AHMET TOPAL - SİNAN USLU
ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, 19 Mayıs'ı anlamlı tarihleri süslü nutuklarla, eskimiş şiirlerle, kamuflaj rengine bezenmiş protokol törenleriyle, 1940 model resmi geçitlerle değil artık ruhuyla, özüyle, idealleriyle, yüreğiyle kutluyor" dedi.
Başbakan Erdoğan, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen Türkiye 2. Gençlik Şurası'na katıldı. Başbakan Erdoğan, 1988'de ilk Gençlik Şurası'nı düzenleyen dönemin başbakanı 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ı rahmetle ve minnetle yad ettiğini belirtti. Başbakan Erdoğan, “Şurası son derece önemli; daha 19 Mayıs 1919'da daha Samsun'a ayak bastığı ilk günden itibaren Gazi Mustafa Kemal, millet diyor. Hakimiyet-i milliye diyor, bağımsızlık diyor. ‘Milletin istiklalini, milletin azim ve kararı kurtaracaktır’ diyor. Gençler, işte bu millet kavramının üzerinde hassasiyetle duracağız. Gençler, 19 Mayıs 1919'da daha Samsun'da dile getirilen hakimiyet-i milliye kavramının üzerinde dikkatle duracağız. Çünkü 19 Mayıs'a sahip çıkmak, 19 Mayıs'ın ruhuna, özüne, ilkelerine, ideallerine, hedeflerine sahip çıkmaktır. 23 Nisan'a, 30 Ağustos'a, 29 Ekim'e sahip çıkmak, o tarihlerdeki heyecanın, coşkunun, umudun anlamına sahip çıkmaktır. İşte bugün Türkiye, bu tarihlere sahip çıktığı kadar bu tarihlerin anlamlarına da sahip çıkıyor. Türkiye, bu tarihlerdeki ruhu, özü, heyecanı anlamak için daha bir gayret gösteriyor. Türkiye, bu anlamlı tarihleri süslü nutuklarla, eskimiş şiirlerle, kamuflaj rengine bezenmiş protokol törenleriyle, 1940 model resmi geçitlerle değil artık ruhuyla özüyle, idealleriyle, yüreğiyle kutluyor” ifadelerini kullandı.
“19 MAYIS, SIKICI RESMİ TÖRENLERDEN SIYRILIYOR”
81 ilden, Kıbrıs'tan, Avrupa'dan, dünyanın 35 ülkesinden gelen gençlerin, 19 Mayıs'ın ruhuna denk düşen bir anlamla 19 Mayıs'ı kutladığını belirten Başbakan Erdoğan, gençlik sorunlarının konuşulduğunu, çözüm önerilerinin tartışıldığını ifade ederek, “19 Mayıs, sıkıcı resmi törenlerden sıyrılıyor, gençliği kucaklayan, gençliğin kucaklaştığı, konuştuğu, müzakere ettiği 19 Mayıs'ın anlamıyla örtüşen bir heyecana kavuşuyor” dedi.
Erdoğan, milletin, dedelerinin, şehitlerinin mezar taşları yan yana olan, Selahaddin Eyyubiye de Fatih Sultan Mehmet'e de aynı gururla sahip çıkan, Yunus Emre'den de Ahmed-i Hani'den de aynı hissiyatı alabilen, İstiklal Marşı'nı da Yemen türküsünü de hep bir ağızdan, yürekten, kalpten hissederek okuyabilen insanlar topluluğu olduğunu söyledi.
Erdoğan, 19 Mayıs 1919'da, Amasya'da, Sivas'ta, Erzurum'da, 23 Nisan 1920'de, Ankara'da Millet Meclis'i açılırken, 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti kurulurken kast edilen millet kavramının üzerinde tekrar tekrar düşünmek gerektiğini belirtti.
