MURAT HOROZ -İSTANBUL (İHA) – Türkiye Demiryolu Ulaştırılmasının Serbestleştirilmesi Hakkındaki Kanun'un 1 Mayıs 2013'te yayımlandığını, lojistik merkezlerin kurulmasına yönelik çalışmaların hızla devam ettiğini aktaran Erdoğan, "Bu kapsamda aralarında Eskişehir, Samsun, Konya, Mardin, Erzurum, Kars ve Sivas'ın da yer aldığı 18 merkezde, lojistik merkezlerinin oluşturulmasını hedefliyoruz.”dedi.
8. YATIRIM DANIŞMA KONSEYİ TOPLANTISI
“8. Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı”nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bize bazen sorarlar ‘erken seçim var mı?’ diye. Zararımıza da olsa hayır. Biz seçim öncesinde buna yönelik disiplinden taviz vermedik, bunların önüne geçtik” dedi.
Başbakan Erdoğan, Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde düzenlenen “8. Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı”na katıldı. Toplantıda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile CEO’lar katıldı.
BAŞBAKAN’IN KONUŞMASI
Toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, Yatırım Danışma Konseyi’nin 2004 yılında oluşturulduğunu hatırlatarak, konseyin her bir toplantısında Türkiye’nin ekonomik görünümü ve sorunlar noktasında konsey üyelerinin katkıları olduğunu söyledi. Erdoğan, “Bizlere çok farklı ufuklar kazandırılması noktasındaki katkılarını inkar edemem. Her bir öneriyi, her bir tavsiye ve eleştiriyi not ettik, bunları da bir yıl sonraki toplantıya kadar takip ettik. Yatırım Danışma Konseyi Toplantıları sadece oturduğumuz, konuştuğumuz, sonrada dağıldığımız toplantılar değildir. Bu toplantılarda küresel boyuttaki otoritelerinin, ekonominin bir röntgenini çekmesini sağlıyor, ortaya çıkan fotoğrafı da büyük bir ciddiyet ve kararlılıkla değerlendirmeye alıyoruz. Ülke yönetiminde her alanda hakim kıldığımız istişare mekanizmasını ekonomide de böyle farklı bir boyutta sürdürüyor, Türkiye ekonomisi adına da son derece olumlu neticeler elde ediyoruz” diye konuştu.
10.KALKINMA PLANI
2014-2018 dönemini kapsayan 10. Kalkınma Planı’nı Temmuz ayında kamuoyuna duyurduklarını hatırlatan Erdoğan, “Plana paralel olarak 8 Ekim’de 2014-2016 dönemi politika önceliklerimizi, orta vadeli programla açıkladık. Yine dün 5. İzmir İktisat Kongresi’ni düzenleyerek 90 yıllık Cumhuriyet tarihimizin bir muhasebesini yapma, Türkiye ekonomisinin ve küresel ekonominin geleceğini uluslararası ölçekte değerlendirme imkanı bulduk. İzmir İktisat Kongresi’nin üçüncü gününde Kalkınma Bakanımız 10. Kalkınma Planı’nı Türkiye ve dünya kamuoyuna açıklayacak. Bu arada 2014 bütçemizle ilgili hazırlıklar da başladı. Bütçemiz Meclis’e sunuldu ve komisyonda görüşmeler başladı” dedi.
EKONOMİDE PLANLAMA
Başbakan Erdoğan, geleceğe dönük planlamanın ekonomiler için ne derece önemli olduğunu yaşayarak ve acı tecrübelerle öğrendiklerini ifade ederek, “11 yıl öncesine kadar Türkiye’de bırakınız 5-10 yıl sonrasını görmek bir ay, hatta bir gün sonrasını görmek bile mümkün değildir. Ulusal ve uluslararası dalgalanmalar piyasaları etkilediği kadar, hükümetlerin plan ve programlarını da etkiliyor, hedefler sürekli değişiyor, açıklanan plan ve programlar sürekli bozuluyordu. Sanayici, girişimci, ihracatçı, esnaf, çiftçi ve özellikle de yatırımcı önünü göremiyor ve orta vadeli, uzun vadeli planlar yapamıyordu. Enflasyonun ne olacağı, faizlerin nasıl bir seyir izleyeceği, vergi sisteminin nasıl değişeceği, finans sistemini nelerin beklediği tahmin edilemiyor, istikrarsızlık ve güvensizlik ortamı herkesi belirsizliğe itiyordu” şeklinde konuştu.
