevlerine başlayacak toplam 1.102 adli yargı hâkimi ve cumhuriyet savcısı ile idari yargı hâkimini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu an Türkiye'de 15 bin 412'si cumhuriyet savcısı, 7 bin 409'u hâkim olmak üzere toplam 22 bin 821 hâkim ve savcının görev yaptığını, bugünkü kura töreniyle bu sayıyı 23 bin 923'e çıkaracaklarını aktardı.
“ŞEHİT SAVCIMIZIN DEVRETTİĞİ ADALET SANCAĞINI SİZLER YÜCELTECEKSİNİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Buradaki her bir hâkim ve savcı adayımızı, şehit Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz'ın misyonunu taşımaya namzet bir kardeşimiz olarak görüyorum. Şehit savcımızın devrettiği adalet sancağını sizler yücelteceksiniz. Bununla kalmayacak, inşallah gelecek nesillere kutlu bir emanet gibi sizler teslim edeceksiniz. Bu vesileyle teröristler tarafından makamında alçakça şehit edilen Mehmet Selim Kiraz başta olmak üzere, adaletin tecellisi uğrunda çalışırken vefat eden, şehit düşen tüm yargı mensuplarımızı rahmetle yâd ediyorum. Rabbim tüm şehitlerimizin makamını ali, mekânını cennet eylesin. Türkiye'nin dört bir yanında fedakârca görev yapan adalet teşkilatımızın tüm fertlerine, ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi iletiyorum."
Adalet hizmetlerinin hızlı ve etkin yürütülmesi için bugüne kadar omuz omuza mücadele verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin gözünde, adliye kapısını adaletin kapısı hâline getirmek için hep beraber çaba harcadıklarını ve ter döktüklerini söyledi.
"ÜLKENİN HUKUK DEVLETİ STANDARTLARINI DAHA DA YÜKSELTTİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayata geçirdikleri her değişiklikle, ülkenin demokrasi ve hukuk devleti standartlarını daha da yükselttiklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Göreve geldiğimizde, ülkemizi dört ana sütun üzerinde inşa edeceğimizi vadetmiştik. Bunlara da 'eğitim, sağlık, adalet, emniyet' demiştik. Aradan geçen 21 yılda, ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ve karşılaştığı sıkıntılar ne olursa olsun, bu sözümüze sadakatle bağlı kaldık. Saymaya kalksak, saatler sürecek reformları ve projeleri yürürlüğe geçirdik."
Adalet teşkilatının eski günlerini bilenlerin, Türkiye'nin nereden nereye geldiğinin takdirini daha net yapabildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönemde görev yapan hâkim ve savcıların, hangi şartlar altında adalet dağıtmaya çalıştıklarını gayet iyi hatırladığını ifade etti.
“ADALET TEŞKİLATIMIZIN PERSONEL SAYISI 190 BİNE YÜKSELDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, rakamların, Türkiye'nin son 21 yılda adalet hizmetlerinin kalitesinde aldığı mesafeyi, inkârı mümkün olmayan bir şekilde ortaya koyduğunu belirterek, 2002'de 9 bin 349 olan hâkim savcı sayısını, 2,5 kat artışla yaklaşık 24 bine çıkardıklarını, adalet teşkilatının toplam personel sayısını 61 binden 190 bine yükselttiklerini bildirdi.
Merdiven altlarında, adeta mahzeni andıran yerlerde adalet dağıtılan kötü manzaralara son verdiklerini, inşa ettikleri 280 modern adalet sarayıyla, bu alandaki en önemli altyapı eksikliklerini giderdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek yargı organlarını da mimarisi, teknolojik donanımı, imkânları ve diğer müştemilatıyla göz dolduran hizmet binalarına kavuşturduklarını aktardı.
Mahkeme sayılarını da adli yargıda yüzde 95, idari yargıda yüzde 45 oranında artırdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hataları asgariye indirecek ve temyiz mahkemelerindeki yığılmayı önleyecek şekilde bölge adliye ve idare mahkemelerini devreye aldıklarını belirtti.
“İŞ YÜKÜ YÜZDE 68 ORANINDA AZALDI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle de Yargıtay hukuk ve ceza dairelerinin iş yükünün yaklaşık yüzde 68 oranında azaldığını vurguladı.
Yargı süreçlerini basitleştirdiklerini, kolaylaştırdıklarını hem de hızlandırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda, Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi'ni kurduklarını, hukuk yargılamalarına e-duruşma sistemini kazandırdıklarını, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı imkânı getirdiklerini anlattı.