“BİZİM MİLLET ANLAYIŞIMIZDA DIŞLAMAK, ÖTEKİLEŞTİRMEK İMKANI YOKTUR”
Milletin, bir ırkın mensupları, aynı dili konuşan, aynı dine, aynı mezhebe sahip insanlar demek olmadığına işaret eden Başbakan Erdoğan, “Millet, dilin de inancın da etnik kökenlerin de çok çok üzerinde, daha kapsayıcı bir kavramdır. Millet, kendisine vatan bildiği topraklar üzerinde, aynı bayrağın altında, aynı idealler, aynı hedefler doğrultusunda, gönül birliği içinde geleceğe yürüyen insan topluluğudur” dedi.“Derisinin rengi her ne olursa olsun, konuştuğu dili, dini, mezhebi her ne olursa olsun, kendisini bu topraklara, bu toprakların tarihine ait hisseden, bu toprakların bugününe ait hisseden herkes, bu milletin bir ferdidir” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bizim millet anlayışımızda dışlamak, ötekileştirmek imkanı yoktur. Tam tersine kucaklamak vardır, kardeşlik vardır, bütünleşmek vardır. Tekrar ediyorum, 19 Mayıs 1919'daki millet kavramı da budur, 23 Nisan 1920'deki millet kavramı da budur, 29 Ekim'deki kuruluşun millet kavramı da budur, işte budur gençler.”
“ŞEHİTLİKLERİ DOLAŞIN”
Gençlerden Türkiye'nin şehitliklerini tek tek dolaşmasını isteyen Erdoğan, “Çanakkale şehitlerini, Sarıkamış şehitliklerini, Sakarya şehitliklerini tek tek dolaşmanızı, oralarda birer Fatiha okumanızı, özellikle de mezar taşlarında yazan yer isimlerine dikkat etmenizi sizlerden rica ediyorum. O mezar taşlarında Saraybosna göreceksiniz, Üsküp, Priştine, Prize, Gümülcine göreceksiniz. O mezar taşlarında Kudüs, Nablus, Gazze, Kahire, Şam, Bağdat göreceksiniz. O mezar taşlarında Van, Bitlis, Bingöl, Erzurum, Malatya, Şanlıurfa, Gaziantep, Antalya, Rize, Trabzon, Ankara, İzmir, Tekirdağ, Edirne göreceksiniz. Velhasıl vatanımızın herbir yanını göreceksiniz. Bir kabristanda, bir şehitlikte yan yana yatan bu isimleri görünce millet nedir, milliyet nedir, inanın o zaman daha iyi anlayacaksınız.
Millet nedir biliyor musunuz, gençler; Millet, dedelerinin, şehitlerinin mezar taşları yan yana olan insanlar topluluğudur. Millet, Selahaddin Eyyubiye de Fatih Sultan Mehmet'e de aynı gururla sahip çıkan insanlar topluluğudur. Millet Yunus Emre'den de Ahmed-i Hani'den de aynı hissiyatı alabilen insanlar topluluğudur. Millet, İstiklal Marşı'nı da Yemen türküsünü de hep bir ağızdan, yürekten, kalpten hissederek okuyabilen insanlar topluluğudur. Millet, aynı duayı eden, aynı duaya amin diyen, birlikte üzülüp birlikte sevinen insanlar topluluğudur. İşte bu millet tanımının, böyle bir millet kavramının, böyle bir ruhun sarsılmasına, törpülenmesine, inanıyorum siz gençler asla izin vermeyeceksiniz” ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, bu millet tanımını sarsmak, yıpratmak ve örselemek için tarih boyunca çok acımasız oyunlar oynandığına işaret ederek, “Kardeşler arasında ayrım yapıldı, milletin fertleri arasında ayrım yapıldı, bölgeler arasında, şehirler arasında ayrım yapıldı. Biz, bütün bu ayrımları, bütün imtiyazları, inkar ve ihmalleri elimizin tersiyle ittik, reddettik ve reddediyoruz” şeklinde konuştu.
“BU BİRLİĞİ BOZMAYA HİÇ KİMSENİN AMA HİÇ KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEKTİR”
Hz. Mevlana'nın dediği gibi ayırmaya değil birleşmeye geldiklerini anlatan Erdoğan, milletin 75 milyon ferdinin bir, beraber ve kardeş olduğunu dile getirerek, “Bu birliği, bu beraberliği, bu kardeşliği bozmaya hiç kimsenin ama hiç kimsenin gücü yetmeyecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Erdoğan, gençlerden, vatana, memlekete ve topraklara sahip çıkmasını isteyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siz, 19 Mayıs ruhuna, 23 Nisan ruhuna sımsıkı sahip çıkacaksınız. Siz, Kurtuluş Savaşı'ndaki, Cumhuriyet'in kuruluşundaki o ruha, o felsefeye, o anlayışa sımsıkı sahip çıkacaksınız ve siz bu ülkede 75 milyonun bir, beraber ve kardeş olduğu gerçeğine en güçlü şekilde sahip çıkacak, o gerçeğin sarsılmasına asla ve asla müsaade etmeyeceksiniz.”