EKONOMİDE İSTİKRAR
11 yıl öncesinden bugüne kadar ekonominin en büyük kazanımının tesis edilen istikrar ve güven ortamı olduğunu kaydeden Erdoğan, “Daha ilk andan itibaren politikalarımız, hedeflerimiz, planlarımız, programımız gayet net bir biçimde açıklanmış, verilen sözlere sadakat gösterilmiş, sürprizlere yer verilmemiştir. Bir gün sonra ne olacağı kestirilemeyen bir Türkiye’den bir yıl, 5 yıl, 10 yıl sonrası kalem kalem, madde madde hedeflenen bir Türkiye’ye gelinmiştir” dedi.
SEÇİM SÜRECİ
Başbakan Erdoğan, konuşmasında özellikle seçim dönemlerini de hatırlatarak, şunları söyledi: “Seçim süreçlerini özellikle hatırlatmak isterim. Türkiye’de çok sık seçim yapılırdı. Her bir seçim popülist ekonomi politikalarının uygulanmasını beraberinde getirirdi. Merkez Bankası’na sürekli para batırılırdı. Birin yanında 6 tane sıfır vardı. Akşam yatıyorlardı, sabah kalkıyorlardı bir sıfır. Göreve geldiğimizde paramızın değeri kalmamıştı. Göreve geldik ve 6 tane sıfırı attık ve paramız kendine geldi. Mali disiplin diye bir şey yoktu zaten. Bunu tesis ettik, sağladık ve terk edilmiş olan hedefleri biz yeniden tesis ettik ve bu hedefler istikametinde yürümeye başladık. Toplumdaki o geçici rahatlamalardan sonra biz kalıcı rahatlamayı getirdik. Artık bizdeki girişimci, yatırımcı önünü görüyor. Gerek ulusal, gerekse uluslararası sektör bu noktada Türkiye’nin bir güvenli liman olduğunu görür hale geldi. Seçimin ardından da başta enflasyon ve faiz olmak üzere verilenler kat kat fazlasıyla geçmişte geri alınıyordu. 11 yıl boyunca seçim ekonomisine asla müsaade etmedik. ‘3 ay sonra, 5 ay sonra seçim var. Şimdi farklı bir şekilde menfaat sağlamak için adımlar atalım, ekonomideki disiplini bozalım’ gibi bir yola asla başvurmadık. 5 ay sonra seçim var, biz yine aynı kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Bir yandan seçimlerin anayasal sürede yapılmasına azami özen gösterdik. 11 yıl öncesine kadar ülkemizde çok partili siyasi hayatta ortalama seçim dönemi 16 aydır. Biz geldikten sonra ilan edilen süre neyse biz şimdi o sürede seçimlerimizi yapıyoruz. Genel seçimler 4 yılda bir, yerel seçimler 5 yılda bir yapılıyor. Bize bazen sorarlar ‘erken seçim var mı? diye. Zararımıza da olsa hayır. 4 yılsa 4 yıl, 5 yılda 5 yıldır. Biz seçim öncesinde buna yönelik disiplinden taviz vermedik, bunların önüne geçtik. Tüm bu çabalarımız Türkiye’nin yerli ve uluslararası yatırımcılar açısından tercih edilen bir yatırım yeri olma özelliğine önemli katkılar sağladı.”
DÜNYADAKİ FİNANSAL KRİZ
Başbakan Erdoğan, 2008 yılı son çeyreğinden itibaren küresel çapta derinleşen finansal krize rağmen güçlü iç pazarı, genç ve dinamik nüfusu ve özel sektör odaklı politikaları sonucunda Türkiye ekonomisinin istikrarlı bir şekilde büyümesini sürdürdüğünü söyledi. Türkiye’nin çok uluslu şirketler için bölgesel bir yönetim merkezi olma yolunda da önemli mesafeler kat ettiğini belirten Erdoğan, “Bazı çok uluslu şirketlerin İstanbul’u tercih etmeleri anlamlıdır. Bu durup dururken olmamıştır” dedi.