Yıllardır demokratikleşme adına dillendirilen ama bir türlü yapılamayan askerî yargıyı kaldırarak, askerî suçların sivil mahkemelerde görülmesini de yine kendilerinin sağladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları paylaştı: "Vatandaşlarımızın, mesnetsiz ihbar ve şikâyetler nedeniyle soruşturmaya uğramaması için lekelenmeme hakkını güçlendirdik. Yargı Reformu Stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı ile yargıda ihtisaslaşmayı sağladık. Vergi suçları, bilişim suçları, finansal suçlar, sendikal uyuşmazlıklar ve kamulaştırma davaları gibi birçok alanda yeni ihtisas mahkemeleri kurduk. Uyuşmazlıkların, arabuluculuk ve uzlaştırma yöntemleriyle mahkeme süreci öncesinde kısa sürede ve daha az masrafla çözülmesini temin ettik. Hafta sonu nöbetçi noterlik uygulamasını başlatarak, vatandaşlarımıza yedi gün hizmet verilmesini sağladık.
Yargıda hedef süre uygulamasıyla öngörülebilirliği artırdık, yargılamaların uzamasına sebebiyet veren durumları asgariye indirdik. Adalet teşkilatımızın mali ve özlük haklarıyla ilgili beklentilerini karşıladık. İnfaz koruma memurlarının yıpranma paylarından mübaşirlerimizin genel idare hizmetine alınmasına kadar nice soruna çözüm bulduk. Görevini mesai mefhumu olmadan yürüten adalet personeline nöbet ücreti imkânı sunduk. Gelen talepler doğrultusunda, farklı dönemlerde, hâkim ve savcılarımızın özlük haklarında kayda değer iyileştirmeler yaptık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl ihdas ettikleri hâkim ve savcı yardımcılığı müessesesiyle adalet teşkilatının insan kaynağının daha nitelikli yetişmesini sağladıklarını da vurgulayarak, "Bir sonraki dönemden itibaren bu açılımı fiilen uygulamaya başlayacağız" ifadesini kullandı.
“DEPREM FELAKETİ SONRASI ADALET TEŞKİLATI SÜRATLE ORGANİZE OLDU”
Attıkları tüm adımların yansımalarını farklı alanlarda gördüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, adalet hizmetleriyle ilgili memnuniyet oranının 2002 yılına göre yükselmesini, 21 yıllık emeklerinin boşa gitmediğinin bir delili olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat'ta yaşanan deprem felaketi sonrasında, adalet teşkilatının süratle organize olduğunu, vatandaşların mağdur olmaması ve hak kaybına uğramaması için mevzuat çalışmaları gerçekleştirildiğini anımsattı.
Bölgede yaklaşık bine yakın hâkim ve cumhuriyet savcısı ile yaklaşık 7 bin 500 personelin görevlendirildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Deprem bölgesinde fedakârca görev yapan hâkim ve cumhuriyet savcılarımız ile personelimizi buradan canı gönülden tebrik ediyorum. Bu vesileyle depremde vefat eden 231 yargı çalışanımıza Allah'tan rahmet, adalet camiamıza başsağlığı diliyorum" diye konuştu.
“ÖNCELİKLERİMİZİN EN BAŞINDA TÜRKİYE'Yİ DARBE ANAYASASINDAN KURTARMAK VAR”
Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasının önündeki en büyük engelin, darbe ürünü mevcut anayasa olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını darbe anayasasıyla karşılamış olmayı, açıkçası içimize sindiremiyoruz. Yargı alanında 2002'den beri yürüttüğümüz zorlu mücadeleyi, inşallah sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasayla taçlandırmak istiyoruz. 28. Yasama Dönemi'nde, önceliklerimizin en başında, Meclisimizin de takdiriyle, Türkiye'yi darbe anayasasından kurtarmak vardır. Milletimize verdiğimiz ve tuttuğumuz diğer tüm sözler gibi, Allah'ın izniyle, bu idealimizi de hayata geçireceğimize yürekten inanıyorum."
Adaletin tecellisinde insan faktörünün önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan faktöründe sıkıntı varsa, verilen mücadelenin, gösterilen çabanın hedefine varmasının mümkün olmadığını söyledi.
