AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün değişen sadece şekildir. Bugün öz değişmiyor. Bugün, partimizin yüklendiği misyon, davamızın ruhu, hedef ve ideallerimiz değişmiyor. Bugün sadece ve sadece isimler değişiyor" dedi.
Erdoğan, Ankara Arena Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde partililere hitap etti. Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçiminde demokratik olgunluğunu bir kez daha gösteren, sandığa gidip oyunu kullanan, bu tarihi süreçte emeği ve katkısı olan herkese, milletin 77 milyon her bir ferdine şükranlarını sundu.
Konya il teşkilatından gelen partililere seslenen Erdoğan, "Konya, sizler rekorlar peşinde koştunuz. Bundan sonra da sizlerden farklı rekorlar bekliyoruz. Bundan sonra sorumluluğunuz daha da arttı, bunu unutmayınız" dedi.
"Bugün, bu olağanüstü kongreyle 13 yıldır gururla taşıdığım AK Parti'nin Genel Başkanlık vazifesini artık sizlere teslim ediyorum. 14 Ağustos 2001 tarihinde başlayan Genel Başkanlık vazifem, 13 yıl 13 gün sonra, işte bugün nihayete eriyor. 13 yıl, 13 gün" diyen Erdoğan, yarın saat 14.00'de, TBMM'de mazbatasını teslim alacağını, 11 buçuk yıl boyunca yürüttüğü başbakanlık vazifesini teslim edeceğini, yemin ederek Türkiye Cumhuriyeti'nin 12'nci Cumhurbaşkanlığı görevini üstleneceğini anımsattı.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "1 Temmuz'da, adaylığımın açıklandığı toplantıda, bunun bir nihayet olmadığını, bir son, bir bitiş olmadığını, bunun yeni bir başlangıç olduğunu ifade etmiştim. Sonrasında yaptığımız tüm toplantılarda, mitinglerimizde, 10 Ağustos akşamı AK Parti Genel Merkezi'nin balkonunda, aynı şekilde bu hususun altını kalın çizgilerle çizmiştim. Kardeşlerim, bugün değişen sadece şekildir. Bugün öz değişmiyor. Bugün, partimizin yüklendiği misyon, davamızın ruhu, hedef ve ideallerimiz değişmiyor. Bugün sadece ve sadece isimler değişiyor. Her zaman ifade ettim, AK Parti, 13 yıllık bir siyasi parti olsa da aslında, asırlar öncesinden başlamış kutlu bir yürüyüşün, kutlu bir davanın mirasını omuzlarında taşıyan bir partidir.
1071'de Malazgirt ovasında Sultan Alparslan'ın arkasında namaza duran, ellerini dua için semaya açan neferlerin hissiyatı neyse bizim de hissiyatımız işte odur. Kudüs'e doğru yürüyen, Kudüs'ü bir barış şehri yapmak için ilerleyen Selahattin Eyyubi'nin askerlerinin duyguları neyse işte bizim de duygularımız aynen odur. Bizler, Mohaç'taki, Niğbolu'daki, Kosova'daki hem şehadet şerbetini içmek hem de zaferleri kuşanmak için sabırsızca bekleyen ecdadın torunlarıyız. Hicaz'ın çöllerinde sıcağın altında, Sarıkamış'ta Allahuekber Dağları'nda beyaz karların altında şehit olanlar bizim dedelerimizdir. Çanakkale'de, dünyanın en modern orduları karşısında yüreği ile direnen ve zafer kazanan şehitler bizim dedelerimizdir."
"SANMAYIN Kİ 13 YILLIK YOLDAN GELİYORUZ, BİZ ASIRLARDIR YÜRÜYORUZ"
Medine'yi, Filistin'i, Mısır'ı, Suriye'yi, Irak'ı canı pahasına savunanların torunları olduklarını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:"Bizler, hep birlikte Kurtuluş Savaşımızda, var olmak ya da olmamak, yok olmak, onuruyla yaşamak veya onuruyla şehit olmak arasında seçim yapan kahraman Mehmetçiğin torunlarıyız. Sanmayın ki 13 yıllık bir yoldan geliyoruz, biz asırlardır yürüyoruz. Asırlardır hem vatanımızı hem milletimizi hem de elimizin ulaşabildiği tüm mazlumları korumak için gözetmek için dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirmek için mücadele veriyoruz.
Biz kökü mazide olan atiyiz. Biz kökü olmayan, ruhu olmayan, geçmişiyle irtibatlarını koparmış bir parti, böyle bir hareket asla değiliz."
"BU HAREKETTE GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN UFKU, VİZYONU, HAYALLERİ VARDIR"
AK Parti hareketinde Abdülhamit Han'ın dirayetinin, Fatih Sultan Mehmet'in kahramanlığının, Osman Gazi'nin basiretinin, Nurettin Zengi'nin cesaretinin ve Sultan Alparslan'ın imanının bulunduğuna işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:"Bu harekette Gazi Mustafa Kemal'in ufku, vizyonu, hayalleri vardır. Bu harekette merhum Adnan Menderes'in millet uğruna verilmiş canı vardır. Bu harekette hiç şüpheniz olmasın, eski Başbakanlarımızdan Necmettin Erbakan'ın da alın teri vardır. Bu harekette eski Başbakanlarımızdan, Cumhurbaşkanlarımızdan, merhum Turgut Özal'ın da emeği vardır. Bu hareket, 14 asır önce Mekke'nin yalçın dağlarına inzal olmuş Allah kelamını, onun alemlere rahmet olarak gönderilmiş Nebisini kendisine rehber edinmiş bir harekettir.