Türkiye’de yatırım ortamını etkileyen tüm faktörleri bir bütün olarak ele alıp, bunların iyileştirilmesine yönelik çalışmaları yoğun bir şekilde sürdürdüklerini kaydeden Erdoğan, “Ekonomimizi sıçrama yaptıracak, katma değeri yüksek, ithalatı azaltacak, istihdam ve verimlilik artışı sağlayacak yatırımların artırılması amacıyla yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarına sizlerin sağladığı katkıya özel bir önem atfediyoruz” diye konuştu.
KATILIMCILARA TEŞEKKÜR
Erdoğan, aralarında bulunan üyelerinden bazıları da dahil olmak üzere bazı çok uluslu şirketlerin İstanbul'u tercih etmelerinin anlamlı olduğunu söyledi. Firmaların, İstanbul'u Doğu Avrupa, Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika bölgelerindeki operasyonlarını yönettikleri merkez olarak belirlemiş olmalarının da anlamlı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu tabii ki durup dururken olmamıştır. Gerekli incelemeleri, araştırmaları yaptıktan sonra bu tercihleri bu istikamette kullanmışlardır. Yatırım Danışma Konseyi toplantıları aracılığıyla siz değerli uluslararası iş dünyası temsilcileriyle düzenli bir şekilde bir araya geliyor, Türkiye'nin iş ortamına ilişkin fikir alışverişi gerçekleştiriyoruz. Dünya Bankası'nın üst düzey yöneticilerinin de bugün burada bulunuyor olması, Sayın Başkan'ın dün ve bugün aramızda olması, gerçekten konseyimizin yapısını güçlendiren bir diğer unsur niteliğindedir. Bu vesileyle kendilerine katılımları için bir kez daha teşekkür ediyorum."
DEMİRYOLU
Türkiye Demiryolu Ulaştırılmasının Serbestleştirilmesi Hakkındaki Kanun'un 1 Mayıs 2013'te yayımlandığını, lojistik merkezlerin kurulmasına yönelik çalışmaların hızla devam ettiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu kapsamda aralarında Eskişehir, Samsun, Konya, Mardin, Erzurum, Kars ve Sivas'ın da yer aldığı 18 merkezde, lojistik merkezlerinin oluşturulmasını hedefliyoruz. Yatırım ortamını yakından ilgilendiren bir diğer düzenleme, Posta Hizmetleri Kanunu'dur. O da 23 Mayıs 2013'te yayınlandı. Yap-işlet-devret modeliyle 2013-2023 yılları arasında gerçekleştirilecek 5 bin 550 kilometre uzunluğundaki otoyol projelerinin yaklaşık maliyeti 89 milyar lira düzeyinde. Bu projelerden 523 kilometre uzunluğundaki Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu, Sabuncubeli Tüneli projesiyle Kuzey Marmara Otoyolu-Odayeri Paşaköy kesimi yapım çalışmalarına başlandı. Türkiye'de yatırım ortamını etkileyen tüm faktörleri, bir bütün olarak ele alıyor ve bunların iyileştirilmesine yönelik çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Ekonomimize sıçrama yaptıracak, katma değeri yüksek, ithalatı azaltacak, istihdam ve verimlilik artışı sağlayacak yatırımların artırılması amacıyla yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarına sizlerin sağladığı katkıya özel bir önem atfediyoruz. Zira bizim uyguladığımız politikalar kadar, bu politikaların siz değerli uluslararası iş camiası temsilcileri tarafından nasıl algılandığı ve değerlendirildiği çok önemli. Bu kapsamdaki bilgiler, mevcut politikaların geliştirilmesine ve yeni politikalarımızın etkin bir şekilde tasarlanmasına büyük katkılar sağlıyor."