Bu acı hakikate, önce 17-25 Aralık girişiminde, ardından 15 Temmuz ihanetinde şahit olunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17-25 Aralık teşebbüsünün, meşru hükümeti, yargı-emniyet darbesiyle alaşağı etmeyi amaçladığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu amaçla yargı ve emniyet birimlerimize sızdırdıkları militanlarını, üzerimize saldılar. Montaj olduğu seçim döneminde bizzat itiraf edilen kasetlerle devletimizin en hassas kurumlarını hedef aldılar. Akla, vicdana, ahlaka ve hukuka asla sığmayan, uyduruk dosyalarla yargımızı, emellerine ulaşmak için bir araç olarak kullandılar. 17-25 Aralık girişiminin, yargı ve emniyet birimlerimize verdiği zarar, 15 Temmuz ihanetinin ordumuza verdiği zararla aynı mesafededir. Benim iki korumamı şehit ettiler. Acımasızca... Eğer bizi de yakalayabilselerdi, bizi de şehit edeceklerdi. Ama bizleri, Rabbim fırsat vermedi, yakalayamadılar. Ve on binler, Yeşilköy Havalimanı'nda bizleri karşıladı. Bay bay Kemal de tankların arasından FETÖ'cülerin koordinesinde Bakırköy Belediyesi'ne gidip, orada kahvesini içerek bizi seyretti. 'Haberim olsa, ben de orada olurdum' diyor. Hayatı yalan. Böyle bir derdi yok. Hâlbuki orada FETÖ'cüler bizi yakalayıp şehitlerimizin izine bizi de koyuverseydiler, o zaman herhalde kendisi de zil takıp oynardı. Bunların hayatı bu. Ama Rabbim fırsat vermedikten sonra, hüküm değişmiyor. Bütün tuzakların üstünde en büyük tuzak Allah'a aittir."
Her iki menfur hadisede de milletin güzide kurumlarının yıpranıp, yara aldığını, ciddi travmalar yaşadığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, adliye teşkilatının tekrar kendine gelmesinin belli bir süre aldığını dile getirdi.
"FETÖ YARGILANMALARI BAŞARILI ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMÜŞTÜR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe teşebbüsünün ilk anlarından itibaren yargı camiasının hemen harekete geçtiğini ve millete karşı sorumluluğunu yerine getirdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Darbeye karışanların ve FETÖ mensuplarının hak ettikleri cezaları almasında, yargımız görevini yapmanın gayretinde olmuştur. Her ne kadar zaman zaman içeriden çeşitli sabotajlara maruz kalsa da FETÖ yargılanmaları genel hatlarıyla başarılı bir şekilde yürütülmüştür. Burada tavrımız gayet nettir, bir Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Su uyur ama FETÖ'vari terör örgütleri uyumaz. Kökü dışarıda bu yapıların en küçük bir rehaveti tekrar palazlanmak için fırsata çevireceğini aklımızdan asla çıkarmıyoruz. Son FETÖ'cü hain de işlediği cürümlerin hesabını yargımıza vermeden ne biz ne de devletimiz güvende olacaktır.
Geride bıraktığımız seçimlerde, zafiyet gördükleri anda neler yapabildiklerine hep birlikte şahit olduk. Milletimize bir daha ne 17-25 Aralık tarzı girişimleri ne de 15 Temmuz ihaneti gibi acıları tekrar yaşatmamakta kararlıyız. FETÖ'yle mücadelemizin artarak devam edeceğini, altını çizerek ifade etmek istiyorum. Sizlerden de görev yerlerinizde ve meslek hayatınızda bu konuda gereken hassasiyeti göstermenizi özellikle bekliyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin akıl ve gönül dünyasında her meslek erbabının, maharetiyle ahlakının, aynı terazide tartılıp öyle kıymetlendirildiğini belirtti.
Fakat bazı mesleklerin, hem kamu düzenini hem de toplumsal barışı doğrudan etkilemesi sebebiyle çok daha özel bir konuma sahip olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarihimize baktığımızda, bu mesleklerin, hâkim, hekim, hakem olduğunu görürsünüz. Bu üç meslek grubunun mesuliyetlerini yerine getirmemesi, toplumda infiale, devletin işleyişinde ise ciddi aksamalara sebebiyet verir. Burada yaşanacak sıkıntılar dalga dalga yayılır" ifadesini kullandı.