Bu hareket, Ahmet Yesevi'den Mevlana'ya, Hacı Bektaş Veli'den Hacı Bayram Veli'ye, Yunus Emre'den Fuzuli'ye, Ahmedi Hani'den Mela Ceziri'ye, Nazım Hikmet'ten Necip Fazıl'a, Mehmet Akif'ten Sezai Karakoç'a kadar, o tatlı pınarlardan kana kana içmiş, o bereketli pınarlardan beslenmiş bir harekettir."
"İSİMLERİN HİÇ AMA HİÇ ÖNEMİ YOKTUR"
Yola 13 yıl önce veya 100 yıl önce çıkmadıklarını vurgulayan Erdoğan, "Biz, insanlık tarihi boyunca dosdoğru bir istikamette ilerleyen, iyinin ve doğrunun mücadelesini tevarüs etmiş bir hareketiz" ifadesini kullandı.
Bu nedenle isimlerin hiç önemi olmadığının altını çizen Erdoğan, Hazreti Adem'den bugüne kadar nice insanlar dünyaya geldiğini, konduğunu ve göçtüğünü söyledi. Mezarlıklarda, ismi unutulmuş, bedeni çürümüş, topraktan geldiği gibi toprağa karışmış nice insan olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:"Milyarlarca isim, kayboldu ve gitti. Ancak Hazreti Adem ile başlayan, iyinin ve kötünün mücadelesi insanlık tarihi boyunca devam etti. Hak ile batıl mücadelesi. İsimleri faniydi. Baki olan davaydı. Dün, bu büyük davanın sancaktarlığını başkaları yapıyor, mücadelesini başkaları veriyordu. Bugün o sancağı biz gururla ve şerefle taşıyoruz. Yarın da bu dava sancağı düşmeyecek, inşallah istikbalde de bu dava sahipsiz kalmayacak.
Bugünün çocukları, gençleri, Allah'ın izniyle bizlerden bu dava sancağını teslim alacak ve tıpkı bizim gibi, onurla ve şerefle o sancağı taşıyacaklar."
"BU DAVA HİÇBİR ZAMAN KOLTUK DAVASI OLMAMIŞTIR"
Bu büyük dava ve kutlu hareketin mensuplarıyla şereflenmeyeceğine tam tersine mensuplarına şeref vereceğine vurgu yapan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:"Şunu unutmayın, gençler, 'Ben yoksam dava da yok" diyenler daha en baştan kaybetmiş olanlardır. Gençler, şunu unutmayın, 'Ben olmazsam dava ilerleyemez' diyen, davanın ruhunu, özünü anlayamamıştır. 'Bu dava ancak benim ismimle ayakta kalabilir, ancak benim ismimle şereflenebilir' diyen, kibir tuzağına düşmüştür. İstişareyi, danışmayı, ortak aklı dışlayan, ortak kararları, şahsi beklentileriyle uyuşmadığı için beğenmeyen bu kutlu davaya haksızlık etmiştir. Zira bu dava hiçbir zaman koltuk davası olmamıştır.
Unutmayın, size yüceler yücesinden bir talimatı hatırlatıyorum, 'Emrolunduğunuz gibi dosdoğru olun'. İki, 'Tüm işlerinizde istişare ediniz'. Bu dava, hiçbir zaman, tarihin hiçbir döneminde, makam davası, rütbe davası, paye davası olmamıştır. Bu dava, şahsi hırsları, kibri, fitneyi ve nifakı, kıskançlığı, çelme takmayı, başkasının kuyusunu kazmayı her zaman dışlamış, her zaman dairesinin dışına atmış bir davadır."
"İHANET EDENLERİ KİMSE HATIRLAMIYOR, HATIRLAMAYACAK"
Tarihin, davasına ihanet edenlerin nasıl onursuzca yok olup gittiğinin örnekleriyle dolu olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:"Bizim dahi, yakın tarihimiz, davasına ihanet eden, partisine ihanet eden, kendisini seçen milletine ihanet edip zillete düşen isimlere şahit olmuştur. İşte onları hiç kimse hatırlamıyor ve hatırlamayacak, bunu böyle biliniz. Onların iftiralarını hiç kimse hatırlamıyor, hatırlamayacak. Okyanus ötesinden gelen telefonlarla istifa edenleri, darbecilerin tehditlerine boyun eğenleri, darbecilerin getirdikleri haberlere inananları bugün hiç kimse hatırlamıyor ve hatırlamayacak bunu böyle biliniz. Allah'a hamdolsun, bu dava dimdik ayakta durmaya devam ediyor ve güçlenerek yoluna devam ediyor. Safını cesaretten yana belirleyenler, işte bugün izzetleriyle, şerefleriyle, haklı gururlarıyla buradalar. Başkalarının oyuncağı olanlar ise çoktan unutuldular. Ama şunu da unutmayın, unutulmayan namzet adaylar da yok değil, var. Onlar da vakti saati geldiğinde inanıyorum ki o çöplüğün içerisinde yerlerini alacaklardır."