Bunun sadece sosyal barışı dinamitlemekle kalmayacağını, devletin varlığının da sorgulanmasına yol açacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu meslekleri deruhte edenlerin kariyeri vicdanlarıdır. Kazançları itibarlarındadır. Hizmetleri, milletin birliği, dirliği ve saadetindedir. Hedefleri, hak ile hakikatin zedelenmesine mani olmaktır. Bizi biz yapan, insanı insan yapan, medeniyetimizi değerli ve ayrıcalıklı kılan asıl hasletler işte buradadır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâkim ve savcıların, yeni görev yerlerinde, kariyerleri boyunca mesleğin saygınlığına uygun şekilde davranacağından emin olduğunu, verecekleri kararlarla, isimlerini milletin kalbine yazdıracaklarından asla şüphe duymadığını söyledi.
"ADALET HİZMETLERİNDE YAPILAN HATANIN BEDELİ AĞIR OLUR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün çekecekleri kura ile meslek hayatlarında artık kritik bir eşiği aşacaklarını vurguladığı hâkim ve savcılara, şöyle seslendi: "Türk milleti adına karar verecek kadar yüce bir makamın ağırlığını yükleniyorsunuz. Şunu lütfen hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın, hâkimin, savcının lisanı, makul sürede vereceği adil ve hakkaniyetli kararlardır. Adalet hizmetlerinde yapılan hatanın bedeli, sadece bu dünyada değil, ahirette de çok ağır olacaktır. Vazifenizi icra ederken, hukukun üstünlüğü ilkesine ve masumiyet karinesine ne pahasına olursa olsun bağlı kalmaya itina gösterin. Sizlerden sadece aklınızı, ahlakınızı ve vicdanınızı değil, devlet, millet adına müessesenizi de korumanızı bekliyorum.
İletişim araçlarının günlük hayatımızda giderek daha fazla yer işgal ettiği günümüzde şu gerçeğin altını tekrar çizmek istiyorum, sosyal medyada cübbe giyip ahkâm kesenler, asla bizim referansımız olamaz. Adaletin ölçüsü, sosyal medyadaki tepkiler değil, kanundur, nizamdır, maşeri vicdandır. Daha ileri gidiyorum, hukuktur, hukuk, kanunun çok ötesindedir. O hakkı ne yapıyor, koruma altına alıyor. Kanun dediğin, insanoğlunun yazdıklarıdır. Ama hukuk bunun ötesindedir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâkim ve savcıların rehberinin, vicdan pusulasıyla asırlar boyunca tecrübeyle, ilimle, ahlakla yoğrularak oluşmuş zengin hukuk külliyatı olduğuna işaret ederek, buna çok dikkat edilmesini istedi.
Hâkim ve savcılara, "Kararınızı verirken hiç kimsenin, hiçbir gücün, hiçbir maddi değerin sizi yönlendirmesine lütfen müsaade etmeyin" diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Parayı, pulu her zaman bulursunuz. Ama unutmayın, hak ve hukuk bulunmaz. Ben, sizlere güveniyorum. Sizlere inanıyorum. İdealistliği gözlerine yansımış buradaki her bir kardeşimin, hukuk ve adalet çizgisinden sapmadan, görevini en güzel şekilde ifa edeceğine inanıyorum. Malum Hazreti Ömer 'mülkün esası adalettir' diyor. Onu birileri başka yerlere çekiyor, o ayrı mesele... Sözün asıl sahibi Hazreti Ömer'dir. Ve işte sizin, bu mülkü adalete bina ederek, adımları atacağınıza inanıyorum. O zaman işte bu devleti kimse yıkamaz, bu ülkeyi kimse bitiremez."
Türkiye'ye ve Türk milletine yapacakları hizmetlerden dolayı hâkim ve savcılara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizleri, bize emanet eden tüm ailelerinize, şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Anneler, babalar, evlatlarınızla övünebilirsiniz. Unutmayın, onlar da sizin ebedi âlemdeki en önemli referanslarınız olacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, 25. Dönem Adli Yargı Hâkim Adayı birincisi Gülümser Kurt, 25. Dönem Adli Yargı Cumhuriyet Savcısı Adayı birincisi Hümeyra Çalı, 11. Dönem Adli Yargı Hâkim birincisi Ümit Kozan, 11. Dönem Adli Yargı Cumhuriyet Savcısı birincisi Seda Gedik, 15. Dönem İdari Yargı Hâkim birincisi Nagihan Yüksel'e plaket verdi.
Daha sonra 25. Dönem Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları, avukatlıktan geçen 11. Dönem Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları, 15. Dönem İdari Yargı Hâkimlerinin görev yerleri için kura çekilişi yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerleri belli olan bazı isimleri de ekrandan okuyarak, hayırlı olsun dileklerini iletti.